MÜHLET VEREBİLMEK
Can yine trafiğe çıkmıştı ve sinir harbi devam ediyordu. Her seferinde arıza tiplerin kendini bulması tesadüf müydü? Önündeki araç cep telefonuyla konuşuyor ve en sol şeritte yavaş yavaş gidiyordu. “Babasının yolu nasıl olsa!” diye öfkeyle söylendi. Öndeki araca selektör yapıyordu ama kimin umrundaydı? O sırada telefonu çaldı. Nasılsa yavaş yavaş gidiyoruz açayım diye düşündü. Telefonda eşi Fatma, birinci sınıfa giden kızından dert yanıyordu. “Canım bir an önce eve gel nolur, ben bu kıza ödev yaptıramıyorum. Anlatıyorum anlatıyorum anlamıyor!” Can Bey eşini dinleyip gazını aldıktan sonra derin bir nefes çekti ve “Hayatım geliyorum, biraz sabırlı ol, bu daha yedi yaşında bir çocuk. Sen kendi çocukluğunu düşün, okuma-yazmayı bir haftada mı öğrenmiştin? Ben ne kadar zorlandığımı hatırlıyorum. Kızımız da öğrenecek, biraz ona mühlet ver, az kaldı geliyorum inşallah” dedi ve telefonu kapattı. Seyir halindeyken insan durup düşünemediği birçok şeyi düşünebiliyordu. Can geçmişine doğru git...