Kayıtlar

sahte etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YETERİNCE TEMİZ Mİ?

Resim
Annesinin tatlı seslenişiyle uyanmıştı güne Esra, bugün büyük gündü. Aylardır üzerinde çalıştığı “Görünen ve Görünmeyen Temizlik” konusu hakkında bir seminer verecekti. Daha önce de seminer verdiği olmuştu ama bu başkaydı Esra için. Sunuma hazırlanırken edindiği bilgiler onu da çok hayret ettirmişti. “Bu bilgileri mutlaka duyurmalıyım” diye hedef belirlemişti kendine. Gece yatmadan konuların üzerinden tekrar geçip, son kontrollerini yapmıştı. Sıra o güzel bilgileri aktarmaya gelmişti. Annesinin tekrar seslendiğini duydu; - Esraaa yavrum uyan hadi, aylardır beklediğin güne geç mi kalmak istiyorsun yoksa. Kahvaltı hazır, hadi gel kahvaltını da yap ki daha iyi aktarabilesin sunumunu evladım. - Tamam anneciğim, geliyorum. Şu mis gibi kokuya kim hayır diyebilir ki zaten! Koşar adımlarla banyoya gidip yüzünü yıkadı. Mutfağa geldiğinde şahane bir masa gördü. Annesinin, yaptığı poğaçalar gibi yumuşacık bir kalbi vardı.  Esra ile birlikte o da çok şey öğrenmişti bu süreçte.  Kahvaltıda...

DENEYİMSEL TASARIM ÖĞRETİSİ

Resim
İnsan merak eder, Mutluluğu, Mutlu insanları, İnsanların nasıl mutlu olduklarını. İnsan merak eder, Başarıyı, Başarılı insanları,  İnsanların nasıl başarılı olduklarını, Ve başarıyı nasıl devam ettirdiklerini. Merak etse de insan, mutluluğu ve başarıyı, Ulaşılmaz zanneder, bazen keser ümidini. Mutluluk bana haram der, Bilmez ki helali haram ettiğini. Kendisidir kendisine engel, Kendisidir ayağına çelme takan. Mutluluk da başarı da sonuçtur aslında Yapıp ettikleri de sebeptir bunlara. Yaparsam ne olur yapmazsam ne olur? bilmeden, Yaşar hayatı ve geçip gider… Deneyimleri transfer etmeden. Keşke ateşe değdiğinde yakacağını bilmek gibi, Hayatın da kuralları olsa. İlişki kurmadan önce mesela, Bir işe başlamadan, evlenmeden, anne baba olmadan, Bir adım atmadan henüz, Uyarsa insanı, sonuçlar hakkında. İnsan ister, Anlık değil de gerçekten mutlu olmayı… Kısa süreli olmayıp, uzun vadede başarılı olmayı… Problemlerini çözebilen olmayı... Peki nedir tüm bunların gerçeği?  Çifter, çifter ...

GÖZÜMÜN GÖRDÜĞÜNDEN ASLA KORKMAM

Resim
Babası Ali’yi severken “Aslan oğlum” diyordu. Niye böyle derdi? Çünkü aslanlar ormanların kralı ve hiçbir şeyden korkmazlar. İşte oğlunu yetiştirirken o da aslan gibi korkmadan, karşılaşacağı olaylar ne olursa olsun üstesinden gelebilsin, kimseye, hiçbir olaya yenilmesin istemişti.  Hayat, kime neler hazırlar bilinmez. Bunu en iyi o bilirdi. Bir anda bir sarsıntı ile yerle bir olan hayatlar… Yaşadığı depremin ardından, Abdullah Bey’in hayatı da yerle bir olmuştu. Bir kıvılcımla toz duman olan güzel yuvalar da korkusunu büyütmüştü. Peki seni korkutan nedir hiç düşündün mü? Korku neydi?   Abdullah Bey’in yaşadığı gibi deprem ile sevdiklerini kaybetmek mi? Deprem sonucu oluşan yangında alevlerin büyümesi mi? Toz duman olan evler mi? Tam terfi edecek koşullar oluşmuşken o işi kaybetme korkusu mu?  Belki de bitmesinden korkulan, yolunda gitmeyen bir evlilik mi? Bir sene boyunca o sınava hazırlanıp cevapları kaydırmak mı? Ya da tuttuğu takım gol yerse diye mi? Yaşlanmaktan kork...