Kayıtlar

sosyal medya etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KALABALIKTA TEK BAŞINA

Resim
Onca kalabalığın içinde, Ortada kalmış gibi hissettiğinde, Etrafın insanlarla dolup taştığında, Kendini tek başına hisseder mi insan? Ne kalabalık bir ailede olmak, Ne iş yerinde grupça çalışmak, Ne evli barklı çocuklu olmak, İnsanı tek başına hissettirir mi bazen? Sosyal çevrenin geniş olması,  Sosyal medyada takipçilerin dolması O kalabalık yığınları ya da hep birlikte gidilen tatillerde Tek başına gibi hisseder mi insan?  Meğerse onlar bir kaçış ya da arayışmış. Çünkü dış dünya kalabalık olsa da Eğer iç dünyasında kimsesiz hissederse insan Kaçtığı her kalabalık içinde tek başınaymış… Her çokluğun işe yarar olmadığı, Her insanın da kimsesizliği gidermediği gibi, İster anne ister kardeş olsun ister bir eş, En sevdiklerinin yanında bile, İnsan kendini tek başına hisseder miydi?    İnsan anlaşılmak ister. Biri ya da birileri tarafından. Hoşlandıklarıyla hoşlanmadıklarıyla Söylediklerinin altında söylemedikleriyle, Sadece konuşarak değil Konuşmadan tek bir bakışla ya d...

BU KADAR FAZLASI ÇOK AZ

Resim
Öğlene doğru zar zor uyanabildi Merve. Piyasaya yeni sürüldüğünde sıraya girerek aldığı telefonun alarmı yankılanıyordu bir yandan. Kalkmıştı ama uyanamamıştı henüz. Mutfağa geçti ve kahve makinelere baktı. “Espresso mu, Türk kahvesi mi yoksa filtre kahve mi yapsam?” diye içinden geçirdi. “Aslında şu tam otomatik kahve makinelerden alsaydım, tek tuşla yapıp, latte de içebilirdim.” Düşüncelerinde kahve dünyasında gezinirken, tezgahta duran telefonuna gözü takıldı ve eline aldı. Öncesi gün yaptığı paylaşıma göz attı gelen yorum ve beğenlere baktı. “Terasta, kocişle kahve keyfi” notunu koymuştu altında.  Evin terasında, özenle seçtiği bambudan yapılmış oturma grubu ile kahve köşesi hazırlamıştı. Burada keyifli anlar yaşamak istiyordu ama ne hikmetse keyif yapma imkanı pek de bulamıyordu. Arada yakaladığı anlar olduğunda da hemen paylaşım yapıyordu.  Düşünceler içinde bunun nedenini bulmaya çalışırken gözünün önüne terasla ilgili bir başka görüntü geldi. İş yerindeyken sosyal medy...

BUGÜN NE PAYLAŞSAM?

Resim
“Güneşli ve ılık 1 Mart sabahından herkese günaydın. Ay bu da bugünün hikayesi için güzel olur. Yeni hayatımıza alışalım yani değil mi? Her gün “ne pişireceğim” den sonra bugün “ne paylaşsam” derdimiz başladı. Vallahi hiç bitmiyor derdimiz. Etkileşim arttırmak lazımmış, bunun içinde sık paylaşım gerekiyormuş…” Nurten güne neşeli başlamıştı, bu onun en belirgin özelliğiydi. Güler yüzlü dost canlısı, bir şeyler yapacaksa da yanında ille de birileri olsun isterdi. Şimdilerde dünya insanlarının girdiği “altın iletişim çağına” o da ayak uydurmak istiyordu. Sosyal ortamların sevgi pıtırcığı Nurten, şimdilerde sosyal medya sahnesinde beğeni kovalıyordu. Öyle ya iletişim çağı ne de olsa… Peki, gönderilerimizi beğenmeyip, hikayelerimize bakıp geçen o parmakların sahibini ne kadar tanıyoruz? Arkadaşlık kavramının içine sığabiliyor muydu oradaki sayılar? Hangi ihtiyacımızı karşılıyor beğeni sayısı? Yoksa bizim sosyalliğimiz sadece medyadan mı ibaret?  Elinde telefon, beğeni sayısını izlemekte...