Kayıtlar

şükür etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YENİDEN YEŞERTMENİN TAM ZAMANI

Resim
Çocukluğumun en güzel hatıraları, babaannemin dizinin dibinde toplandığımız o sıcacık anılarda saklı. İncir ağacının gölgesinde ona hayranlıkla kulak verirdik. Bazen tatlı tatlı gülümseyerek bir mani söyler, bazen de geçmişten bir hikâye anlatırdı. Ne söylese içimize işler, gözlerimizin içi gülerek dinler, hiç bitmesin isterdik. Babaannemin küçük, sedef işlemeli bir çakısı vardı. O çakı cepten çıktığında bilirdik ki bir meyve soyulup avucumuza bırakılacak ve ardından birkaç nasihat gelecekti. En çok incir zamanlarını severdim. Bahçedeki incir ağacının dallarına uzanır, elleriyle topladığı incirleri hepimize pay ederdi. “İncir meyvesi berekettir,” derdi, “Her lokmasını kıymetini bilerek ye.” Onun bu sözleri, yıllar sonra inciri neden bu kadar sevdiğimi anlamamı sağladı.  “Hayatta yerini bil, sorumluluk al, faydalı ol,” derdi. O zamanlar bunun ne kadar büyük bir öğreti olduğunu anlayamamıştım.  Aynı incir gibi… İncir, tarih boyunca bolluğun, bereketin simgesi olmuştu. Ama ona du...

AH SEVİLESİ İNSAN

Resim
Bazı insanlar vardır karanlığa ışık tutar. O azınlık olan insanlar… En zor anında yanında bitiverir. En ihtiyacın olan şeyle beraber sana doğru yürür, yüzündeki tebessümüyle… Yaşadığın olayda çoğunluk seni karamsarlığa çekerken o sana hiç bakmadığın yerden bakmanı sağlar. “Ya düşündüğün gibi değilse, neden sana zarar vermek istesin ki?” gibi… Çoğunluğun durduğu yerde onun her hayırda önden koştuğunu görürsün. Çoğunluğun ben dediği yerde onun “Sen nasılsın, iyi misin?” demesiyle içini bir sıcaklık kaplar… Çoğunluğun tıkanıp “Bu iş buradan sonra yürümez” deyip vazgeçtiği yerde, onun sahnede çabalayıp çözüm sunduğunu görürsün. Çoğunluğun mutsuz olduğu, şikayet ettiği bu hayatta onun ona verilene; teşekkürlü ve şükürlü olduğunu, hayattan keyif aldığını görürsün. En sıkıştığın, en ihtiyacın olduğu yerde “Sen işine bak, ben buraları hallederim.” cümlesiyle içine su serptiğini, omzundan yük aldığını hissedersin. Evet, evet! Çoğunluğun yük olduğu bu dönemde onun yük aldığını görürsün. Dokunduğ...

DENEME VE YANILMA

Resim
Sabahın ilk ışıklarıyla gözünü yeni bir güne açtı. Gece pencereyi açık bıraktığından odaya giren rüzgarla her yerinin tutulduğunu fark etti. Dün yaşadığı yorgunluk hala üzerindeydi ama gece yağan yağmurun oluşturduğu toprak kokusu yorgunluğunu unutturdu sanki.  Odasına sinen bu otla karışık toprak kokusunu gözlerini kapatıp iyice içine çekti. Sonra düşündü, açık unutulan pencerenin nelere yol açtığını. Biraz halsizlik, biraz huzur, biraz şükür, biraz pişmanlık…  Yatağından doğrulup pencereye doğru gitti ve kapadı. “Bugün Pazar, güzel bir kahvaltıyla toparlanırım. İyi ki arkadaşlarımın kahvaltı teklifini reddetmedim. Hem uzun zamandır onlarla dışarıda vakit geçirmiyorduk, iyi de olur.” diye düşündü Özge.  Evden hazırlanıp çıkarken gökyüzüne baktı mis havayı tekrar içine çekti. Bu güzel havanın keyfini yürüyerek çıkarmak istedi. Arkadaşlarıyla sözleştikleri yere geldiğinde onları, kahve eşliğinde sohbete başlamış olarak gördü. Uzun zamandır birbirlerini görmedikleri için ko...

HANGİ BİRİLERİ?

Resim
Birileri vardı, Elinde kahvesini yudumlarken, Masada olmayan tatlıdan yakınırdı. Evinde yorganıyla uyurken, Duvarda olmayan klimayı düşünür dert yanardı. Buzdolabı doluyken daha ne alsam diye sorardı, Dün yaptığı yemekte bugüne artmıştı, Onun yeri artık dolap değil çöp konteynırıydı. Elinde telefon ailesini hiç aramazdı, Aile bağları azalmıştı, varken yokluktaydı… Birileri vardı, Çadırında ıslak battaniyeye sarılırken, Gözleri sokakta koşturan çocuğunu arardı. Dağıtılabilirse, yiyeceği yemeği beklerken, Kalbinde sıcacık yer kaplayan yuvasını anardı. Gözleri çocuklarındaydı, yuvalarındaydı, vatanlarındaydı… Bir de, Aynı dünyada farklı yerlerde, Ruhları ise yan yana olanlar vardı… Onların yemek yerken de canı yanardı, Çünkü yiyemeyen kardeşleri vardı. Aile buluşmalarında içlerini hüzün kaplardı, Çünkü kardeşleri çok azalmıştı. Yatarken giydiklerinden, sarıldıklarına utanırlardı, Odalarındaki boş yatağa bakıp dalarlardı, Onlarda olan kardeşlerinde noksandı… Çünkü orada uyuyanların yerleri...