Kayıtlar

amaç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

HER ŞEY MÜKEMMEL (Mİ) OLMALI?

Resim
  Ebrar bir yandan söyleniyor bir yandan da telaşlı bir şekilde hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyordu.  Kayınvalidesi “Akşam size geleceğim torunu çok özledim” demişti.  “Şimdi pat diye gelinir mi canım” diye söyleniyordu içinden. Ebrar titiz biriydi… İşlerini önceden, hatta günlerce önceden ve defalarca kontrol ederek yapardı. Yaptığı işlerde aksilik olması demek onun için mahvolmak demekti. Bu yüzden her işinde olduğu gibi ev işlerinde de mükemmel olmalıydı.  Hele bir de söz konusu kayınvalidesi ise… “ALLAH korusun, kadının ağzına laf vermek istemem” diye mırıldanarak işe koyuldu.    Ebrar temizlik ve ev işleri ile ilgili bazen “kendimi çok mu yoruyorum sanki, çok yıpranıyorum ben de insanım” diye düşünüyordu ama hemen ardından “yok canım ben de herkes gibi gevşek davranıp boş mu vereyim?” diye iç dünyasında bir çatışma yaşıyordu.  Etrafındaki insanları düşündü. Herkesin işi nasıl bitiyor da benimki bir türlü bitmiyor diye hayıflandı. “Onlar benim k...

MASUMLAR ŞEHRİNDE BİR GÜN

Resim
"Biz orada doğmadık...  Ama orada büyüdük...  Çünkü Müslüman zulm gördüğü yerde büyür ve çoğalır..."  Y.H HANGİ ŞAHİT OLUNAN DELİL KOYMAYA YETMEDİ?  ŞAHİTLİK DELİL KOYMAYI GEREKTİRMEZ MİYDİ?  & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & "Bu senin yaşamın… Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor! Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor. Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz." YAHYA HAMURCU & &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ

ANNEMİN EVDEKİ SINIF BAŞKANLIĞI

Resim
Yatarken üşüdüğünü hissetti, yorganı üstüne çekse de ısınamamıştı. Pencere sonuna kadar açılmış ve yağan kar içeri girmişti. Annesi camları açarak odaları havalandırıyordu bir yandan da “Hadi kalkın artık, öğle oldu, gelen giden olur, yatakları toplayın.” diyerek evde bir hareketlenme başlatmıştı. Seda’nın annesi herkesi, her şeyi yönetebilme marifetine sahipti. Bazen Seda “Kesin annemin sihirli bir değneği var.” diye içinden geçiriyordu. Çünkü annesi ne talimat verse söylediklerini ikiletmeden yapılıyordu. Annesinin bu davranışları Seda’nın ilgisini çekiyordu çünkü Seda okulda sınıf başkanıydı fakat kimseyi ne susturuyor ne de sözünü dinletebiliyordu. Oysa konuşanlara sürekli uyarılar veriyor, güzelce anlatıyor ikna etmeye çalışıyor ama bir türlü sınıftakilere sözünü geçiremiyordu. Annesi de evlerinin sınıf başkanıydı. Fakat sürekli uyaran, açıklama yapan her konuyu saatlerce konuşarak halletmeye çalışan bir başkan değildi. Annesinin yönetimindeki her şey neredeyse sorunsuz işliyor...

SANA TEPELERDEN BAKIYORUM

Resim
O gün Aslı çok heyecanlıydı. İlk kez İstanbul’a gidecekti. Her güne ayrı kombin, uygun şallar, aksesuarlar, ayakkabılar derken bavul hazırdı. Aslı erkenden havalimanına gitmiş orada beklerken İstanbul’la ilgili araştırmalar yapmaya devam ediyordu. Uçağı tam vaktinde indi ve artık İstanbul’daydı. İçi kıpır kıpırdı... Onu karşılayan arkadaşı Ecrin, İstanbul’da yaşıyordu. İstanbul’da gezilecek yerleri bir turistten daha az bilecek kadar oralıydı! Genelde böyle olmaz mıydı? Yani bir şehri en iyi gezenler turistler iken orada sürekli yaşayanlar o mekanlara hiç uğramamış olabiliyordu.   Yıllardır İstanbul’da yaşayıp Topkapı Sarayı’na hiç gitmemiş olanlar vardı. Ya da kaç kere boğaz turu yapmıştır ki bir İstanbullu? Bursa’da yaşayanlar kaç kere teleferiğe binip, Cumalıkızık’ta kahvaltı yapmıştır ki? İstanbul’da yaşayanlar peki? Kırk yılda bir misafir gelirse belki onunla birlikte…   Başka şehirden gelen öyle mi? Köprüden denize bakınca, vapurla bir yere giderken saatlerce orada dur...

UMUT OLSUN Kİ…

Resim
Ekim ayının sonları, sıcaklıklar halen mevsim normallerin üzerinde seyrediyordu. Tatilin etkisinden tam olarak çıkamamıştı Umut. Sıranın üzerindeki karalamaları zihni sünger gibi içine çekiyordu ama neyi alıp neyi almadığının o da farkında değildi. Tıpkı hayatına yeni insanların girip çıkması gibi. Bu hali uzun bir süre gözlerini kırpmadan devam etti. Hayatta da kim bilir daha neleri fark edemiyor insan? Birden zilin çalması ile irkildi ve zihnindeki kalabalığın peşinden gitmeyi bıraktı. Çünkü yetişmesi gereken bir başka ders vardı. Okul dönemi yeni başlamıştı ve adapte olmakta zorlanıyordu. Yeni şeylere başlamayı severdi ama sonunu getirmek çok da kolay olmuyordu. Önceki dönemin ağırlığını omuzlarından atamamıştı. Alt sınıftan kalan dersleri vardı. Ne okul dersleri ne de arkadaş ilişkileri iyi gitmiyordu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Umut, hareketini bırakmıyordu. “Evet şu an istediğim şeyleri nasıl yapacağımı bilemeyebilirim, arkadaş ilişkilerim iyi gitmiyor olabilir ama bunun bir so...

İNSAN HAKLARI ARANIYOR?

Resim
  Bu film gerçek hayattan esinlenilmemiştir... Gerçeğin kendisidir. Yaşanılan bir öyküden dünyanın tüm seyircilerine... İnsan hakları aranıyor.. Aranılan dünyaya şuanda ulaşılamıyor... Birisi bir gün dedi ki : "Şahitsen delil koyman gerekmez miydi? çünkü gerçek ispatını ister" Tüm varlığıyla duymayan dünyaya hakkı haykıranlar biliyor ki Hiçbir mücadele kolay kazanılmaz... Tekrardan ayağa kalkanlar kazanır... Bu film gören bir göz... Duyan bir kulak ve hisseden kalpler için çekilmiştir...   & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & "Bu senin yaşamın… Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor! Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor. Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz." YAHYA HAMURCU & &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ

SAYGI MI SEVGİ Mİ?

Resim
O gün günlerden Cumartesi’ydi hem de ne güzel bir Cumartesi’ydi…Okullar kapanmış, sınav stresi geride kalmış, Selin için rahat nefes alacağı günler başlamıştı. ‘Keşke annem de yanımda olsaydı' diye içinden geçirdi. Annesi Ayla Hanım kısa bir süreliğine şehir dışında olacaktı. Ayla Hanım için kısa, Selin için ise koskoca 10 gün. Bu Selin için; 10 kez kahvaltı hazırlamak, 10 kez akşam yemeği yapmak, 10 kez bulaşık makinesini çalıştırmak ve yerleştirmek demekti. Birden Selin’in aklına annesinin çiçek bahçesi geldi, annesi sıkı sıkı tembihlemişti. "Aman bak! çiçeklerimi ihmal etme güzel kızım." Annesinin sesi kulaklarında çınladı. Selin derin bir nefes çekti, oflayarak verdi, elinde ki kahve fincanını mutfak masasının üzerine bırakıp, cam balkona doğru yavaş adımlarla yürüdü. Annesi Ayla Hanım evin balkonunu cam ile kapattırmış, balkona rengarenk çiçeklerini koyarak balkonu adeta bir çiçek bahçesi haline getirmişti. Selin’in değil nasıl bakacağını, isimlerini dahi bilmediği o...

BAŞARI PSİKOLOJİSİ

Resim
  İnsanlar aynı ortak amaç ların peşinden giderler. Ortak amaçlara farklı yollar dan ulaşmaya çalışırlar. Bu amaçlardan biri başarılı olmak. Birçok şey yaparız hayatta… Bambaşka seçenekler arasında aynı şeyin hayalini kurar insan. Aklında hep aynı soru: Başarılı olurum değil mi?  Amaç ortak olmasına rağmen yöntem ler farklı olabilir ama amaç ortak olmasına rağmen tanımlar farklı olamaz. Aynı yere varmak isterken farklı noktalara doğru yola çıkan insanlar, nasıl olur da aynı adrese varırlar? Değişmeyen bir tarif, açık adres gerekir ki insanın adımları amaca doğru olsun. Başarı psikolojisi, senin amacına varman için gerekli yolculuğu anlatır. Geçeceğim sokaklar, yanlış yoldayım herhalde dedirtip dönmeye meylettirecek doğru tüneller... Amaca doğru giden yolda en iyi destek ne olabilir? Doğru tarif?.. Pes edeceğim yol ayrımı gelmeden beni oraya karşı uyaran bir harita? İnsanların çoğu yola çıkmakta zorlanmazlar. Hele ki sebep senin hayattaki ana amaçlarından biri ise… Ama...

BERABERCE UYANMAK

Resim
Nasıl bir bilinmezlik…   Ne olacak yarın... Ne olacak bir yıl sonra... Beş yıl sonra olacak mıyım? Peki ya on yıl sonra... Yüz yıl sonra?..   Bu zamana kadar düşünmedik mi bunları?.. Tabi ki düşündük… Anlık… Sonra çocuk ağladı, eş bir şey dedi, patron iş verdi, anne baba akrabalar arkadaşlar derken… En önemlisi de isteklerimiz… İçimizde, durmayan…   Buna yaklaş… Bundan uzaklaş… Her an gündemimiz olan isteklerimiz… Peki ya gerçekler? İşgal altındaki topraklardaki  o çocuklar, anneler, babalar…   İzledik mi gerçekten görmeye çalışarak baktık mı o fotoğraflara, o videolara…   Gerçekten bakıp yaşananlardan ne anlamam gerekiyor diye düşündük mü? Şu anda o olanların bizim sevdiklerimize, evimize, işimize, çocuğumuza, eşimize olmayacağından nasıl eminiz? Sadece bir saniye içinde bizden alınsaydı bunlar ve tekrar alamayacak şekilde kaybetseydik? Pamuk ipliği… Ne ayakta tutacaktı bizi?..   Peki biz bu ihtimali düşünme...