Kayıtlar

tanımak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ÇOCUKLAR DA FARKLIDIR

Resim
  Yeşim, ailesiyle doğum günü daveti için yola çıkmıştı. Güneş parıltısıyla etrafı kaplamıştı ve gökyüzü maviliği ile içine neşe veriyordu. Kızının okuldan arkadaşının doğum günüydü. Mekana gelmişlerdi. Yeşim arabadan derin bir nefes alarak indi. Küçük kızının kemerini açar açmaz fırlayacağını biliyordu ve öyle de oldu. Eşine seslendi,  “Ben topuklularla koşamam, acele et de Mina’ya sen göz kulak ol Şükrücüğüm.” Mina öyle hızlı hareket ediyordu ki annesiyle babası gözleriyle bile ona yetişmekte zorlanıyorlardı. Hep birlikte hızlı adımlarla davet edildikleri kafeye girdiler. Mekanda iki büyük tahta masayı birleştirmişler, bir tarafı yetişkinler bir tarafı da çocuklar için ayırmışlardı. Yeşim, yetişkinlerle çocuk masasının kesiştiği sandalyeye oturdu. Bir yandan çocukları izliyor, bir yandan da yetişkinlerin sohbetlerini dinliyordu. Tabi gündem çocuklardı.  Onları izlerken şunu fark etti, çocuklardan bazıları kızı Mina gibi çok hareketli, kimi çocuk sürekli sağına soluna la...

ÖYLESİNE YAŞAMAK

Resim
Kimim ben?  Ben insanım; birilerinin evladı, birinin eşi, birilerinin ebeveyni, birilerinin kiracısı, birilerinin çalışanı, birilerinin komşusu… Her yerde bir sıfatım var ve bu sıfatın da getirdiği sorumluluklar var. Ama en çok insanım ben. Hatalar yapıyorum mesela; bazen farkında olmadan, bazen de güç yetiremediğimden dolayı. Bazen yaptığım şeyin hakkını veremediğim oluyor. Bazen işler istediğim gibi gitmiyor. İnişler ve çıkışlar yaşıyorum; bazı zamanlar mücadelemi arttırmam gerekiyor, bazen bazı şeylere daha fazla zaman ayırmam gerektiği oluyor. Şimdi geçmişe dönüp bakıyorum da; 40 yıl su gibi akıp gitmiş. Daha dün “18 yaşıma bir girsem” derken, şimdi "18’ime geri dönsem" diyorum. Onca yıl ve sanki taş taş üstüne koyamamışım gibi.  Her yıl sonu yeniden aldığım ve yeni senede öylece kalmış kararlarım… Başka şeyler çıkmış, başka şeyler olmuş, hiç planda olmayan şeyler. Sorumluluğu bende olan hatta bazen sorumluluğu dahi bende olmayan şeylerin kontrolü ben de zannetmişim kendi...

YENİ GELİN MİNA

Resim
Yağmurlu bir Pazar günü bitmiş akşam olmak üzereydi. Hava buz gibi soğuktu ve gökyüzü yağmurun şiddetinden görünmüyordu bile…  Dışarıda gök gürlemesi ile trafikte sıkışmış arabaların korna sesi birbiriyle yarışıyordu adeta… İnsanlar evlerine ıslanmadan ulaşmak için sağa sola koşturuyordu… Yeni gelin Mina’nın içinde ise havanın aksine bahar gelmiş gibiydi… İçinde kelebekler uçuşuyordu. Heyecandan içi içine sığmıyordu çünkü akşam yemeğine kayınvalidesi gelecekti. Kendisinin en sevdiği çorbayı, beyran çorbasını, yapmıştı. Onun için özel kuzu eti almıştı. Epey zahmet verdi çorbayı yaparken. Akşam yemeği için çeyizlik takımlarını çıkardı ve özenle dizdi sofraya tabakları. Dizerken aklına takımları alırken kayınvalidesinin söyledikleri geldi. Kayınvalidesi hiç beğenmemişti takımları… "Kızım biraz uzun ömürlü bir şey al. Hem 24’lü seti ne yapacaksın, eve 24 tane misafirin gelmez ki senin. Kullanmayacağın şeyi alma, israf olur bak... "Peki" demişti kayınvalidesine ama yine de al...