Kayıtlar

istek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İNSAN KENDİNDEN YANA

Resim
Nermin Hanım o gün yine kendi kendine bir yandan söyleniyor bir yandan dua ediyordu. Her anne gibi o da oğlunun mürüvvetini görmek istiyordu. İyi bir kızla evlensin, mutlu bir yuvası olsun derdindeydi. Birazcık da oğlunu bu yönde sıkıştırıyordu tabi; - Artık yaşın geldi de geçiyor oğlum ne zaman evleneceksin? Bak işin gücün de var.  - Of anne sen de taktın evliliğe, sana yük oluyorsam söyle başka eve çıkarım.  - O ne demek oğlum benim de yaşım geçiyor bak… torunlarımı görmeyeyim mi ben de? Tabi Nermin Hanım bu arada boş durur mu? Komşulara, bütün altın günlerine “oğluma hayırlı bir kısmet, helal süt emmiş bir kız arıyorum” diye haber salıyordu! Hele akrabalar, her biri ayrı çalışıyordu Ali'yi evlendirmek için. Aslında kuzenleri birkaç kez onu birileri ile tanıştırmıştı fakat Ali bir iki kez görüşüp sonra beğenmiyordu. Ali’nin hayalindeki kızı bulamıyorlardı. Sahi insan evlilikten aslında ne bekliyordu? Ya da bu bekleyiş sırasında insanın kafasında hep kendi beklentileri mi olu...

BİRAZ YAVAŞLASAN?

Resim
Kalabalık bir ailenin içerisinde büyümüştü Berfin. Babaanne, dede, hala, amca, yengeler, kuzenler herkes bir aradaydı. Küçüklüğünden beri çok hareketli bir çocuktu. Hareketli kişiliğine bir de geniş bir ortam denk gelince iyice yerinde duramaz olmuştu. Sürekli bir şeyler ile meşgul olurdu. Kendinden küçük kardeşlerine bakar, onların ne ihtiyaçları varsa hepsiyle ilgilenirdi. Mutfakta annesinin yanına geçer ona yardım ederdi. Yapılacak şeyler bittiğinde kendini kırlara atardı. Büyüdüğünde de durum değişmemişti, mutlaka meşgul olacağı bir şeyler bulur oradan oraya gidip gelir, yorulsa bile devam ederdi. İnsanlar ona kendi arasında “Atom Karınca” derdi. Tabi bu durumun dezavantajları da vardı. Her şeyi yapmaya çalışırken hayatında bazı aksaklıklar da meydana geliyordu. Herkesin işine koşayım derken kendi derslerini aksatıyordu, arkadaşları sınava hazırlanırken o geri kalıyordu. Çevresindekilerinin her ihtiyacını görmeye çalıştığı için ortamlarda hesabı ödeyen kendi oluyor, elinde para tut...

GİT VALİZİ

Resim
Berk ve Yaren gözleri ışıl ışıl, hayat dolu çocuklardı. Ailelerinin onlardan beklentisi çoktu. Babası yetim büyümüş, sıkıntılar çekmişti. Çocukları için yapamayacağı şey yoktu. Bu sebeple de kendisinin yapamadığı her şeyi çocuklarında görmek istiyordu. Bunun için elinden geleni yapmaya çalıştı ama pek de başarılı olamadı.  Berk’in ablası ile aralarında dört yaş vardı. Ablası, tuttuğunu koparan bir kızdı. Babası “Nasıl olsa Yaren kendi işini halledebiliyor.” diyerek Berk'in arkasında dolanırdı. Harçlık verirken Berk’i kayırırdı. Ablası ile ikisine yirmişer lira verirken Berk‘in diğer cebine on lira daha koyardı. Yaren öğle arasında yemekhaneye gider, Berk ise yemeğini arkadaşlarıyla okul kantininde yerdi.  Tabii ki zamanla çocuklar büyüdükçe harçlıklar da yirmi lira olarak kalmadı. Ortaokul bittikten sonra Berk özel liseye yerleşmişti. Çok fazla çalışmadan, kendi başarısı ile değil de babasının imkanlarıyla olmuştu bu yerleşme. Yaren ne kadar sorumluluk sahibi ise Berk de o kad...

SEÇMEK Mİ HESAPLAMAK MI?

Resim
Elif, işten çıkınca hava kararmamıştı henüz. Koştur koştur markete uğradı. Çarpan kalbinin sesi neredeyse dışarıdan bile duyuluyordu. Bir yorgunluk hissetti bacaklarında. Markette önündeki sırayı görünce aldıklarını bırakmayı düşündü bir anda. İnternetten sipariş veririm bu sıra beklenir mi diye düşünürken bir taraftan da hesap yapıyordu. İnternetten alırsa daha pahalıya gelecekti. “Parayı kolay mı kazanıyorsun kızım Elif!” diye söyleniyordu kendine ama beklemek de istemiyordu. Bütün gün işte yorulmuştu. Beklemek yerine alışveriş yapmaya karar verdi. Kendiyle konuşurken gözü bir anne ile çocuğuna takıldı. - Anne, param buna yeter mi? - Hesaplayabilirsin Nehirciğim. - Anne param yetmezse sen vermez misin? - Veremem kızım bir anlaşma yaptık ya seninle. - Tamam anneciğim. Sadece Elif değil markette durumu fark edenler de anne ve kızı izliyordu. Elif'e çok da yabancı gelmiyordu bu gördükleri. Kendi çocukluğu gelmişti aklına. Babası ile alışverişe gittiklerinde babası seçenek sunardı ve...

DENEYİMSEL ÖĞRETİ

Resim
  İnsanın hikayesi yaratıldığı andan itibaren hiç değişmedi. Zaman içerisinde bazı şeyler yenilenip değişse de hayat yolculuğumuz hep aynı şekilde devam etti… Benzer istekler, problemler, sorunlar, şikayetler… Aslında bütün mücadele mutluluk ve başarı içindi... Kiminin uzun ömrü olur kiminin kısa ama bir şekilde mutlu ve başarılı olmak için yapar insan ne yaparsa… Peki neden çoğunluk kendini mutsuz ve başarısız hisseder o halde? Etrafındaki insanlarla, işiyle, gücüyle, sağlığıyla sorunlar yaşandığında insan kendine karşı dürüst ise ilk şu soruyu sorar “Bir yerlerde hata yapıyorum ama nerede?” Elbette hatasız insan olmaz ama hatalar sürekli tekrarlanıyorsa işte o konuda işe yarayan yöntemleri bilmiyoruz demektir. Günlük hayatın akışında, bir meslek başında ya da okullarda birçok doğru strateji öğrenebiliyor insan.  Mesela alet kullanmak, ölçüm yapmak, su, hava, ısı gibi tabiattaki verileri kullanmak ve bu alanlardaki yöntemler... Oysa hayatımızın en önemli kısmını oluşturan ili...

GÜZELLİK UĞRUNA

Resim
Eski bir iş merkezinin ikinci katındaki 8 numaralı dairenin açık kapısından;  spa müziği ile birlikte aromatik masaj yağı kokusu sızıyordu; duvarları sararmış içerisine güneş ışığının giremediği o loş apartmana. Kokuyu takip ederek merdivenleri çıkmaya devam etti. Çok zorlanmadan bulmuştu burayı Ayşe. Bir kadın hızla yanından geçip içeriye girmişti. Randevusuna geç kalmıştı anlaşılan. O kapıdan girer girmez sesler duyuldu; “Ooo, kimler gelmiş! Hayatım gözümüz yollarda kaldı, nerelerdesin? Ne uzun tatilmiş seninki… Tabii, yeni vücudunla herkes hayran kaldı sana oralarda değil mi?  O yüzden de dönesin gelmedi.”  “Sizin sayenizde Fulya Hanım. Burada ne güzel işler yapıyorsunuz öyle. İnsanlar hayran kalmasın da ne yapsın canım.”  “Kızlar Şebnem Ablanıza kahve yapın hemen. Her zamankinden olsun kahvesi. Ne vardı tatlım senin, ipek kirpikle kaş dövmeni mi yenileyecektik?”  “Evet canım ya. Şu yüzümü bir toparlayalım tekrar. Deniz suyu, güneş ışığı derken biraz dağıldım...

HEDEFİN İÇİN NELERDEN VAZGEÇİYORSUN?

Resim
Yılın ilk karı yağıyordu bulunduğu şehirde… İçi kıpır kıpırdı, kar böyle yağmaya devam ederse kısa zamanda her yer bembeyaz olacaktı. Saat epeyce ilerlemişti. Yatağında uykuya dalmak üzereydi. Yatıp ertesi gün odasının penceresinden bakmak için sabırsızlanıyordu. Sabah kalktığında gözlerine inanamadı, her yeri dizine kadar kar kaplamıştı. Okula giderken zorlanacağını düşünmedi bile, keyifli bir gün olacak diye gülümsedi kendi kendine. Okula giderken çam ağaçlarının üzerinde biriktirdiği karı, temizlik yaparken bir kucak dolusu yorgan taşıyan teyzesine benzetti; kurumuş çınarları gördü. Geldiğinden bu yana ne kadar değişmişlerdi. Oysa sonbaharda geldiği bu şehirde hepsi sararmış yapraklarla kaplıydı. “O zamanki görüntü de harikaydı” dedi yürümeye devam ederken. Sahi neden değişim göstermişlerdi? Kendisine soru sormuş, düşünmeye başlamıştı bile… “Ağaçlar neden yapraklarını kışın döker ki?” “Kışın hayatta kalmaları için bu gerekli miydi ki?” “Ya dökmeseydiler, o zaman ne olurdu acaba?” Ak...

İSTEK Mİ HEDEF Mİ?

Resim
“Yarın erken kalkıp dağ yürüyüşüne gideceğim”  “Artık sağlıklı besleneceğim” “Sabahları gün doğmadan ben doğacağım” Bu Hayatta Herkes İster Ama Herkes İsteklerini Hedefe Dönüştüremez... Peki, İstek Hedefe Nasıl Ulaşır? & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & "Milyarlarca insan içinde, 'bir' kişinin ne önemi olabilir ki? Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!" YAHYA HAMURCU &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ

NE UMDUM NE BULDUM?

Resim
  Yağmur’un şiddeti, damlaların cama vuruşundan belliydi. Eline kahvesini alıp pencereye yöneldi. O gün, Zeynep ve Murat’ın evliliklerinin üçüncü yıl dönümüydü. Zeynep özel günleri çok önemserdi, o gün de onun için önemliydi. Eşinin kendisi için ne yapacağını düşünürken bir yandan da kahvesini yudumluyordu.  Akan damlaların sesine dalmıştı ki o sırada çalan telefon ile irkildi, kahvesini masaya koydu ve heyecanla telefona koştu. “Alo! Zeynep?” “Efendim Aslı.” “Bu akşam dinlemeyi çok istediğin yazarın söyleşisi var. Arkadaşlarla gidelim diyoruz, gelir misin?” Zeynep uzun zamandır bu haberi bekliyordu. Böyle etkinliklerde ona iyi geliyordu. Bu geceye denk gelmesine üzüldü.  “Gelmeyi çok isterdim Aslı ama bugün bizim evlilik yıldönümümüz. Murat’la planımız var akşam için” dedi ve telefonu kapattı. Telefonu kapatırken bir yandan da içinden Murat’a söyleniyordu. Kahvesini alıp tekrar pencereye doğru yöneldi. Evlenmeden önce böyle günleri bambaşka hayal ederdi. Her şey ilk günk...

SEÇTİKLERİMİZLE SEÇENEKSİZ KALMAK MÜMKÜN MÜ?

Resim
Mine sabah kalkmış apar topar hazırlanıp çıkmıştı yola. Trafikte giderken elinde telefon kimi arasam diye kara kara düşünüyordu. Borç istemek için kimi arasam? Yine ay sonu ve bitmek bilmeyen borçlarla baş başaydı…   Üniversite hayatı boyunca babasının verdiği harçlığı bir türlü yetiştiremiyordu. İş hayatında da farklı değildi Mine. Maaşı ona bir türlü yetmiyordu. Biraz daha rahat ederim düşüncesiyle kredi kartı almıştı ama işler iyice sarpa sarmıştı. Son taksiti ödeyip kurtulacağım derken yeni bir borç taksiti ile kredi kartının limitini sonuna kadar dolduruyordu. Üstelik bir sürü de ekstra borç birikmişti. Her ay sonu Mine için stres demekti… Arkadaşı, annesi, ablası, babası derken herkesi arayıp destek istiyordu. Hatta bir defasında annesi sitem ettiği için ona darılmıştı. Hele ablası için “parası var ne var sanki yardımcı olsa” diye içinden söylenip duruyordu. Ablası ise Mine’ye, çok tüketim yaptığını, harcamaları kısması gerektiğini söylüyordu. Mine her seferinde “aldıklarımın...

BENİM PROBLEMİM NE?

Resim
Sema yıllardır yaşadığı küçük şehrinden çalışmak üzere büyük bir şehre gelmişti. Sonunda hemşire olarak atanmıştı. Bir yıldır bu anı bekliyordu. Yeni iş, yeni arkadaşlar, yeni hayat, farklı bir şehir… İçi kıpır kıpırdı. Mesleğini uygulayacağı için de ayrıca heyecanlıydı. Onca zamandır emek veriyordu karşılığını almak onu mutlu edecekti. Şehre ilk geldiğinde bir pansiyonda kalıyordu fakat burası iş yerine biraz uzaktı ve işe gidip gelmesi oldukça zor oluyordu. Sonra kendisi gibi hastanede çalışan Gizem ile tanıştı… Gizem işe yakın bir yerde tek yaşıyordu ve bir ev arkadaşı arıyordu. Onunla iyi anlaşıyorlardı sonunda ev arkadaşı olmaya karar vermişlerdi.  Zaman geçtikçe evine, işine iyice alışmıştı. Fakat çalıştığı servisteki birkaç iş arkadaşıyla olan problem onu rahatsız ediyordu. Mesela ekipte onunla çalışan biri çok dağınıktı, malzemeleri kullanır ortalıkta bırakan, plansız biriydi. Sema defalarca söylese de arkadaşı daha düzenli olacağına söz vermesine rağmen iki gün geçmeden yi...