MUTLULUĞUN SIRRI EKSİKLİK Mİ?
Yoğun geçen bir haftayı daha geride bırakmıştı Ayşe. Yeni bir proje almıştı çalıştığı iş yeri. Bu proje yüzünden sabahlara kadar çalıştığı günler de olmuştu ve nihayet bitmişti. O hafta sonunu kendine ayırıp ne zamandır ertelediği işlerini yapacaktı. İlk olarak gardırobundan başladı. Düzen seven biriydi aslında ama o yoğunlukta dolabı da zihni gibi dağınık kalmıştı. Dolabı toplandıkça zihni de toparlanıyordu sanki…
Evdeki işlerini bitirdikten sonra dolabının üst rafında sakladığı ahşap kutuyu aldı. Yatağının üzerine oturdu ve kapağını açtı. İçerisinde çocukluğundan kalan hatıraları vardı. İlk çizdiği resim, ilk oturdukları ev, ilk bisikletinin resmi, okul gösterisinde çekilen fotoğrafları…
Ne kadar kıymetliydi Ayşe için. Üzerinden yıllar geçse de hala saklıyordu. O günleri özlediğinde kutuyu açıp bakarak hasret gideriyordu. O zamanlar sahip oldukları şeylerin sınırlı olduğunu ve buna rağmen ne kadar mutlu olduklarını tekrar görüyordu o kutunun içerisinde. Küçük bir kasabada, maddi imkânları kısıtlı bir ailede büyümüştü Ayşe. Ancak evlerinde her zaman sıcak bir sevgi, sarsılmaz bir saygı vardı.
Hayatı lüks içinde geçmemişti ama o, en küçük şeylerden bile mutluluk duymayı öğrenmişti. Ne yeni bir telefon ne pahalı oyuncaklar onun için mutluluğun kaynağı olmuştu. Onun mutluluğu; kerpiç evlerinde, yer sofrasında ailesiyle paylaştığı samimi akşam yemeklerinde, sobanın üzerinde kızaran ekmeğin mis gibi kokusunda saklıydı.
Birkaç arkadaşıyla okuldan sonra ağaçların altında oturmak, çimlerde koşmak ve eski oyuncak bebeklerle oyunlar oynamak, Ayşe’nin en büyük keyiflerindendi. Gözleri ışıl ışıl olurdu. Ailesinin ona fazla bir şey alacak parası yoktu ama birlikte vakit geçirmek onun için her şeyden daha değerliydi. O zamanlar, en küçük şey bile onu sevindirmeye yeterdi. Annesinin yaptığı sıcak bir kurabiye, babasının anlattığı bir hikâye ya da kardeşiyle yaptığı küçük kâğıt oyunları…
Bunlar onun için paha biçilemez. O günlerde Ayşe “Benim dünyam da hiçbir şey eksik değil” diye düşünürdü. Çünkü mutluluk sahip olunan şeylerden değil, yaşanan anlardan ibaretti. Birlikte olmak, eğlenmek ve paylaşmak yeterdi.
Aradan yıllar geçmiş ve Ayşe o çok istediği bölümü bitirmişti. Artık kendi ekonomik gücüne sahipti. Fakat sahip olmak çocukluğundaki o duyguları hissettirmiyordu.
O zamanlar hiçbir şeyin fazlası yoktu ama yine de mutluydu. Belki de mutluluğun sırrı imkânlarda değil, küçük ama değerli anılar içindeydi. Ailesiyle geçirdiği zamanlar, arkadaşlarıyla yaptığı basit yürüyüşler, bir fincan çay eşliğinde edilen sohbetler… Hepsi aslında paha biçilemez hazineydi. Fakat şimdi o hazineyi kaybetmiş gibi hissediyordu.
Bütün imkânlara sahip olmasına rağmen, eksik olan şey neydi?
Belki de geçmişte ona mutluluk veren o küçük ama anlamlı anlar. Hayatın içinde koşuştururken unuttuğu, parayla satın alınamayan o değerli zamanlardı…
Elbette insan sürekli geçmişiyle yaşayamaz. Şimdiki yaptıkları ile geleceğini de dizayn eder aslında insanoğlu. Şuan ki imkanlarıyla geçmiştekinden çok daha mutlu olabilir ve hatta geleceğindeki o mutluluğu da tasarlayabilir. Yeter ki elindeki imkanın farkına varabilsin.
Kim bilir belki de mutluluğun sırrı, her şeye sahip olmak değil, sahip olduklarının kıymetini bilmekte saklıdır…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
Az olan her zaman kıymetlidir
YanıtlaSilHer sahip olduğumuz kadar, sahip olmadığımız da kıymetli aslında.
YanıtlaSilEn çok keyifle hatırladığım zamanlar imkansızlık içindeki çözüm arayışlarımız gerçekten de öyle 🌼
YanıtlaSilKüçük bir çocukken bir oyuncak veya bir kıyafet istediğimizde uzun uzun hayal ederdik ve o bizi mutlu ederdi
YanıtlaSilAma o şeye gerçekten sahip olduğumuzda en fazla bir iki gün sonra normalleşirdi
Kıymetini bilmek ve de kıymetlendirmek…
YanıtlaSilTabii insanin en mutlu anlarini cocuklugunda bulmasi normal ama hakkaten insan kiyasladiginda cocukluguna bile gitmeye gerek yok konfordan oncesi ve sonrasina bakmasi yeterli... universitede hatta sonrasinda bir yil cep harcligim simit ayran ve otobuse, birkac da kitaba yetiyordu.. o simit ayrandaki tadi simdi kebapta bulamiyorum:))
YanıtlaSilYoklugu ya da yoksullugu ovmeye calismiyorum, insan illa ki hayatinin belli donemlerinde kitligi, digerlerinde bollugu yasar bu cok tabiidir ama gercekten ihtiyacimiz olan seylerle yetinerek kisa degil uzun omurlu hazza yani mutluluga yogunlasmali insan.. maddi durumundan bagimsiz ara ara buna kafa yormali...:)
Çok güzel söylediniz
SilHer şeyim tam olsun deyince asıl problem ortaya çıkıyor
"Dolabı toplandıkça zihni de toparlanıyordu sanki…" ne güzel bir strateji. Kullanmadığın eşyaları çıkardıkça dolabından ihtiyacın olanın sana gelmesi döngüsü :)
YanıtlaSilKesinlikle öyle...
SilDeneyeceğim
SilŞimdi dünyanın en iyi pastasını alsa da insan çocukken yer sofrasına oturup yediği petibör bisküvinin tadını alamıyor. Eksik olanlar insana tad veriyormuş meğer
YanıtlaSilİmkan ile mutlu olacağımızın yangılısı içinde sıkışmış durumdayız... az imkanla çok marifetli insan olabilmek...
YanıtlaSilGünümüzde özellikle çocukların çok yabancı olduğu bir his
YanıtlaSilO yüzden bu kadar mutsuzlar
Çocukları min imkan ile maksimum beceri sahibi olacakları şekilde yetiştirmek ne kadar önemli değil mi?
SilNe güzel bir yazı. "Mutluluğun sırrı çok imkan olması değil" Oysa hepimiz imkan artırmaya çalışıyoruz 🙈 İşler bizim düşündüğümüz gibi dönmüyor yazıya dökülmüş şekli :)
YanıtlaSilMutluluğun sırrı kıymetlendirmekten mi geçiyor yani?
YanıtlaSilEn büyük imkansızlık imkanın olmasıyken biz kaynaklarımızı ne kadar sağlıkla kullanabiliyoruz.
YanıtlaSilGeçmişe duyulan özlem kimimiz için tükenmek bilmese de yine de güzel ve kıymetli zamanlardı :)
YanıtlaSilGelecek günleri oluşturan küçük yapıların bu günlerde saklı olduğu bilinci bizde hakikaten yerleşmiş olsa her anı daha kıymetli yapmaya çalışırdık sanırım.
YanıtlaSil🌱🌸kaleminize sağlık
YanıtlaSilNeye rağmen ne yaptığımız bizim için de kıymetli olan oluyor
YanıtlaSilİnsana iyi gelen şey hedefi doğrultusunda çabalıyor olmak sanırım.
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🥰
YanıtlaSilMutluluk sahip olunan şeylerle ilgili değildi...
YanıtlaSilMutlu olma becerisi verilen imkandan kıymetliydi..
YanıtlaSilHer imkan sahibi mutlu olmayabilir ama her mutlu insan ihtiyaç duyduğu imkanları elde edebilir gibi gibi gibi sanki.. :))
Az imkan=çok marifet Hayat matematiği ile ilgili yanılgılarımızı değiştirmemiz lazım
YanıtlaSilGülüyoruz ama gerçek, mutluluk içimizde :) imkanlarda değil
YanıtlaSil