SEN NEYİ MERAK EDERSİN? - Bölüm 3

Merak ederek ve öğrenerek yol alır ve gelişir insan. Bu gelişme sırasında da meraklarının yönü insanın da yönünü belirler. Bu hayatın her alanında alacaklı olduğu duygusu ise insanın ileride oluşabilecek duyarsızlığının temeli. Aslında unutmak bir nimet, sınavda karşımıza çıkan soruların can sıkıcı kısımlarını zihinden atıp yolumuza devam etmek için verilen bir nimet iken, insan bunu kendine vereni unutabiliyor, sınavda olduğunu unutabiliyor. 

Nimete kör olmakla başlayan bu sürecin devamı ise şikâyete, memnuniyetsizlik, bencillik, duyarsızlık ve ümitsizliğe doğru devam ediyor. “İnsan bunu nasıl yapar?” dediğimiz olayın arkasında insanı bozan bu süreç var.

Hiç kimsenin bu hayatta olup bitene karşı duyarsızlığı bir günde olmuyor, her şey azdan başlıyor. Az, insanın en çok küçümsediği, görmezden geldiği şey, oysaki tüm bütünlerin başlangıç parçasıdır.

Kullandığımız eşyalarımızdan bozulan olursa nasıl ki vazgeçmiyor ve tamir ettiriyorsak insanın da düzelebileceğini ve onun da bir tamir süreci olduğunu unutmamalıyız. Beklentiler “Hemen şimdi düzelsin” de ancak gerçek öyle değil. Yavaş yavaş bozulan her şeyin yavaş yavaş düzelme ile ilgili bir yolculuğu var.

Zehra, uzun zamandan sonra kendinden çıkıp hayata bir başkası için soru sordu. Belki sorarken farkında bile değildi ama çoktan cevaplar hazırlanmıştı. Çünkü “Soru varsa mutlaka bir cevabı vardı.”

Bencilleşen, duyarsızlaşan her insan için oradan çıkış noktası; kendinden hariç bir şeye soru sorması ile başlar. Zehra da öyle yapmıştı ve ona gelen onlarca cevap vicdanını çok acıtsa da memnundu. İlk kez almadığı eşyalar ve ailece gidilmeyen tatillerin yerine susuz, uykusuz, yorgun ve korkan insanlar için üzülüyordu. Peki, “üzülmek insana iyi gelir mi hiç?” Gelir, eğer üzüntü bir gerçek için ise insana iyi gelir.

Zehra artık anlamıştı, “Kendini sev, sen biriciksin, bu hayat senin, dilediğin gibi yaşa, güçlü ol kendini ezdirme…”

İnsan bu başlıklarla psikolojimi düzelteyim derken aslında kendi özünü bozmuştu. Tüm sorumlusu bu başlıklar değildi elbette… 

• Hızlıca hazırlanan hazır yemekler 

• Hızlıca yapılan alışverişler 

• Hızlıca kurulan ilişkiler ve daha nicesi…

İhtiyaçların yerini isteklerini yerleştirince başlamıştı bu gerileme…

Ve geriledikçe görmezden geldi insan… 

Önce yapılan iyiliği sonra yapılan zulmü görmezden geldi…

Görmezden geldikçe unuttu… 

Soruyu unuttu, testi unuttu, sınavı unuttu…

Unuttukça uzaklaştı… Nerden uzaklaştı? İnsanlığından… 

Şimdi Zehra sorduğu soruların ona gelen cevapları ile hayatı, yaşananları ekranlarda gördüklerini daha gerçekçi irdeliyor ve gerçekten gündemine almış olmanın hissiyatıyla çok daha iyi hissediyordu. Samimi bir boykot, samimi bir protesto, samimi bir algılama yapmayı başarmıştı. Öncesi için pişman ama tamir olan özü için de huzurluydu.

İnsan ancak kendinden çıkıp karşısındakini öncelik verdiğinde başarabiliyor. Bunu yaparak kendi hayatını da iyi ediyor. Duyarlı ve kaliteli insana dönüşüyor. İşte o zaman hedefindeki başarılı ve mutlu insana ulaşmış da oluyor.

SEN NEYİ MERAK EDERSİN? - Bölüm 2

 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

“Bu senin yaşamın…

Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor!”

Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor.

Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz.

YAHYA HAMURCU

&

&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ