Kayıtlar

sınav etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

GENÇLİK BAŞIMDA DUMAN

Resim
Ha bugün ha yarın derken o meşhur YKS günü gelip çatmıştı... Leyla ve Ceylan… Aynı duyguları paylaşan iki genç kız… Bir saat sonra sınava gireceklerdi fakat heyecanları aylar öncesinden başlamıştı… Leyla, önceki sene istediği puanı alamamıştı. Buna rağmen aynı heyecan ve motivasyonla yeniden dershaneye başlamaya karar vermişti. Zorlanmasına rağmen yeni tempoya ayak uydurup pes etmemişti. Kendine hazırladığı çalışma planını uygulamıştı. Önceki sene hazırlanırken iyi yaptığı şeyleri, iyi yapamadığı şeyleri tek tek düşünmüştü. Bir değerlendirme yaparak çalışmalarına ona göre hazırlanmıştı ve nihayet sınav günü gelmişti. Acaba bu sene sorular nasıl olacaktı, matematikte iyi sayılmazdı acaba yeterli neti yapabilecek miydi, istediği bölümü kazanabilecek miydi? Aklında istediği bölüm ile ilgili birkaç üniversite vardı. Geniş geniş kampüsleri, çimenli alanları, çimenlerin üzerinde poz veren bir sürü neşeli öğrenciler görüyordu. “Şöyle bir arkadaş grubum olsa yalnız kalmam, hem üniversite hayat...

NİSYAN

Resim
Ev, araba, çocuk, ünvan… Her şeye sahip olmaya çalışan insan… Bir mal uğruna ahireti unutan, Kendini kaptırıp gittiği ancak bir geçici dünya imiş… Yapıp ettiklerini kendinden sanan, Altmış, seksen yıl mala bekçilik yapan, Bu dünyadan göçüp gitmiş ama bilmemiş… Asıl sahibi ALLAH imiş…   Geçici bir meselede tüm hayatını harcayan, Bir sağlık için hepsini vermeye razı olan imiş… Kimseye minnet etmem diye burnunu diken, Sıkıştığında ancak RAB’ini hatırlayan imiş… İnsanmış nankör olan, RAB’bini unutan, RAB ise, RAHMAN imiş, geriye düşmesin diye destek olan… RAHİM imiş, ileri gitmesi için destek olan… GAFUR imiş, ayıpları ve günahları örten. Pek acele etmiş insan, Sonsuzu bırakıp da tamah ettiği cihan, Fazlası değilmiş yalnız imtihan, İnsan çok istemiş, İsteğine kılıf uydurmuş, anlam yüklemiş, Hataya düşse de onu affedebilen, Yine RAB’iymiş Toprak nesli insan, Sınanmak istemiş ayrıca, dünyasında şöhret, şan, En yüce, en zengin, en “Var” olan, Faydaya ulaştıran da sefilliği veren de RAB’iy...

SABIR NEDİR?

Resim
Anne doğuma kadar sabreder. Çiftçi tohumu eker, hasadı alana kadar sabreder. Bir öğrenci sınava girer, sınav sonucu açıklanana kadar sabreder. Yeni evlenecek kız o çok beğendiği gelinliği giymek için sabreder. Peki sabır nedir?   & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & “Meyveyi sonunda aldıysan ağaçtan, Dallara tutunurken… Zorlansan ne fark eder, Zorlanmasan ne? Elin kanasa ve düşsen ağaçtan.. Şifanı veren yerde bekliyorsa, Ve seni yerden kaldıracak olan… Canın acısa ne fark eder… Acımasa ne?” YAHYA HAMURCU & &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ  

SEN NEYİ MERAK EDERSİN? - Bölüm 3

Resim
Merak ederek ve öğrenerek yol alır ve gelişir insan. Bu gelişme sırasında da meraklarının yönü insanın da yönünü belirler. Bu hayatın her alanında alacaklı olduğu duygusu ise insanın ileride oluşabilecek duyarsızlığının temeli. Aslında unutmak bir nimet, sınavda karşımıza çıkan soruların can sıkıcı kısımlarını zihinden atıp yolumuza devam etmek için verilen bir nimet iken, insan bunu kendine vereni unutabiliyor, sınavda olduğunu unutabiliyor.  Nimete kör olmakla başlayan bu sürecin devamı ise şikâyete, memnuniyetsizlik, bencillik, duyarsızlık ve ümitsizliğe doğru devam ediyor. “İnsan bunu nasıl yapar?” dediğimiz olayın arkasında insanı bozan bu süreç var. Hiç kimsenin bu hayatta olup bitene karşı duyarsızlığı bir günde olmuyor, her şey azdan başlıyor. Az, insanın en çok küçümsediği, görmezden geldiği şey, oysaki tüm bütünlerin başlangıç parçasıdır. Kullandığımız eşyalarımızdan bozulan olursa nasıl ki vazgeçmiyor ve tamir ettiriyorsak insanın da düzelebileceğini ve onun da bir tamir...

SEN NEYİ MERAK EDERSİN? - Bölüm 2

Resim
Zehra’nın zihnindeki konu ‘İNSAN’dı, her şekle ve duygu durumuna geçebilen canlı. Çok nazik, anlayışlı, adaletli de olabiliyor; bencil, zalim, adaletsiz de.  “İnsanın öyküsü nasıl başlıyordu?” diye soru sordu kendine ve düşüncelere daldı. İnsan kimdir?  İnsan ırkın ismi, topraktan gelen şekil almış ruhu olan... Aklını kullanan, düşünebilen, aynı zamanda da unutan bir canlı. ‘İnsan neyi unutur?’ diye düşündüğünde yaşadıkları ne olursa olsun unutur dedi. En mutlu olduğu günü unuttuğu gibi en mutsuz olduğu günü de unutabiliyor. İspatı da kendinde buldu. Bir yıl, bir ay, bir gün, bir saat içinde yaşadığı şeylerden hangisini tam olarak hatırlıyordu. Hangisiydi gerçekten en mutlu olduğu gün veya yaşadıklarından hangisi en güzeliydi diye sordu kendine. Sonra bunların geçici olduğunu söylemek kendisinin ve çevresindekilerin dilindeydi diye düşündü. Ne varlık bir kapıda ne yokluk. Her şey gelir geçer. Acı olan da geçer güzel olan da. ‘O zaman insan unutan’ dedi.  Varlığı, yokluğu,...

SIRT ÇANTASI

Resim
  Esra sırt çantasını ne hevesli hazırladı. O gün Üniversite de ilk günüydü. İlk denemesinde puanı yeterli gelmemiş ve bir yıl daha sınava hazırlanma kararı almıştı. Sonraki yıl ise sınava girmiş, hedefine ulaşmıştı. Artık başarmanın mutluluğunu yaşıyordu.  İki yıl odasına kapanıp ihtiyaçları dışında onu oyalayacak birçok şeyden uzak durmaya çalışmıştı. Tabi bu başlarda da kolay olmamıştı. Gezi davetleri, alışveriş saatleri, sinema partileri bir müddet rafa kaldırılmıştı. Bu konularda teklifler gelse de hayır demek derslerine daha da odaklanmasına sebep olmuştu. Başlarda zorlansa da artık ders çalışmak ona keyif verir hale gelmişti. Ne de olsa bu durum bir süreliğine böyle olacaktı... Hayatta her şey geçici değil miydi zaten…  Bir bebek dünyaya gelmek için 9 ay annesinin karnında o küçücük alanda aldığı pozisyonuyla. Annesine verdiği yüküyle, bulantısıyla, hepsi geçiciydi… Doğmayan bebek, doğuramayan anne var mıydı?  Hastanede hasta yatağında ağrısıyla mücadele ederk...