HER İSTEDİĞİNİ YAPMAK MIYDI ÖZGÜRLÜK?
İnsanların dikkatini çeken ve aklında yer eden bir siması vardı. En dikkat çekici özelliği ise siyah ve mor karışımı olan saçlarıydı. Herkesin ona bakmasına alışmıştı Arzu ama o sadece telefonuna bakar, kafasını bile kaldırmazdı.
Her zaman kendi yolu, kendi seçimi ve kendi fikirleri vardı. Arzu, kendi istediği şekilde yaşardı hayatını. Ne de olsa özgürdü bu hayatta…
Son iki yılda o kadar değişmişti ki ailesi bile görse tanıyamayabilirdi. Telefonunda uzun süre vakit geçirmeyi severdi, yeni diziler ve filmler izleyerek günlerini geçirirdi. Hatta bazen daha çok dizi ve film izleyebilmek için dışarı çıkmaz, uyanır uyanmaz eline telefonunu alır ve izlemeye kaldığı yerden devam ederdi. Dışarıya sadece alışveriş ya da sosyal medya içeriği oluşturmak için fotoğraf ve video çekmeye çıkardı. Gece geç saatlere kadar ekran başında olduğu için geç yatardı. Güne sabah değil, öğlen başlardı. Uyku düzeni iyice bozulmuştu.
Erken kalkmasına gerek yoktu sonuçta onu eskisi gibi zorlayan anne ve babası da yanında değildi artık. İstediğini yapabilirdi. Evi toparlamasına, akşam yemeği hazırlamasına ve rutin işler yapmasına gerek yoktu. İstediğini yapar istemediğini ise yapmazdı. Yani ona göre özgürdü… Hayatında birçok şeyi ertelemeye başlamıştı; en basitinden temizlik yapmak, yemek yapmak, rutin işleri yoluna koymak ona zor geliyordu. İşleri erteledikçe her geçen gün birikiyor ve altından kalkılamaz hale geliyordu. Bir sepet dolusu olan çamaşırlar her geçen gün birikmiş ve neredeyse bir oda dolusu kadar olmuştu.
Geceleri uykusuzluk problemi de onu giderek daha da rahatsız etmeye başlamıştı. Giderek kendini daha yorgun hisseder olmuştu. Arkadaşlarıyla da daha az görüşmeye başlamıştı. İnsanlardan giderek uzaklaşıyordu. Dışarı çıkarken geriliyor ve insanlarla konuşmak bile istemiyordu. Özgüvenini kaybetmişti sanki.
Telefonu Arzu’nun her şeyi olmuştu. Her şeyden vazgeçebilir ama telefonundan vazgeçmezdi. Birkaç dakika bile interneti çekmese ne yapacağını bilemez hale geliyordu.
Bir gün Arzu telefonunu düşürdü ve ekranı paramparça oldu. Hemen onarımı için telefonunu götürdüğünde yerine telefon vereceklerini düşünüyordu ama bunun mümkün olmadığını öğrendiğinde morali iyice bozulmuştu. Üstelik onarım için en az on gün gerekiyordu. Nasıl yani şimdi on gün telefonsuz mu kalacaktı! Bu Arzu için büyük bir krizdi…
Eve döndüğünde Arzu büyük bir boşluğa düşmüştü. Sanki bir uzvunu kaybetmiş, hayatı bitmiş gibi hissediyordu. Ne yapacağını bilemiyordu. Çok canı sıkılmıştı. Hiçbir şey yapmak istemiyordu. Uyumak istiyor ama uyku problemleri de devam ettiği için uykuya dalamıyordu. Bir ara "Gidip yeni bir telefon mu alsam?" diye bile düşündü ama yeni bir telefon için bütçesi de şimdilik yeterli değildi. Sanki var olan özgürlüğünün elinden alındığını düşünüyordu. Sonra düşünmeye devam etti. Düşündükçe başı ağrımaya başlamıştı. Bugüne kadar hiç düşünmemiş gibi hissetti kendini…
Arzu "Gerçekten özgür müydüm?" dedi kendi kendine…
Düşünceleriyle baş başa kalınca ilk kez, odasına dikkatlice baktı. Ortalığa saçılmış kıyafetleri, yıkanmamış bulaşıkları, tozlanmış kitapları gördü. Telefon olmadan geçen saatler ona, ne kadar dağılmış olduğunu fark ettirdi.
Böyle kriz dolu gecen birkaç günün ardından, küçük bir adımla başladı; masasının üstünü topladı sonra yerdeki kıyafetleri sepete attı. Akşam olduğunda biraz kitap okumaya karar verdi. Sabah, alışık olmadığı bir şey yaptı; kahvaltı hazırladı.
Günler ilerledikçe, Arzu kendini daha az yalnız hissetmeye başladı. Telefon olmadan dışarı çıktı, yürüyüş yaptı, tesadüfen eski bir arkadaşına rastladı ve sohbet etti. İlk başta garipti ama sonra ona da güzel geldi.
Onuncu günün sonunda telefonunu almaya gittiğinde, içindeki garip huzuru fark etti. Telefonu tamir olmuştu ama artık onun tek dünyası olmadığını anlamıştı. Daha özgür hissediyordu çünkü... İlk defa bunun bilincine vardı. Aslında telefon ile özgür değil de ne kadar tutsak olduğunu anladı.
Belki de özgürlük sadece istediğin şeyi yapmak değildi. İhtiyaçlarını karşılayabilmek ve isteklerine bağımlı olmamaktı. İnsan aşırı istediği şeye bağımlı olduğunda özgürlüğünden de oluyordu. Aslında özgürlük, vazgeçebilme potansiyelindi...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
İnsana en çok yakışanlardan, özgürlük…
YanıtlaSilne kıymetli bir şey
SilEn büyük özgürlüktür, aynada ki kişinin herşeyden vazgeçebilir gücte olabilmesi
YanıtlaSilİnşaALLAH 🤲🏻
Silaslında her istediğimizi yapmaktan çok mitomani yapıyoruz yani kendimizi kandırıyoruz bi anlık mutlulugun geçiçi olduğunu kavrayamıyoruz ve bi anlık bizi mutlu eden şeyleri özgürlük adı altında yürütebiliyoruz peki ya hiç mi farkına varmıyoruz kendimizi kandırdığımızı...
YanıtlaSilMitomani kelimesini ilk kez duydum... Ama mutluluğun geçiciliğini kabullenememek ne kadar doğru bir tespit. Peki neden insan bu geçiciliği kabul etmek istemiyor?
SilGerçekten Özgür müyüz...
YanıtlaSilİnsanı tekrar tekrar düşüncelere sevgiden bir yazı olmuş. İnsana en çok yakışan şey özgürlüktür.
İnsanı insana veren , insanın Özgür olmasını ister.
Özgürlük kavramının gerçek anlamı beni hala etkiler. Ne kadar bağımlı değilsen o kadar özgürsün demek ki...
YanıtlaSilVazgeçebilme potansiyeli 🤩
SilÇok güzel bir yazı olmuş, dönemin telefon bağımlılığının insanı nasıl mutsuzlastirdiginin delili , kaleminize saglik;)
YanıtlaSilEllerinize sağlık insanın bağımlılıkları onu farkında olmadan çok kötü yerlere götürüyor.
YanıtlaSilNe kadar doğru fakat tel bırakamıyorum bir çözümü varmı :)
YanıtlaSilBunu yapabilecek kadar güçlenmen gerekir, nasıl güçleneceğini seminerlerde anlatıyorlar, umarım faydalanırsın... kolaylıklar, sevgiler..
SilTabii ki hemen eğitimlere yazılıyorsunuz efenim... Kim kimdir ile başlayan bu keyifli yolculuğun devamında oralara da geliyoruz...
SilHer zaman bir çözüm var 🙂 gerçekten bulmak isteyenlere ❤️
SilTelefonunun kırılmasına sevindim Arzu.
YanıtlaSil:) bazen kırılan telefon bazen bir insanın tokatı bazen bir haksızlık... insanı düşünmeye teşvik etsin ve şifasını bulsun diye...
SilKavramların önemini insan, içine başka başka anlamlar yüklenip sunulduğunda yaşadığı karmaşadan sonra anlıyor. Tabii her işini deneme yanılma ile yapıyorsa…
YanıtlaSilBir şeylerden uzak kalınca farkına varıyoruz olan biteni…
YanıtlaSilBir kaza ile telefon kırıldı ama özürlüğün tanımını değiştirdi :) yaşadıklarımız öğretmeye devam ediyor biz istememekte.
YanıtlaSilArzunun ne güzel bir hak edişi varmış ki özgürlüğün tadına bakabilmiş.
YanıtlaSilArzu bu sayede sorunlarının sebebini fark etmiş
YanıtlaSilİnşallah tekrar aynı dipsiz kuyulara düşmez
tabi tabi çok özgürüm... Sadece istediğim yapmak beni özgür yaparmış gibi.... :(
YanıtlaSilDeğil mi? Kimse bana karışamaz ve ben ne istersem onu yaparım tam da tutsaklığa hoşgeldin tablosu...
SilHarika bir tespit!
YanıtlaSilOzgurlugun gercek manasini bir kavrayabilsek hem kendi gunluk hayatimiz hem toplamda hayat daha yasanilir olacak, hepimizin bir "Arzu" donemi olmustur ve toplarlanmaya giden yol bir cekmece duzenlemek kadar yakin olabilir... hicbir olumlu adimi kucumsemeyenler kazancli cikiyor, peki ben bugun ne yapsam da daha ozgur olsam:))
Arzucuğum canım yavrum. Telefonun tamir edildikten sonra ne yaptın çok merak ediyorum.
YanıtlaSil:)
SilTelefonuna, ilişkine, sahip olduğun imkana bağımlı değilsen özgürsün… Kalemize sağlık🤍
YanıtlaSilHer istediği yapabilmek değil, hedefin doğrultusunda ilerleyebilmek ve o ilerlemeni önleyecek şeyler kurtulabilecek iradenin olması sanki...
YanıtlaSilinsan vazgeçtikçe özgürleşir ve yokluğunda aklının kaldığı şeye karşı özgür değildir...
YanıtlaSilBmyle birşeyi kendi kendine yapmaya çalışsan çok zorlanırsın
YanıtlaSilNe güzel desteklenmiş 😊