NEDEN GÖZLER ÖNÜNDEYİZ?
Her şey o kadar gözler önünde yaşanır oldu ki…
Önceleri ya aile arasında ya da yakın arkadaşlarla birlikteyken kutlanırdı doğum günü, evlenme teklifi ya da o mekânda bulunanlarla güzeldi kına gecesi… ancak şimdilerde yakınların dışında yakın olmayanlarda görür oldu bekarlığa vedayı, mezuniyeti, cinsiyet öğrenme partilerini, insanın eşiyle yediği özel yemeği…
Güzel anlarımızı, sevdiklerimizi ve sevdiğimiz şeyleri neden başkaları görmesin ki?
Bir yarış içerisindeyiz, en mutlu benim, en güzeli bende ve hep öyle… en iyi eş, çocuk, ev, iş neyse aslında bir anı gerçek olup her anı gerçekmiş gibi gözler önüne serdiğimiz mutluyuz yarışı… Tatil fotoğraflarını paylaşmaktan tatil yapamadığımız bir dönemdeyiz… Hayatım hep böyleymiş gibi gösterdiğim çoğu şey birkaç fotoğraf karesi ve andan ibaret,
"Hangimiz daha çok görünürüz" çabası içinde kaybolan mutluluğumuzu ve değerlerimizi fark etmekte zorlanıyoruz.
İnsan kendini bu kadar görünür kıldığında hissettiği şey neydi? Neden buna ihtiyaç duyuyordu?
Bir an içinde yaşadığımız mutluluk ve tatmin duygusu başka bir yerde çok sevdiğimiz birinin mutsuzluğudur belki de… Veya varlığından dahi haberimizin olmadığı birinin umudu, isteği, özlemi de olabilir.
Çocuğumun fotoğrafını paylaşırken, çocuk sahibi olmak isteyip olamayan akrabamı, arkadaşımı o an ne kadar düşünüyorum? Ya da paylaştığım o yemek masasını, misafirim geldiğinde çeşit çeşit yemekle donattığım masanın fotoğrafını paylaştığımda kaç kere onu bulamayan bir diğer tanıdığım aklıma geliyor?
İnsanoğlu buraya nasıl geldi? “Söylemesi ayıp” diye başlanılan cümleler ne olduğu da gözler önüne serildi?
Popüler veya görünür olma durumu bizi daha güçlü kılacağına ya da başkalarının gözünde daha iyi bir yere getireceğine dair yanılgılar içine attı bizi belki de. Gerçek eksiklik neydi?
Oysaki biraz düşündüğümüzde popüler ettiğimiz her şeyin ne kadarına ne kadar sahiptik? O masa her gün mü öyle, eşimle her zaman mı can ciğeriz, çocuğum hep mi söz dinliyor? Yoksa onlar hayatın içerisinde bir an mı? O anları hep gibi paylaşmak… Ama aslında çoğu zaman şikâyet eden biri olmak…
Kime neyi ispatlıyor, bu hayatı kim için yaşıyorduk?
Halbuki ben çocuğumu yaramazlık yaptığında da seviyorum, eşim bana çiçek almadığında ya da yemeğe çıkartmadığında da hatta tartıştığımda da onu seviyorum ve ondan memnunum. Evim her zaman toplu değil ve yine o evin içinde huzurluyum… Peki gerçekten böyle mi? O anları paylaşma isteğim neden?
Bizim için iyi olanın her zaman daha iyisi var ve olacak da.
O ballandıra ballandıra anlattığımız, gösterip övündüğümüz her şeyin aslında bir üstü olduğu gibi, onlara sahip olamayanlarımız da var.
O evin, arabanın, eşyanın, göz renginin, saç renginin…
Bunlara sahip olunca tastamam mutlu olacağımız veya olanlarla övünmek aslında bizim yanılgılarımız.
Çok özenerek tasarladığımız evimizi artık beğenemez olabiliyoruz. Daha güzelini gördüğümüzde elimizdeki bizi mutsuz etmeye yeterli olabiliyor.
Zar zor aldığımız telefonun mutluluğunun geçici olduğunu pek tabi biliyoruz. Oysa almadan önce tek eksiğimiz o gibiyken…
Belki bizi cazip kılan güzelliğimizi bir miktar saklamaktır,
Belki de bizi etkili kılan dilimizin ucuna gelenleri hemen söylememektir,
Belki de mutluluğumuzun sırrı o tek anları ‘hep’miş gibi paylaşmamızdadır…
Eskiden bazı anlar kendi aramızdayken mi daha muyluyduk yoksa şimdi gözler önündeyken mi?
“Şüphesiz gizlenen, açığa vurulanlardan daha etkilidir”.
Kıymet verdiklerimizin kıymetini bilmek dileğiyle…
Kendi aramızda…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
YAHYA HAMURCU
Günümüz insanın ne kadar da hatırlaması gereken bilgiler..
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🌺
İnsan değerli ne varsa onu saklamak, gizlemek ister .
YanıtlaSilKıymetli olanı açmak, açıkta yaşamak onu değersizleştirir.
Gizlenen açığa vurulandan daha etkilidir… ne kadar anlamlı ve derin😢
YanıtlaSilKendi aramızda😉
YanıtlaSilNe kadar önemli bir konu, ne güzel tespitler...
Bir miktar duyması zor gelse de insana, içten içe hepimizin şüphelendiği, fark ettiği, bildiği şeyler değil mi aslında bunlar...
Ellerinize sağlık🪻
Ne kadar keyifli, bilinç açan bir yazı olmuş.. kaleminize, yüreğinize sağlık..🦋
YanıtlaSilGerçekten seven sevdiğine onu sevdiğini hissettirse yeterli gelmez mi karşıdakine? Bu ispat sadece ona olmamalı mıydı?
Ve bunu gösterebilmek bazen sıcak bir tebessüm, bazen onun sevdiği bir şeyi yapmak, bazen en zorlu anında ona senin yanındayımı cümlelere dökmeden yanında olduğunu göstermek değil miydi?
İnsanın özelinin kendine kalması aslında ne kadar güzel bir şey, farkındalık oluşturan bir yazı olmuş kaleminize sağlık
YanıtlaSilElinize sağlık ne güzel anlatmışsınız
YanıtlaSilMutlu görünmek için verdiğimiz her mücadele bizi daha da mutsuz yapıyor. Meselenin mutlu görünmekten çıkıp mutlu olmaya varması için ne yapmalıyız?
YanıtlaSilEskiden alışveriş yapılınca paketler konu komşu tarafından görülmesin diye akşam eve çıkarılırdı. İnsanların terası olmasına rağmen alan var alamayan var diyerek mangal yakmazdı.
YanıtlaSilNe incelik, ne güzel hassaslık, ne güzel saygı.
Popüler ettiğimiz şeylerin ne kadarına sahibiz? Temas ile ilgili çok güzel farkındalık oldu Allah razı olsun
YanıtlaSilMakaleyi yazan gizli yazarımız, eline sağlık 💫
YanıtlaSilCok dogru gozlem... sanki sadece ailem ve etrafimdaki ufak bir grupla paylasinca o fotograf ziyan oluyormus gibi geliyor belki de artik cogu kisiye.. ucret kazandiran sosyal medya paylasimlari kadar unlu olma hayalleri de var... bir iluzyon icinde yuzuyoruz, herseyden cok var ama derinlik yok, gercek lezzet yok... ama bu durumu farkedebilmek de guzel, tesekkurler!
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı elinize sağlık
YanıtlaSil“Şüphesiz gizlenen, açığa vurulanlardan daha etkilidir”. Kıymetli şeylerin üstü örtülür. Popüler edilen şeyler güç kaybeder.
YanıtlaSil🌿🌼🌼🌸
İnsan bu hayatı başkaları beğensin diye değil yaratıcı beğensin diye yaşarsa daha mutlu olur.🙂
“Ayıptır söylemesi” diye başlanan cümleler ne ara buralara geldi?
YanıtlaSilGizli, örtülü olmanın kıymetini hatırlatan çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık 🌸
Şimdilerde herşeyi başkaları için yapar olduk.
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilHer şeyin tek Sahibine döndügü mutluluk kaynağının ruhu doyurmak olduğu ,maddenin bizi bir nebze olsun mutlu edebildiği ancak maneviyatın her daim mutluluğun üstünde olan huzuru da getirdiği bu yazıyla tekrar anlaşılmakta 🧐kaleminize sağlık ,paylaşım için teşekkürler
YanıtlaSilÇok güzel anlatılmış gösterişsiz hayat surduremiyoruz sanki
YanıtlaSilSoyutlaşamadığımız hayatta var olma çabamızdan olsa gerek.
YanıtlaSilHalbuki gizli olan açık olandan hep daha kıymetli…
İnsan neden sahip olduğu imkanları başkalarının gözüne sokmak ister?
YanıtlaSilKaleminize sağlık..
YanıtlaSilPaylaşmak güzeldir ama gerçekten artık dozunu kaçırıyoruz herşey de olduğu gibi.. dengesini kurabiildiğimiz kadar göz önünde kalabilmek ümidiyle..
İnsanın kıyasları bile değişmeye başlıyor sosyal medya sürecindeyken. Herkes bu kadar mutluysa bende eksik olan ne kompleksine düşüyor. Ve o mutluluğu linki kaldırmakta bulacağı yanılgısına düşebiliyor... Çok kıymetli bir yazı olmuş kaleminize sağlık...
YanıtlaSilGerçekten günümüz için yazılan çok güzel bir yazı yüreğinize sağlık
YanıtlaSilGünümüzde hatırlanması gereken en önemli noktaya değinilmiş, çok da güzel olmuş… Emeğinize sağlık… 💕
YanıtlaSilKonsere gidip, telefon ekranından izlemek konseri… Manzara bakmak yerine fotoğraf çekme dertlerimiz…
YanıtlaSil