SANA TEPELERDEN BAKIYORUM


O gün Aslı çok heyecanlıydı. İlk kez İstanbul’a gidecekti. Her güne ayrı kombin, uygun şallar, aksesuarlar, ayakkabılar derken bavul hazırdı. Aslı erkenden havalimanına gitmiş orada beklerken İstanbul’la ilgili araştırmalar yapmaya devam ediyordu. Uçağı tam vaktinde indi ve artık İstanbul’daydı. İçi kıpır kıpırdı... Onu karşılayan arkadaşı Ecrin, İstanbul’da yaşıyordu. İstanbul’da gezilecek yerleri bir turistten daha az bilecek kadar oralıydı!

Genelde böyle olmaz mıydı? Yani bir şehri en iyi gezenler turistler iken orada sürekli yaşayanlar o mekanlara hiç uğramamış olabiliyordu.

 


Yıllardır İstanbul’da yaşayıp Topkapı Sarayı’na hiç gitmemiş olanlar vardı. Ya da kaç kere boğaz turu yapmıştır ki bir İstanbullu?

Bursa’da yaşayanlar kaç kere teleferiğe binip, Cumalıkızık’ta kahvaltı yapmıştır ki?

İstanbul’da yaşayanlar peki?

Kırk yılda bir misafir gelirse belki onunla birlikte…

 


Başka şehirden gelen öyle mi? Köprüden denize bakınca, vapurla bir yere giderken saatlerce orada durup izlemek istiyor, hayran kalıyor. Oysaki her gün oradan geçen biri için o manzara o kadar da büyütülecek gibi gelmiyor.

İnsan, sürekli elinin altında olan ve kolay ulaşabildiği şeyleri normalleştirebiliyor. “Nasıl olsa bir gün hallederiz” diyerek erteleyebiliyor birçok şeyi. İnsan zamanla normal bulduğu şeylere de tepki veremez hale gelebiliyor veya duyarsız olabiliyor. Çünkü insan, genellikle anormale yani normalin dışındaki şeylere tepki veriyor.

İnsan, gerçeği de normalleştiriyor. Aslı için de İstanbul normalin ötesinde bir şehirdi. Daha gelmeden hayaller kuruyor, tüm İstanbul’u adım adım gezmek hatta en tepe noktalardan izlemek istiyordu.

Aslı’nın filmlerde, dizilerde, kartpostallarda gördüğü İstanbul’un tüm güzelliği ile karşısındaydı.

“Ecrin inanabiliyor musun? Tüm İstanbul güzelliği ile karşı karşıyasın.”

 


Ecrin, o anda düşündü… İstanbul arkadaşının hayran olduğu kadar güzel miydi?

O güzelliğin ardında hiç mi çirkin olan bir tarafı yoktu?

Soru soruyu çekmişti adeta, acaba hangi güzeli, hangi çirkini normalleştirmişti?

En önemlisi hangi gerçekleri normalleştirmişti?

Mesela doğada canlı olan her şey gerçekti! Acaba neydi ona normalleşen?

Yağan yağmur mu,

Kuşların kanat çırpışını mı,

Göğün asılı kalması mı,

Hayatını devam ettirebilmesi için gerekli oksijeni mi,

Peki ya vücudunun işleyişi,

Ya da o protein deposu hayvanların yaşam içerisindeki uyumunu ve sakinliğini mi… Bunlar sıradan, doğa ve yaşamsal olaylar olarak mı geçiyordu… Her birinden ulaşılacak belki de binlerce bilgi var ama Ecrin daha önce bunu düşünmemişti.

İnsan, nereye bakar da ne görür?

Mesela;

  • Çocuk yetiştirmenin gerçeği,

  • İlişkinin gerçeği,

  • Ticaretin gerçeği,

Hangi gerçeği normalleştiriyor insan?

Düşününce zihninde birçok pencere açılmaya başlamıştı. Gerçeği anlamak ve görebilmek için düşünmek ve soru sormak kilit kısımdı. Merak ettiği gerçeklere ulaştıracak yöntem, görünenin arkasında görünmeyenleri bulmak içine saklanmıştı.

 

 

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

Her düşmüşün asıl sorusudur... 
“Peki nasıl değişirim, nasıl toparlanırım?” sorusu…
Bugün; yapabileceğin kadar küçük iyi işleri küçümseyip ertelemeyerek…
Bugün; yapamayacağın büyük işlerin hayalinde oyalanmayarak...

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ


Yorumlar

  1. İnsan herseyi normalesstirebilen bur canlı. Özellikle de kendisine bedava verilenleri :) havayı suyu sağlığını.. kıymet bilenlerden ve normalleştirmeyenlerden oluruz insaALLAH..

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar akıcı bir yazı olmuş, gerçekten kendimi izledim sanki… İstanbul’daki güzellikler gibi hayatımızda bilmeden RABB’imizin hangi nimetlerini görmezden geliyoruz acaba…
    Hangi nimetlere nankörlük ediyoruz da tüm sıkıntılar da beni buluyor diyoruz…
    Düşündüren bir yazıydı teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  3. İnsan burnunun ucunu göremez ya. Yakınımızda gerçekleri de göremiyoruz. Ne güzel anlatmış kalemin sahibi. Bir de hayatımızda normalleştirdiklerimiz var. Benim tekrar yaşadığım şehre bir göz atasım geldi. Gerçekleri göresim geldi. Bir yerden başlamak lazım. Sahi gerçekleri basıl göreceğim... çok kolay🌹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her gün işe giderken aynı yoldan gidip aynı yoldan dönüyoruz... Bir gün farklı bir yol denemek bile insanın aklına gelmiyor... Misafir gözüyle o şehire bakmak ne de güzel olur kim bilir?

      Sil
  4. Her şey nasıl da normal değil mi? Kıymet verdiğimiz çoğu şeyden daha kıymetli olanları sıradan görüyoruz. Parmağımızdaki değerli taşlı yüzüğe bakıp hayran kalırken o yüzüğün takılı olduğu parmağa bakıp onu yaratana hayran kalmalı değil miydik...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel söyledin. Allah senden razı olsun

      Sil
  5. soru sorup merak eden, düşünen insan olmak ne kadar kıymetli. yaptığımız yanlışları ve doğruları fark etmek de soruyla başlıyor aslında.

    YanıtlaSil
  6. İnsan normalleştiriyor gerçekten. İyiyi de kötüyü de, güzeli de çirkini de... Güneşin hiç aksamadan her gün doğmasını, kuzey yıldızının hep kuzeyi göstermesini, saçının uzamasıyla kirpiğinin uzamasının farkını normalleştiriyor... Buradaki düzeni normalleştiriyor. Sanki zaten hep öyle olmak zorundaymış gibi ama değildi...
    İyiki verildi, iyiki...

    YanıtlaSil
  7. Sormak ve irdelemenin önemi.. 🌷

    YanıtlaSil
  8. Ne kadarda az düşünüyoruz...

    YanıtlaSil
  9. Hangi gerçeği normalleştiriyor insan?

    YanıtlaSil
  10. Normal, anormal; anormal normal olmuş artık.

    YanıtlaSil
  11. Çok güzel bilgiler.
    Sonuç olarak ta, '' hedefe ulaşma, bu gün küçük yapılabilir olanı yapmakla yetinip, mutlu olmak ve yapılamayacak büyük şeylerin hayalini kurmakla oyalanmamak'' dediniz.
    Çok harika bir sonuç, teşekkür ederim.

    Yalnız size önerim, bu bilgilerin, halka hitaben, eğitim bazlı paylaşılması verimli bir toplum yapısı sonuç vereceğine inanıyorum.

    YanıtlaSil
  12. Neler normalleştirdi insan…
    Normalleştirmemesi gereken…
    Kendisine verilen her şükür sebebini nasıl da normalleştirebildi…
    Ya da o kuyudaki ahvalindeki kurtuluşunu sağlayan RAB bine nankörleşebildi…
    Verilen klavuzu normalleştirebildi…
    Bir yandan bir nimetken normalleştirebilmek…
    Onu da doğru yere yerleştirmekti mesele…
    Yanlış şeylere anormal tepki verince… Tabii ki kalmıyordu normalleştiremeyecek mesele. Çünkü insan yine, kendi dizaynını oluşturuyordu gerçekleri normalleştirmeyerek…
    Şükür sebeplerine konsantre olup, bilinç açıklığıyla gerçeğe göre tepki vererek…

    YanıtlaSil
  13. Ne zamandır beklediği bir iş mülakatına giderken yoldaki bir su birikintisinde banyo yapan serçeleri fark edebiliyorsa insan hayata karşı duyarsızlaşmamıştır, her günümüzün, her anımızın mucizevi olduğunun bilincindedir.. Tabii ki heyecanlı olduğumuzda ya da acil durumlarda farkındalığımız, algımız çok azalır ama en azından "normal" günlerimizi yaşarken etrafımızda ve kendi içimizde olan şeyleri hatta duygu ve düşüncelerimizi hakkını vererek algılamak, fark etmek ve çıkarım yapmak için kendimizi yetiştirmeliyiz, bu mucizevi hayat bizden bu kadar ilgiyi olsun hak etmiyor mu?:) Bu hale girersek ilişkilerimizde, işimizde de doğru stilleri kavrayıp kendimize adapte edebiliriz...

    YanıtlaSil
  14. Gerçeği fark edebilmek için düşünmek ve sorular sormak kilit kısım. Kaleminize sağlık👍🏻

    YanıtlaSil
  15. Gerçeği normalleştirmek en güzeli. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  16. minicik cansız gibi görünen o tohumun toprağın üstüne çıkabilip yeşermesi...

    YanıtlaSil
  17. Normalle ilgili zihnimizi yormadıkça o normallerin içindeki yasayı da keşfedemiyor insan. O yüzden sürekli hiç düşünmez misiniz deniliyor sanırım.

    YanıtlaSil
  18. İnsanın şükrü ve teşekkürü birşeyleri normalleştirdikçe azalıyor belki de. Hayatın genelinde o kadar çok şükür sebebi varken sürekli karşılaştığımız için olması gerekenmiş gibi düşünmeye başlıyoruz.
    Farkındalık oluşturmak için çok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  19. Ah o normalleriz. Perdenin arkasını düşünmeyince nasıl da normal her şey.

    YanıtlaSil
  20. Düşünmek normalimiz olsun inşallah.

    YanıtlaSil
  21. İnsan, gerçeği de normalleştiriyor.

    YanıtlaSil
  22. Miktarı fazla olunca basit zannettik mükemmellikleri, varlığını normalleştirdik... Peki normalleştirene ilim yapma hakkı verilir mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ