ESKİYİ AT YENİYİ KAP


Nermin Hanım sabah uyanır uyanmaz ilk işi duvardaki eşinin fotoğrafına bakardı. Ona bakmadığında kendini suçlu hissederdi. Yaşadıkları ev oldukça eski bir evdi. Asırlardır depremlere maruz kalmış ama ayakta kalmayı başarabilmişti. Tıpkı Nermin Hanım gibi. 

Evin ahşap zemini üzerinde yürürken gıcırdayan tahtaları sesleri bir bir geçmiş anılarını hatırlatırdı. O sabah da aynı ses ile buluşunca içinden “Hey gidi günler…” diye iç geçirdi. Sanki çocukları yürüyor, hemen yan odadan da rahmetli eşi geliyormuş hissini verdi. Ondan kalan baston, tesbih her bir şey duvarlarda asılıydı. Nermin Hanım’ın gelinliğini zamanında mahallede giymeyen genç kız kalmamıştı. Duvağı, çiçeği, ayakkabısı, rugan çantası her bir şeyi. O naftalin kokan sandığında sarılı kat kat bohçaların içerisinde dururdu. Onun için eski olan her şey çok kıymetliydi. Uzun uzun geçmişe dalardı. O zamanki şarkılardan, türkülerden mırıldanırdı. Yüzündeki derin çizgiler onun taşıdığı ağır yüklerin izleriydi sanki.

Mahallede herkes Ona ‘Pamuk babaanne’ derdi. Komşularını sahiplenir, onların dertlerini dinler, sıkıntısı olanlara iyi temenniler vermeye çalışırdı. Genç yaşta eşini kaybetmişti. Çocuklarını büyütürken yaşadıklarını satır, satır anlatırdı hiç bıkmadan.

Gelini Aylin ise hayat dolu, gezmeyi, tozmayı eğlenmeyi seven, yeni eşyaları, yeniliği seven biriydi. Zaman zaman gelin kayınvalide çatışıp dururlardı. Nermin Hanım anlaşamadığı konuyu unutmasa da Aylin unutur, hemen gelir “Anneciğim bak ne pişirdim. Hadi beraber yiyelim, senin tarifine göre yaptım” derdi.

Nermin Hanım yine “Ah eski yemekler…Şimdi yemeklerin içine garip garip şeyler katıyorsunuz. Gençler bayılıyor zaten yeni adet çıkarmaya.” diye söylenirdi. “Ay anne bıkmadın mı eskiden, eski sıkıntılı günlerinden, eski yemeklerden, eski yokluklardan. Ay her anlattığında kalbin acıyor. Farkında değil misin? Ben de üzülüyorum bak bu haline artık. Seninle bir parolamız olsun artık. Eskiyi at, yeniyi kap. Hadi bakalım bundan sonra böyle bir yaşam tarzı deneyelim seninle ne dersin?” Aylin sonunda içindekini döküvermişti.

O arada odada olan torunu Yakup hemen devreye girdi. Yanan sobanın yanı başında, “Babaanne biraz daha anlatsana. Ben çok keyif alıyorum senin eski günlerinden” deyince annesi Aylin, “Birdiniz iki oldunuz. Hadi bakalım kolay gelsin.” diyerek odadan çıktı. Nermin Hanım elini torununun omzuna koyarak, zor günlerdi ama güzeldi torunum diyebildi. Oynadıkları oyunları, yedikleri yemekleri hepsini anlatırken gözleri doldu.

Gelin, kayınvalide birbirlerinin tam zıttıydılar ama Aylin buna takılmazdı. Tipik gelin kayınvalide çatışması işte derdi. Kendi kendine bazen, “Yaptığım yemekleri beğeniyor ama yemiyor. Eski yemekleri ağzından düşürmüyor. Odasına yeni halı alıyorum kullanmıyor. Yeni kıyafet alıyorum bir sene sonra giyiyor. Oysa arkadaşının kayınvalidesi gelinin aldığı kıyafetleri hemen giyer, gelinine de ne güzel sözler söylerdi. Yani eski eski nereye kadar bende çözemedim artık. Eski yeni olayında bir anlaşabilsek tonton bir kayınvalide aslında.” diye düşünüyor ama yolda alamıyordu.

Aslında insanoğlu doğaya baktığında çözümünü bulabilecek. Doğada her şey farklı yaratılmış. Bir gül tarlası ama her taraf kırmızı güllerle dolu. Detay da incelediğimizde her gülün katları birbirinden farklı…

Kuşların hepsi uçuyor ama kiminin gagası sivri, kimininki kısa, kimininki de küt…

Ağaçlara bakıyoruz kimi iğne yapraklı, kimi geniş yapraklı, kimi yeşil, kimi kırmızı…

Doğada yaratılmış her şey birbirinden farklı ise insanlar da birbirinden farklı olması normal değil mi? Kimi insanlar yaratılışı gereği eskiyi sever, kimileri ise yeniyi sever. Tıpkı Nermin ve Aylin gibi. Kayınvalide eskidikçe her şeyine anlam yüklerken, Aylin bugünkü aldığını akşam kullanıp, yeninin de yenisini isteyenlerden.

Fakat insan sadece bunlarla yol alamaz. Sürekli eskilerle hayatımıza devam edersek geleceğimizi göremeyiz. Sürekli yenilerle devam edersek de geçmişimizi bir yerde göz ardı etmiş oluruz. İnsanoğlu geçmişinden ders çıkarıp geleceğe bakabilmeli. İşte tam da eskilerle yeniler birleştiğinde bir anlam ifade ediyor.

Bir odanın içindeki mobilyalar yeni, masanın üzerindeki aksesuar asırlık bir vazo. İşte bunlar birbirlerini tamamlayan parçalar olmaya başlıyor. Tıpkı Aylin ile Nermin Hanım gibi.
Hayatta tesadüf yok. Nermin Hanım ve Aylin’i bir araya getiren şey neydi acaba? Aslında ikisi birleştirdiğinde bir takım olmaya başlamışlardı. İkisi birleştiğinde parçalar tamamlanıp bir bütün olmuşlardı. Aylin kayınvalidesine bakıp geçmişi öğreniyordu, Nermin Hanım da Aylin’e bakıp geleceği öğreniyordu.

Evet yine güzel bir gün. Gelin kayınvalide parolalarını söyleyip kendi aralarında güldüler. Anneciğim “Eskiyi at yeniyi kap”.

Evet insanoğlu bu hayatta ne eskiyi atmalı ne de yeniyi kapmalı. Eski ile yeni bir araya geldiğinde bir bütün oluşturuyordu.




&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

"Bu senin yaşamın…
Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor!
Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor. Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz."

YAHYA HAMURCU

&


&


Yorumlar

  1. Ne güzel bir söz👌
    Eskiyle yeniyi bir araya getirmek…

    YanıtlaSil
  2. Böyle bakabilince her şey çok güzel

    YanıtlaSil
  3. Annem ve gelini☺️

    YanıtlaSil
  4. Bir elmanın yarısı gibi,
    eskiyi seven yeniyi sevenler, geleneklerine bağlı olanlar ve modernler, klasik seçenler modacılar… ne güzel birliktelik ne güzel bütünlük

    YanıtlaSil
  5. Birlikten ne kadar güzel bir güç doğarı anımsattı bu güzel yazı. 👏👏👏Yadırgamadan kınamadan eskiyi yeniyle, yeniyi eskiyle sentezlemek, benzetme çabamızı bırakıp farklılığı kabul etmek ne kadarda güzel olur.

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık, çok keyifli bir yazı olmuş..🌺
    insanın en zorlandığı şeydi zıttıyla aynı sahneyi paylaşmak..

    Peki hayat neden sürekli insanı zıttıyla aynı sahneye alır?

    YanıtlaSil
  7. Eski ve yeni birlikte bir bütündür…
    Ne güzel söylediniz, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Bazen çok zıt gibi görünse de karşıdaki kişiden neler neler alabiliriz... Bunun idrakına varmak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  9. Hayatı dengeye getiren zıtlıkların birleşimiydi...

    YanıtlaSil
  10. Bazı evlerde asırlardır saklanan eski eşyaları atacak biri de fena olmuyor🙃 ALLAH dağına göre kış veriyor

    YanıtlaSil
  11. Aslında zıttımızda olan insanlar bize ne çok şey katıyor farkında olmasak da. İnsanın zihninde şu soru olduktan sonra zengin bir hayat var önünde demektir;
    Ben bu insandan ne öğrenebilirim:)

    YanıtlaSil
  12. İnsan herkesin kendi inandığı doğrularıyla yaşamasını bekleyince yanılıyor

    YanıtlaSil
  13. Çok iyi tasvir edilmiş yaaa. Eski günlere gittim hakikaten ☺️ O eski evler yeniliklerle keyiflenince başka güzel oluyor tabii ☺️

    YanıtlaSil
  14. Farklılıklarımız ne kadar güzel anlatılmış. Elinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  15. Insan o eskileri kullanirken nasil keyif aldiğini yokluğun da anliyor.ellerinize.

    YanıtlaSil
  16. Farklılıklıklarımızı fark etmek zenginliklerimizdir. Hepimiz farklıyız, bununla birlikte farklılıkları kabul etmek uyumlanmak. daha kolay nasıl tölere edilebilir hale getirebilmek. insanı iyi tanımalı. geçmişimizi dizayn ederek, geleceğimizi tasarlamak. Nasıl olacak peki. KİM KİMDİR? i fark etmeliyiz.Farklılıklıklarımızı fark etmek zenginliklerimizdir. Hepimiz farklıyız, bununla birlikte farklılıkları kabul etmek uyumlanmak. daha kolay nasıl tölere edilebilir hale getirebilmek. insanı iyi tanımalı. geçmişimizi dizayn ederek, geleceğimizi tasarlamak. Nasıl olacak peki. KİM KİMDİR? i fark etmeliyiz.🌹

    YanıtlaSil
  17. Yazıyı okurken ablam ile olan anlaşmazlıklarımız canlandı gözümde 😊
    Kim Kimdir semineri ile barışmaya başladığım insanlar iyi ki varlar 😇

    YanıtlaSil
  18. Farklılığı anlamak ve kabul ne kadar önemli.

    YanıtlaSil
  19. Farkı farkedip ona uyumlanınca ilişkiler ne kadar keyifli hale geliyor

    YanıtlaSil
  20. Farklılıklar güzeldir :) Eğer ilmini bilirsen :)

    YanıtlaSil
  21. Eski ile yeninin bütünü müüü😊 çok hoşuma gitti :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ