EZGİ’NİN GÜNLÜĞÜ


“Ne zormuş günlük tutmak, aslında ilk kez yaptığım için bana zor geliyor. Nasıl başlasam? Sevgili günlük çok klişe ama bende bu klişeye uyumlanacağım sanırım. Uyum demişken…”

Ezgi günlük tutmaya karar vermişti. İlk konusu ‘Uyum’ ve ilk ele alacağı kişi ise kendisiydi. İnsanın aldığı kararlarla olan uyumunu düşündü. Niyetlerini sonra davranışlarını yazdı. Ezgi tekrar ve tekrar düşündü…


deneyimsel tasarım öğretisi


“Seçimlerim ve ben neden uyumlu değiliz? Halbuki, kararlarımı en iyi olduğunu düşündüğüm için seçmiştim. Şimdi kararlarım ve ben hiç benzemiyoruz, uyumsuzuz.

Sevgili günlük, toprağına sıkı sıkıya tutunup kök salmak mı? Yoksa savrulmak mı daha iyi? Kime, nerede ve ne zaman uyumlanmalıyız? Ya kendimize? 

Girdiğimiz farklı ortamlarda yaşantımıza uygun kısımları iyi belirleyip oralarda uyum sağlamak önemli olan. Uyumlanma sürecinde düşüncenin de önemi büyük. Yani karşımıza çıkan seçenekler arasında en doğru olanı düşünüp seçmeliyiz. Tabi seçeneklerin de gerçeğe en yakınını, şimdi karşımda bir sürü seçenek var hangisi gerçeğe en yakın? 

Yani seçtiğimiz şeyin de gerçeğine uyumlu yaşamamız bize iyi gelecektir. Bir bitki toprağa tutunup güneş ışığını alarak yetişir. Güneş onun gerçek ihtiyacı olan floresan ışık değil. İşte o yüzden toprak ve güneş onun gerçeği ve oda onlara uyumlanarak canlı kalmaya çalışıyor.

Bunun gibi insanın da gerçeğe uyumlanmaya ihtiyacı var? Gündüz hareket halinde olup gece dinlenmemiz gibi. Birde insanın kendisiyle olan uyumu var. İçindeki sen ile dışındaki sen uyumlu değilse ne olacak?”

Ezgi kafasında bu sorularla yaptığı seçimler üzerine tekrar düşündü. Evi için en yumuşak koltuğu seçmişti. Yatınca içine gömülür türden koltuklar ve ona uyumlu okuma koltuğu. Her şey her şeyle uyumluydu evinde. Hatta gelen hediyelerden uyumsuz olanları kullanmayıp eşe dosta veriyordu.

“Keşke her şey bir koltuk seçimi kadar kolay olsa. Dokunduğumda hangisi iyi anlarım. Peki bu hayatta dokunamadıklarım, onları nasıl seçeceğim? Hangisi doğru nereden bileceğim?” 

Okulumu seçerken benim için en doğru meslek sanmıştım…

Eşimi seçerken de benim için en doğru insan… Ahh bu sandıklarımızın ne kadarı gerçek? “

Birden Ezgi’nin aklına eski fotoğrafları geldi. Eski arkadaşlarıyla olan albümü karıştırdı. Onlarla yaşadıklarını hatırladı, “Şimdi kim bilir neredeler? Benim için en iyi dost dediklerim şimdi yanımda değiller. Neden onları en iyi arkadaş, eş ya da okul olarak seçtim ki? Madem en iyiydiler neden hala eksik hissediyorum kendimi? Neden şimdi baktığımda doğru gelmiyorlar?” diye derin derin düşündü, peki gerçekten uyum neydi?

Niyetleri ve davranışları kendiyle ne kadar uyumluydu ki başkaları ile de uyumlu olabilsin? Belki buradan başlarsa ilişkilerindeki problemleri çözebilirdi. 

İçinde bulunduğu zamanı düşündü Ezgi. 



“Sevgili günlük, insanlar kendisiyle ve en yakınlarıyla ilişki kurmakta zorlanabiliyor. Sana o insanların arasında olan birisi olarak yazıyorum. Fark ettim ki çok benzerliklerimiz var. Kâğıdın biraz sert, aynı bana benziyor. Yazdıkça yüreğim yumuşar belki. Sen ne dersin, bana yardım edebilir misin?” Ona bu yazma gücünü verene teşekkür etti Ezgi. Kendisine rağmen onu bırakmayana defalarca teşekkür etti, teşekkür ettikçe yumuşadı, yumuşadıkça yazdı, yazdıkça uyumlanmaya başladı…

Doğmanın diğer adı belki 'uyum'du. Zaten uyumsuz olan hiçbir şey varlığını da sürdüremiyordu.

Bir kavram onu nerelere götürmüştü böyle… 

Niyeti ve davranışları uyumlu olmadığında aldığı kararların kalitesini düşündü tekrar Ezgi. Hepsi tencerede kurumuş bulaşığa benziyordu. Üzerinden çıkarması biraz zaman alacaktı bunun farkındaydı. Günlüğüne yazmaya devam etti.

“Ah sevgili günlük, 

Bazen oyalanırsın, hedeften şaşırtırlar. Neden insan hedefinden şaşar ki?

Yolu tamamlamak varken, yolda olmayı unutturan şey ne ki? 

Bazen oyalanırsın işte, seni sınarlar. Sen yanlışı seçmedim diye sevinirken bir bakarsın ki kervan geçmiş, seçim bitmiş. O yüzden tekrar düşünüyorum seçimlerim neye uyumlu? İsteklerime mi yoksa gerçeğe mi? Peki isteklerime uyumlanırsam ne olur, gerçeğe uyumlanırsam ne? Düşünecek çok şey var sevgili günlük…

Ne olursa olsun insanın kendisine rağmen destekleyeni var. Belki de destekleyicinin olduğunu bildiğinde yeniden kalkma gücü buluyorsun. İnsanın tutunacak sağlam bir dalı olduğunda deli fırtınalar ayıramıyor onu toprağından. Ayrılamam ki ben toprağımdan. Her fırtına yeni bir sarılma oldu. Köklerim güçlendi o dala daha sıkı sarıldım. 

Sevgili günlük düşünecek çok şey var ama şimdilik benden bu kadar. 

Sayfaların şahit olacak ve biz seninle neler neler konuşacağız kim bilir daha? 

Düşünmeye ben hazırım ya sen?

Sen ve ben yani biz hazır mıyız? Hadi bakalım yarın ola hayır ola…”


&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

YAHYA HAMURCU

&


&

Yorumlar

  1. Uyum..Düşündürücü bir yazı kaleminize sağlık..İnsanoğlu hoşlanmadığı şeye uyum göstermek zorunda hissetmiyor. Oysa güzel olana doğru olana ve gerçeğe uyum insanı yüceltir..

    YanıtlaSil
  2. İsteklerimiz mi gerçekler mi? Seçimlerimizi neye göre yapıyoruz? Düşündürücü olmuş gerçekten :)

    YanıtlaSil
  3. Uyumun önemini ne güzel anlatmışsınız… kaleminize sağlık💐

    YanıtlaSil
  4. "Ne olursa olsun insanın kendisine rağmen destekleyeni var"ne kadar vurucu, gerçek bir cümle.

    YanıtlaSil
  5. Kaleminize sağlık, nefis bir yazı olmuş..💜
    Her fırtına yeni bir sarılma oldu.. Ne güzel bir ifade. Her fırtına ama her fırtına aslında bana bir şeyleri hatırlatıyor. Bak saldın yine toprağına sarıl çünkü sen oradan besleniyorsun. Ve uyumlu doğduğun toprağınla her zaman uyum içinde ol. Çünkü uyumu bozduğun her yerde kaybetmeye, yok olmaya, zayıflamaya mecbursun… insan parçası olduğu toprağı reddederek hiçbir zaman kazanamadı bu sınavı.. Bazen kazanır gibi göründüğü yerde bile kazana kazana kaybetti..

    Aslında yaratılan her şey ile aramızda bir uyum vardı..🌺

    YanıtlaSil
  6. Elinize sağlık. Hedeflerimizle uyumlu olmak ne kadar güzel bir konu 🌺

    YanıtlaSil
  7. İnsan gerçeğe uyumlanmaya başladığında etrafındaki sisler dağılır. Zihni rahatlar. Hayatın o kadar da zor olmadığını anlar. Ama her şey gerçek bağa uyumlandığında lehine dizyan olur. Umuyorum ki gerçeğe uyumlanabilmeyi hak edenlerden oluruz.

    YanıtlaSil
  8. Yaşadığımız hayata ne kadar uyumluyuz? Gözden geçirtecek bir yazı. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  9. Uyum ne kadar da güzel ifade edilmiş. Kaleminize sağlık ✏️

    YanıtlaSil
  10. İnsan kendine bile uyumlanamıyor maalesef. Uyumlanma marifetini kazanırız inşallah.

    YanıtlaSil
  11. Gerçeğe uyum, tabi bu uyumu sağlamak için önce gerçeğin ne olduğunu anlayabilmeye uyum sanırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok dogru, isteklerim mi gercek mi diye sordugunda istegim de gercek diyenler olabilir... ilk bakista kavramak biraz zor ama gercekten ihtiyaci olan ya da ona iyi gelecek seyleri secmekten bahsediyor sanirim Ezgi..

      Cok guzel bir yazi, kafasi karismis biraz Ezginin ama cok guzel bir karisiklik, berrakliga acilan kapi belki de onunde duran...

      Sil
  12. Bir hedef ve o hedefe uyumlu olmak 🎯

    YanıtlaSil
  13. Uyum insana konfor sağlıyor. Uyumsuzluk ise …

    YanıtlaSil
  14. Önce Pasif başlamak ve uyumlanmak önemli…

    YanıtlaSil
  15. Uyum ilişki de en önemli şey belki de... Tabi önce neye uyumlanmalıyız bunu iyi anlamak gerek...

    YanıtlaSil
  16. Uyumu kaybettiren ne peki? Sanırım yolda giderken bizi oyalayan şeyler, amaç yolu tamamlamaktan çıkıp köşedeki dükkana uyumlanmak olunca işler karışıyor sanırım :)

    YanıtlaSil
  17. Neden olmuyor, neden başaramıyorum dediğimiz yerde uyumlanıp uyumlanamadığımıza bir bakmak gerekiyor o zaman… 🤔

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ