Kayıtlar

yol etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

EZGİ’NİN GÜNLÜĞÜ

Resim
“Ne zormuş günlük tutmak, aslında ilk kez yaptığım için bana zor geliyor. Nasıl başlasam? Sevgili günlük çok klişe ama bende bu klişeye uyumlanacağım sanırım. Uyum demişken…” Ezgi günlük tutmaya karar vermişti. İlk konusu ‘Uyum’ ve ilk ele alacağı kişi ise kendisiydi. İnsanın aldığı kararlarla olan uyumunu düşündü. Niyetlerini sonra davranışlarını yazdı. Ezgi tekrar ve tekrar düşündü… “Seçimlerim ve ben neden uyumlu değiliz? Halbuki, kararlarımı en iyi olduğunu düşündüğüm için seçmiştim. Şimdi kararlarım ve ben hiç benzemiyoruz, uyumsuzuz. Sevgili günlük, toprağına sıkı sıkıya tutunup kök salmak mı? Yoksa savrulmak mı daha iyi? Kime, nerede ve ne zaman uyumlanmalıyız? Ya kendimize?  Girdiğimiz farklı ortamlarda yaşantımıza uygun kısımları iyi belirleyip oralarda uyum sağlamak önemli olan. Uyumlanma sürecinde düşüncenin de önemi büyük. Yani karşımıza çıkan seçenekler arasında en doğru olanı düşünüp seçmeliyiz. Tabi seçeneklerin de gerçeğe en yakınını, şimdi karşımda bir sürü seçenek...

ÇOCUKLAR DA FARKLIDIR

Resim
  Yeşim, ailesiyle doğum günü daveti için yola çıkmıştı. Güneş parıltısıyla etrafı kaplamıştı ve gökyüzü maviliği ile içine neşe veriyordu. Kızının okuldan arkadaşının doğum günüydü. Mekana gelmişlerdi. Yeşim arabadan derin bir nefes alarak indi. Küçük kızının kemerini açar açmaz fırlayacağını biliyordu ve öyle de oldu. Eşine seslendi,  “Ben topuklularla koşamam, acele et de Mina’ya sen göz kulak ol Şükrücüğüm.” Mina öyle hızlı hareket ediyordu ki annesiyle babası gözleriyle bile ona yetişmekte zorlanıyorlardı. Hep birlikte hızlı adımlarla davet edildikleri kafeye girdiler. Mekanda iki büyük tahta masayı birleştirmişler, bir tarafı yetişkinler bir tarafı da çocuklar için ayırmışlardı. Yeşim, yetişkinlerle çocuk masasının kesiştiği sandalyeye oturdu. Bir yandan çocukları izliyor, bir yandan da yetişkinlerin sohbetlerini dinliyordu. Tabi gündem çocuklardı.  Onları izlerken şunu fark etti, çocuklardan bazıları kızı Mina gibi çok hareketli, kimi çocuk sürekli sağına soluna la...

ANNEM YÜZÜNDEN (Mİ?)

Resim
Takıntılıydı benim annem ev kirlenecek diye hazır ol da bekletirdi bizi, çocukluğumu yaşayamadım. Hiç oyun oynamadım, temizlik yapmaktan bir kere saçımı okşamadı. Onun yüzünden çok mutsuz ve yalnız büyüdüm… El alemin ne dediğini önemseyen biriydi benim annem. ‘O ne der bu ne der. Niye onu giydin, niye öyle güldün, kimle konuştun. Bize laf getirme…’ Onun yüzünden korka korka büyüdüm… Beni hiç sevmezdi annem. Bir kere bile “seni seviyorum” demedi. Her gün bir anne terliği görürdüm. Onun yüzünden anne sevgisi olmadan büyüdüm ben… İlgilenmezdi de annem. Okulda arkadaşlarımla problem yaşadığımda okula gelip ilgilenmezdi. Arkadaşlarımın annesi gelirdi... Çözemediğim sorunlarım olduğunda “sen çöz” derdi. Ruhumu duymadı... Onun yüzünden sevgiye, ilgiye hasretim… Babama hiç ses çıkaramazdı benim annem… Babam aldığı tüm maaşı babaannem, dedem ve amcalarım için harcar bizle hiç ilgilenmez, ihmal ederdi. Annem buna ses çıkarmadı, cesur değildi. “Yaptığın yanlış” demedi. Onun yüzünden sahip olduğu...