Kayıtlar

destek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

NİSYAN

Resim
Ev, araba, çocuk, ünvan… Her şeye sahip olmaya çalışan insan… Bir mal uğruna ahireti unutan, Kendini kaptırıp gittiği ancak bir geçici dünya imiş… Yapıp ettiklerini kendinden sanan, Altmış, seksen yıl mala bekçilik yapan, Bu dünyadan göçüp gitmiş ama bilmemiş… Asıl sahibi ALLAH imiş…   Geçici bir meselede tüm hayatını harcayan, Bir sağlık için hepsini vermeye razı olan imiş… Kimseye minnet etmem diye burnunu diken, Sıkıştığında ancak RAB’ini hatırlayan imiş… İnsanmış nankör olan, RAB’bini unutan, RAB ise, RAHMAN imiş, geriye düşmesin diye destek olan… RAHİM imiş, ileri gitmesi için destek olan… GAFUR imiş, ayıpları ve günahları örten. Pek acele etmiş insan, Sonsuzu bırakıp da tamah ettiği cihan, Fazlası değilmiş yalnız imtihan, İnsan çok istemiş, İsteğine kılıf uydurmuş, anlam yüklemiş, Hataya düşse de onu affedebilen, Yine RAB’iymiş Toprak nesli insan, Sınanmak istemiş ayrıca, dünyasında şöhret, şan, En yüce, en zengin, en “Var” olan, Faydaya ulaştıran da sefilliği veren de RAB’iy...

DENİZ YILDIZLARI

Resim
“İnsan, bu hayatta bir şeyi çok iyi yaparsa, karşılığını da mutlaka alır." demişti biri, buna defalarca şahit olmuştu Nurcan. Bir televizyon kanalında yapımcı olarak çalışıyordu. Yeni bir programın hazırlık sürecindeydi. Çalışma temposundan arada kendi kendine konuşurdu. Arkadaşları, onu öyle yakaladıkça “deli bu kız” diyorlardı. O ise, “Anlamıyorsunuz bu deli olmak değil, ben kendime soru sorarak ve cevaplayarak şu gördüğünüz zor olan iş sürecini kendimce kolaylaştırıyorum.’’ diye cevap verirdi.  Televizyon programlarını düşünüyordu Nurcan, gündüz kuşaklarında insanların aşırılıklarıyla dolu hayat hikâyeleri yer alıyordu. "Bıktık insanların bu hallerinden ve şikâyetlerinden’’ diye düşündü. Sahi, insan neden özel hayatını bu kadar gözler önüne sererdi ki! "Toplumdaki ahlaki çöküşü de artırıyor bu programlar" dedi kendi kendine. Anormali normalleştirme çabasıydı sanki. Anlam veremez olmuştu. Ruhu sıkılıyordu. "Neyse, sen işine odaklan" dedi kendine ve sorus...

EZGİ’NİN GÜNLÜĞÜ

Resim
“Ne zormuş günlük tutmak, aslında ilk kez yaptığım için bana zor geliyor. Nasıl başlasam? Sevgili günlük çok klişe ama bende bu klişeye uyumlanacağım sanırım. Uyum demişken…” Ezgi günlük tutmaya karar vermişti. İlk konusu ‘Uyum’ ve ilk ele alacağı kişi ise kendisiydi. İnsanın aldığı kararlarla olan uyumunu düşündü. Niyetlerini sonra davranışlarını yazdı. Ezgi tekrar ve tekrar düşündü… “Seçimlerim ve ben neden uyumlu değiliz? Halbuki, kararlarımı en iyi olduğunu düşündüğüm için seçmiştim. Şimdi kararlarım ve ben hiç benzemiyoruz, uyumsuzuz. Sevgili günlük, toprağına sıkı sıkıya tutunup kök salmak mı? Yoksa savrulmak mı daha iyi? Kime, nerede ve ne zaman uyumlanmalıyız? Ya kendimize?  Girdiğimiz farklı ortamlarda yaşantımıza uygun kısımları iyi belirleyip oralarda uyum sağlamak önemli olan. Uyumlanma sürecinde düşüncenin de önemi büyük. Yani karşımıza çıkan seçenekler arasında en doğru olanı düşünüp seçmeliyiz. Tabi seçeneklerin de gerçeğe en yakınını, şimdi karşımda bir sürü seçenek...