NEYDİK NE OLDUK?
İnsanların telaşlı telaşlı koşturduğu, arabaların vızır vızır geçtiği cadde ne kadar da kalabalıktı. Tıpkı şehrin diğer caddelerinde olduğu gibi. Yetişkinlerin yüzünde hep bir yerlere yetişme telaşı vardı. İnsan bazen ‘Çocuk olmak ne güzel, keşke hiç büyümeseydim!’ diyor. Çocukken oynadığı oyunlar geliyor aklına ve yüzünde oluşan buruk bir tebessümle iç geçiriyor. ‘Ahh! nerede o eski günler?’
İnsanın iç geçirmesine sebep olan şey neydi? Büyümesi mi yoksa bu değişim mi? İnsan büyürken değişiyor muydu?
Okuldan gelir gelmez oyuna koşardık…
Kim ebe olacak diye hemen saymaya başlardık.
“Portakalı soydum, başucuma koydum…”
“Bir, iki, üç… Önüm arkam sağım solum sobe. “
O günleri hatırladıkça ne kadar masum ne kadar güzel yaşamışız. Büyümek için sabırsızlandığımız o zamanlarda, yaşadığımız çocukluk günlerimizi arayacağımız aklımıza gelmezdi.
Sokaktan içeri girmeyen bizlerden, evlerden sokağa inmeyen çocuklara nasıl geldik?
Neydi bu değişimin sebebi?
Çocuklar sokak oyunlarını bilmez oldu. Oyun oynamayı, bilgisayarın başında sanal ortamlarda vakit geçirmek zannetmeye başladılar. Oyunlar da çağ da değişti.
Küçücük evlerde üç dört çocuk, babaanne ve dede eşliğinde sıcacık yuvalarda, siyah beyaz televizyon karşısında tüm aile, dizi kuşağını izlerdi. Sonrasında herkes dedenin anlattığı askerlik anılarını, deneyimlerini hayranlıkla dinlerdi. Annelerin patlattığı mısırlar da eşlik ederdi bu keyifli anlara. Bir şeyler siyah beyazdı ama renkler daha canlıydı…
Artık, evlerin odaları çoğaldı, hep birlikte oturulan odalardan kapısı kapalı odalarda oturmaya, sadece aynı evde yaşayan insanlar olmaya başladık…
Sahi, değişen o günler mi yoksa biz miyiz?
Ahh! O eski günler…
Peki biz nasıl bu hale geldik?
İnsan ‘nerede o eski günler’ demeden yaşayacağı bir hayat sürdürebilir mi?
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
Peki nasıl değişirim, nasıl toparlanırım sorusu...
Bugün; yapabileceğin kadar küçük iyi işleri küçümseyip ertelemeyerek...
Bugün; yapamayacağın büyük işlerin hayalinde oyalanmayarak..."
YAHYA HAMURCU
Zaman aynı, gün ve gecede değişim olmuyor. İnsan da fiziken aynı ancak istekleri ona bağlı seçimleri değişiminde etken olsa gerek.
YanıtlaSilO istekleri değişince dış dünyası da değişiyor sanki
SilBüyük çoğunluğun eskiye özlem duyduğu bir dönemdeyiz sanırım, nasıl böyle değiştik, tekrar eski versiyona yaklaşabilmek için bir şeyler yapılabilir mi? Neden olmasın;) kaleminize sağlık
YanıtlaSilİnsanın fiziksel özellikleri değişebilir zamanla ama asıl amacı değiştiğinde işler değişmeye başlıyor.
YanıtlaSilİnsan değişen şeyleri düşünmeye başladığında sanki hep dış dünyadandan oluyormuş gibi zannediyor, belki de değişen süreçler içeriden dışarıya oluyordu
YanıtlaSilNerede eski günler demeden bir yaşam sürmek dileğiyle…
YanıtlaSilKaleminize sağlık💐
İnsan o olayın, vakanın içinde iken onun kıymetini , güzelliğini anlamaz. Geriye dönüp o günlere baktığında her saniyesinin ne kadar temas ettiğini anlar.
YanıtlaSil"Aah o eski bayramlar... O tat yok artık..." der gibiyiz :) Evet neden o eskiler daha tatlı gelir bize? İnsan bunu anlayamaz... Biraz düşünsek o zamanlarda birbirimizle daha sıkı ilişkilerimiz vardı diyebiliriz sanki .. Şimdi bir telefon kadar uzağımızda derken aslında ne kadar ızakta olduğumuzu anlatmış oluyoruz :(
YanıtlaSilGünümüz çocukları da öyle bir çocukluk yaşayabilse keşke
YanıtlaSilYorumu yazarken bile sosyal medya canavarının pençesinde olmak....
YanıtlaSilBu yazı benim çocukluğuma götürdü. Topaç çevirirdik bir telden çember yapar onu çevirirdik. 5 tane renkli taş bulur mutlu olurduk. 5 taş oynardık . Eskiden eğlenirdik şimdikiler sadece Can sıkıntısını gidermek için bir şeyler yapıyor gibi geldi bana... Oyuncak mı oyun mu? Eğlendirici mi eğlence mi? DüşünelimDüşünelim
YanıtlaSilSahi ne zaman değiştik biz.. 100 metre kare bir eve 20 kişinin sığabildiği bir devirden 2 kişinin sığamadığu bir devre ne ara geldik bizz… ne ara bizken, ben olduk… Ne ara bu kadar bireyselleştik biz…
YanıtlaSilİstekler farklılaşınca, mutluluk anlayışı da farklılaştı.. Gerçek mutluluk aslında neydi? Keşke bilselerdi...
YanıtlaSilİnsan imkanını arttırarak mutlu olacağını düşündü oysaki mutluluğun sırrı açlıktaydı..
SilAnlatılan tablo çok huzurlu evet. İnsan geçmişe bi gidiyor. Hakikaten evlerimize internet girdiğinden bu yana bir çok şeyin kendisi de anlamı da değişti.
YanıtlaSilMümkün mü An'ın kıymetini bilmek. Mümkün mü eski samimiyeti yaşamak. Hedefe yönelik olumlu değişimlerimiz olsun🌿
YanıtlaSilİmkanlar geliştikçe istekler değişti... İstediğimiz şeylerin miktarı değişti... Kıvamı değişti... İsteklerimize odaklandıkça kendimizden başkasını göremez olduk 🌱yani biz değiştik ve sanki başkası bizim yasantımızı değiştirmiş gibi de şikayet ediyoruz...
YanıtlaSilGeçen bir sohbette insanların bu durumdan yakındığını gördüm. Daha çok bilinç verirsek sebebini buluruz hatta belki mutlu olmanın yolunu da buluruz😊
YanıtlaSilAslında yanıbaşımızda o eski günler, telefonu bırakmak kadar, kumanda düğmesine basmak kadar yakında, çok uzakta değil çok çok yakında, yeterki isteyelim…
YanıtlaSilİmkanlarımız arttıkça her şeyin kolayına kaçar olduk. Oyun oynamanın bile en kolayı bilgisayar başında oturarak oynamak. Yorulmadan çabalamadan oynamak. Ancak insan çabaladığı yorulduğu şeyleri yıllar sonra anlatırken keyif alıyor. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilBir şeyler siyah beyazdı ama renkler daha canlıydı... Çok güzel bir özet
YanıtlaSilDoğru sebep olusunca Doğru hedef koyulur , hedefine sebep olusturanlardan olalım cümleten
YanıtlaSil