İKİ KANATLI KUŞ

Sema sabah erkenden uyanıp mutfağa girdi. Misafirler gelecekti, hemen hazırlıklara başladı. Mutfakta hazırlık yaparken güneşin pırıltısı, gelen kuş seslerini de duyunca dayanamadı balkona çıktı mis gibi havayı içine çekti. Bugün dünden daha güneşli diye düşündü. Hazırlıklar neredeyse tamamdı, poğaçalar fırından çıkmak üzereydi sarmalar tabakta yerini almış, salatanın sosu kalmıştı. Poğaçalar çıksın peşine böreği sürecekti fırına. Bu fırın biraz yavaş pişiriyor, önceki olsaydı tamamdı şimdi hepsi. Sema bir taraftan hazırlık yaparken bir taraftan da hep bir şeyleri kıyas yaptığını fark etti. İnsan zihni hep mi kıyas yapar diye düşündü. Günün güneşini o haftaya göre kıyaslıyoruz, kullandığımız eşyaları kıyaslıyoruz, çocuklarımızı hatta eşlerimizi kıyaslıyoruz. Bir söz söylenir “yeni gelen eskisini aratmasın” diye yine bir kıyas yapılmış. Kıyasla çalışan bir mekanizmamız var. Peki, kıyasımız nasıl olmalı? Diye sordu kendine “Komşunun çocuğu ne kadar da uslu…” “Bak ablanı örnek al, nasıl da...