Kayıtlar

yokluk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

MEĞER YOKLUK VARLIĞIMMIŞ!

Resim
“Kereem…” “Kereeeeem!”   “Kerem oğlum burada değil misin? Uyur gezer mi oldun? Neden beni duymuyorsun?  Elindekileri yere atma dememiş miydim sana!?”  Gün içinde en az 7-8 kere aynı sahne yaşanıyordu Yasemin ve oğlu Kerem için. Evde, okul yolunda, çarşıda ya da misafirlikte… Yer, zaman ve çevredeki insanların kim olduğu fark etmiyordu onlar için. Durum artık çığırından çıkmaya başlamıştı. Neden sürekli aynı olayı yaşıyorlardı ki? Klasik bir Pazar sabahında kahvaltı yaptıktan sonra annesi;  “-Bir uzman görüşü mü alsan Yasemin? ben sana iyi bir doktordan randevu alayım. Ne dersin?” dedi.  Çocuğunun “hasta” olma ihtimali korkutmuştu Yasemin’i; ki öyleyse bile bu daha önce hiç duymadığı bir hastalıktı.  Çocuğunun basit iletişim kurma becerilerini biri çekip almış gibiydi. “4 yaşında daha sosyal, daha pozitif ve iletişime açıktı bu çocuk, neden tersine döndü her şey” diye dertleniyordu. Yaşama sevinci gitti, depresyona girdi de diyemiyordu Kerem için çünkü çocuk...

BU KADAR FAZLASI ÇOK AZ

Resim
Öğlene doğru zar zor uyanabildi Merve. Piyasaya yeni sürüldüğünde sıraya girerek aldığı telefonun alarmı yankılanıyordu bir yandan. Kalkmıştı ama uyanamamıştı henüz. Mutfağa geçti ve kahve makinelere baktı. “Espresso mu, Türk kahvesi mi yoksa filtre kahve mi yapsam?” diye içinden geçirdi. “Aslında şu tam otomatik kahve makinelerden alsaydım, tek tuşla yapıp, latte de içebilirdim.” Düşüncelerinde kahve dünyasında gezinirken, tezgahta duran telefonuna gözü takıldı ve eline aldı. Öncesi gün yaptığı paylaşıma göz attı gelen yorum ve beğenlere baktı. “Terasta, kocişle kahve keyfi” notunu koymuştu altında.  Evin terasında, özenle seçtiği bambudan yapılmış oturma grubu ile kahve köşesi hazırlamıştı. Burada keyifli anlar yaşamak istiyordu ama ne hikmetse keyif yapma imkanı pek de bulamıyordu. Arada yakaladığı anlar olduğunda da hemen paylaşım yapıyordu.  Düşünceler içinde bunun nedenini bulmaya çalışırken gözünün önüne terasla ilgili bir başka görüntü geldi. İş yerindeyken sosyal medy...

HANGİ BİRİLERİ?

Resim
Birileri vardı, Elinde kahvesini yudumlarken, Masada olmayan tatlıdan yakınırdı. Evinde yorganıyla uyurken, Duvarda olmayan klimayı düşünür dert yanardı. Buzdolabı doluyken daha ne alsam diye sorardı, Dün yaptığı yemekte bugüne artmıştı, Onun yeri artık dolap değil çöp konteynırıydı. Elinde telefon ailesini hiç aramazdı, Aile bağları azalmıştı, varken yokluktaydı… Birileri vardı, Çadırında ıslak battaniyeye sarılırken, Gözleri sokakta koşturan çocuğunu arardı. Dağıtılabilirse, yiyeceği yemeği beklerken, Kalbinde sıcacık yer kaplayan yuvasını anardı. Gözleri çocuklarındaydı, yuvalarındaydı, vatanlarındaydı… Bir de, Aynı dünyada farklı yerlerde, Ruhları ise yan yana olanlar vardı… Onların yemek yerken de canı yanardı, Çünkü yiyemeyen kardeşleri vardı. Aile buluşmalarında içlerini hüzün kaplardı, Çünkü kardeşleri çok azalmıştı. Yatarken giydiklerinden, sarıldıklarına utanırlardı, Odalarındaki boş yatağa bakıp dalarlardı, Onlarda olan kardeşlerinde noksandı… Çünkü orada uyuyanların yerleri...