Kayıtlar

merhamet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

VAZGEÇME

Resim
SEN bizden vazgeçmezken biz nasıl geçeriz SEN’den.. Sen bizden hiç vazgeçmedin RABB’imiz... Nerden mi biliyoruz? Bizi kovduğun kapının eşiğine gelmemize izin vermenden… Yetmeyip ardından bize kopya çekmemiz için gönderdiğin kitaptan... Bize, dargınken bile sınavımızı kazanmamız için kapının arkasından göz kırpmandan... Tıpkı bir babanın çocuğuna kızması ama kıyıp da atamaması gibi, vazgeçmemesi gibi... Bundandır ümidimiz... Bundandır kapıdan ayrılmayışımız... Bundandır kapıyı tekrar tekrar yoklamamız... Bundandır kaygıyla umut arasındaki duygularımız... Bundandır endişe içindeki gözyaşlarımızın içine sakladığımız küçük tebessümlerimiz… Bundandır o kapının eşiğinde dolanıp durmalarımız... Vazgeçmeyişimiz bizim merhamete layık oluşumuzdan değil senin merhametine olan eminliğimizdendir... Biz hürmete layık olduğumuz için değil sen kapına gelen misafire çok hürmetkâr olduğun için bu dualarımız, tövbelerimiz... Bu cabbarlığımız, cesurluğumuzdan değil senin bize verdiğin cesarettendir... Sın...

DOĞRU YOL DOĞRU SEN’E GÖTÜRÜR

Resim
İki kardeşiz biz kardeşim Enver ve ben, annem ve babamın iki değerli evladı. Hangi evlat anne baba için değerli olmaz ki?  Babam, çocukluğumuzdan beri hiçbir şeyimizi eksik bırakmazdı. Özel kurslar, dershaneler, kitap setleri... Doğum günlerimiz atlanmaz, annemin yaptığı nefis pastalar eşliğinde kutlanırdı. Mutlaka hediyelerimiz de alınırdı. Bisiklet, bilgisayar, telefon ya da sevdiğimiz şey neyse.  Çok mu zengindik, değildik ama babam çalışmayı ve almayı seven, çocuklarının üstüne düşen biriydi. Annem de öyle, “Fedakâr” değil miydi zaten annelerin ikinci ismi. Sevgisini hem dile getiren hem gösteren, yemeyip yediren, çocuklarının üstüne titreyen. Tabi her şey aynı kalmıyor ve değişiyordu. Her yeni eskir, her küçük büyüyordu, bizde büyüdük. Kardeşim Enver liseden mezun olmuş özel bir hastanede çalışmaya başlamıştı. Ben ise üniversiteye hazırlanıyordum. Daha sonra istediğim bölümü kazanmış ve  ara vermeden okulu bitirmiştim. Enver ise yıllardır özel hastanelerde çalışmaya ...

BİR KADIN TANIDIM “ANNE” DEDİM

Resim
Bir kadın tanıdım, merhamet ne demek anladım… Bir kadın tanıdım, sevgi nedir onda gördüm… Bir kadın tanıdım, tüm rolleri üstlenmiş, Eş olmuş, arkadaş olmuş, baba olmuş… Bir kadın tanıdım; Tebessümü bakanlara tebessüm ettiren, Gözünde yaş olmasına rağmen yüzü gülen… Hangi kadın bu kadar güzel olabilirdi? Hangi insan açken doyurabilirdi, İlgiye ihtiyacı varken ilgi gösterebilirdi, Güçsüzlüğüne rağmen cesur olabilirdi, Hangi insanın eksikliği, hemen hissedilirdi? Merhameti, Yaratıcıdan bir parça idi sanki… “Anne” dedim sonra Ama hemen bilemedim, ne demekmiş anne… Anlayamadım, anlatamadım… Annelik, daha anne olmadan o bedelleri ödemekmiş meğer… Güzelliğinden vazgeçip kilo almayı göze almakmış… Taşımayı sevmediği halde 9 ay karnında taşımakmış… Mide bulantısı, uykusuz geceler, hareket etmekte zorlanmakmış… Hangi kadın ister ki bu bedelleri ödemeyi? Anne olanlar istiyordu ve sonra bir daha istiyordu... Çünkü anne olmak, kadın olmaya üstün geliyordu... Bedel nedir derseniz, Anne olanlara bakı...

ANNE OLMAK

Resim
  Ada’yı evliliğinin sekizinci yılında ancak kucağına alabilmişti Selin. O kadar çok bekledi ki bu anı duygularını tarif edemiyordu.  Yıllarca başkalarının çocuğuna annelik yapmıştı. Nasıl anne olunur iyi biliyordu. Geçmişi gözünün önünden geçerken artık kucağında kendi yavrusu vardı. Hayali gerçek olmuştu.  Zaman hızlıca akıp geçmişti, Selin’in geç bulduğu yavrusuna karşı emeği, bedeli de tüm hızıyla devam ediyordu. İlgi her bir tarafına dağılmıştı kızının, okul çantasındaki beslenmesinden evdeki çorabına kadar. Artık kızı Ada’da kocaman olmuştu. Ama annesi yine onun etrafında pervaneydi. Ada da bu durumdan memnundu. Öyle ya kim memnunun olmazdı ki rahatı yerindeydi. Yatağını toplamaz, kıyafetlerinin temizliği, ütüsünü düşünmez, masa hazır olduğunda hemen yemeğe oturur. Bazen yemeğin hazır olmadığı günlerde olurdu. Ev hali çarşısı, pazarı, temizliği derken gecikmeler illaki arada olur insan hayatında. Ancak Ada eve geldiğinde “Of anne ya! Ne yiyeceğim ben şimdi!” demesi ...