Kayıtlar

büyütmek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

GİT VALİZİ

Resim
Berk ve Yaren gözleri ışıl ışıl, hayat dolu çocuklardı. Ailelerinin onlardan beklentisi çoktu. Babası yetim büyümüş, sıkıntılar çekmişti. Çocukları için yapamayacağı şey yoktu. Bu sebeple de kendisinin yapamadığı her şeyi çocuklarında görmek istiyordu. Bunun için elinden geleni yapmaya çalıştı ama pek de başarılı olamadı.  Berk’in ablası ile aralarında dört yaş vardı. Ablası, tuttuğunu koparan bir kızdı. Babası “Nasıl olsa Yaren kendi işini halledebiliyor.” diyerek Berk'in arkasında dolanırdı. Harçlık verirken Berk’i kayırırdı. Ablası ile ikisine yirmişer lira verirken Berk‘in diğer cebine on lira daha koyardı. Yaren öğle arasında yemekhaneye gider, Berk ise yemeğini arkadaşlarıyla okul kantininde yerdi.  Tabii ki zamanla çocuklar büyüdükçe harçlıklar da yirmi lira olarak kalmadı. Ortaokul bittikten sonra Berk özel liseye yerleşmişti. Çok fazla çalışmadan, kendi başarısı ile değil de babasının imkanlarıyla olmuştu bu yerleşme. Yaren ne kadar sorumluluk sahibi ise Berk de o kad...

BÜYÜTMEK Mİ YETİŞTİRMEK Mİ? - Bölüm 2

Resim
Seval çabasının karşılığını aldığından dolayı mutluydu. Daha bir istekle bu süreci yönetmeye başlamıştı. İlk başta bardağı mutfağa götürmüşlerdi. Şimdi ise yataklarını toplamaları için ne yapabilir bunu düşünüyordu. Aklına bir fikir geldi. Kızları renkli desenli şeyleri çok seviyordu. Onlara yeni nevresim takımı almak için yola koyuldu. Mağazadaki çalışanlara da danışarak kızlarının en çok beğeneceğin iki model nevresimi satın aldı. Güzel bir hediye paketi yaptırdı. Eve geldi paketleri kızların göremeyeceği bir yere bıraktı.  Kızlar eve geldiğinde onlara yüzünde kocaman bir tebessümle hediyelerini verdi. Kızları aldıkları hediyeye sevinmişlerdi. Sonraki gün Seval nevresimleri yıkadı ütüledi güzelce serdi. Kızlarda ilk birkaç gün nevresim hoşlarına gittiği için o hevesle yataklarını topladılar. Sonraki günler işe geç kalmamak için yatağı toplamadan aceleyle evden çıkıp gitmeye başladılar. Normalde Seval yatağın dağınıklığına dayanamaz ve toplamaya başlardı. Ancak bu süreçte sabır ve...

BÜYÜTMEK Mİ YETİŞTİRMEK Mİ? - Bölüm 1

Resim
Seval, yirmili yaşlarda kıvır kıvır saçları olan zayıf, uzun boylu bir kızdı. Kendine bakar giyimine kuşamına önem verirdi. İş yerinde tanıştığı Ahmet ile birkaç ay önce evlenmişti. Çok güzel bir düğün yapmışlardı. Seval, sevdiği adamla evlendiği için çok mutluydu. Kurdukları yuvanın daha mutlu hale gelmesi için çocuklarının olması gerektiğine inanıyordu. Çünkü en büyük hayallerinden biri de buydu… Ve bu hayalini gerçekleştirmek için rutin aylık doktor kontrollerine gidiyordu.  Aynı zamanda yemesine içmesine dikkat ediyor sağlıklı besinler tüketmeye çalışıyordu. İşten arta kalan zamanlarında da spor yapıyordu. Yaklaşık 6 ay sonra hamile olduğunu öğrendi. Bu mutlu haberi eşine vermek için bir organizasyon yaptı. İleride izleriz hatıra kalır diye eşinin tepkisini bile videoya almıştı. Ahmet de bu habere çok sevinmişti. Doktor kontrolünde ikiz bebek müjdesi almışlardı. Önce şaşırmış, sonra daha da çok sevinmişlerdi. Bebekler için alışveriş yapmaya başlamışlardı. Her şeyden çifter çift...

AYNI AİLEDE BÜYÜSELER BİLE

Resim
Sevde ile Şeyma, iki kız kardeş… Sevde 4 yaş büyük Şeyma’dan. Aynı anne babayla, aynı evde, aynı oyuncaklarla büyüdüler. Anneleri Nagehan Hanım, büyük kızını büyütürken nasıl davrandıysa küçük kızına da öyle davranıyordu. Kurallara bağlı tam bir düzen insanıydı Nagehan Hanım. Eşi Hüsnü Bey’in de eşinden çok farkı yoktu. Yoğun bir iş hayatı olduğu için çocuklarla çok zaman geçiremiyordu. Yine de “Yorgunum, işten geldim.” demez, kızlarıyla sohbet etmeye çalışır, onlarla zaman zaman oyunlar oynardı. Büyük kızları Sevde, sessiz, sakin, içine kapanık derler ya işte tam da öyle biriydi. Çok konuşmaz, saygıda da kusur etmezdi. Soru soruldu mu mümkünse kafa sallayarak cevap verir, çok zorlarsan birkaç kelime eder, sonra yine susardı. Sitenin bahçesinde oynarken de bir iki arkadaşı vardı, onlar çıkarsa bahçeye inerdi. Biraz salıncakta sallanır, oyun oynayan çocukları izler, akşam olmadan eve dönerdi. Hoplamayı zıplamayı da pek sevmezdi. Şeyma ise ne annesine çekmişti ne de babasına. Ablasıyla z...

YETİŞTİRMEK Mİ? BÜYÜTMEK Mİ?

Resim
Yetiştirmek mi? Büyütmek mi?  Toprak fidanı yetiştiriyor mu, büyütüyor mu?  Küçük bir fidandan büyük bir ağaç... Güneşli havada da yağmurlu havada da kökleriyle toprağa bağlı bir ağaç... Ve bulunduğu yerde güçlü...  Bulunduğu yeri bırakmayan ve küçük fidanlarına sahip çıkan hocaların anısına öğretmenler gününü kutlarız...  Yetiştiren bir öğretmene bakan masum bir çift göz...  Bir öğretmenin modu...  & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & " Bu senin yaşamın… Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor! Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor. Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz. " YAHYA HAMURCU & &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ

BİR YOLU VAR MIDIR?

Resim
Alarm sesi öyle derinden geliyordu ki yataktan kendini sürükleyerek kaldırdı Mehtap. Sabahları uyandığında yorgunluk hissediyordu. Bu yorgunlukların sebebi neydi? Kafasının içi sürekli meşguldü, sabah akşam aynı şeyleri düşünmek ve bir sonuca varamamak olabilir miydi? Mehtap düzeni çok sever, ortalıkta bir tane çorabı dahi başıboş görmeye dayanamazdı. Gel gelelim o ne kadar titiz ise eşi ve çocukları da bir o kadar dağınıktı… Evde herkesin bıraktığı dağınıklığı toparlar ve onlarında düzenli olmalarını beklerdi. Sürekli söylenirdi, sonuçta bir bakardı ki yine tüm işler kendisine kalmış. Kimse öğrenmek niyetinde değildi, Mehtap ise yorgun ve kızgındı. Sabah rutini olmuştu, kahvaltı hazırlayıp bir yandan da “haydiii” adlı eserini seslendirmek. Arada da oğlanın odasına gidip, hafifçe dokunup “ama olmaz böyle” ile devam ediyordu. Tekrar mutfağa geçince de eşine dönüp;  - Selami bir şey söyler misin sen de. Sayesinde bütün komşular uyandı beyimiz hala uyanamadı. O gün de uzun uğraşlar so...

BEŞ GÜNDE BAMBAŞKA BİR ÇOCUK

Resim
Böyle bir başlık hangi annenin dikkatini çekmez ki? Serap kitapçıda yorgun düşmüş bedeni ile dolaşırken gördüğü bu kitapla birden canlanmıştı. Hızlıca kasaya koştu ve okumak için eve gitmeyi bile beklemeden yolda göz gezdirmeye başladı. Birden kendi kendine “Serap hem yürüyüp hem okuyamazsın. Şimdi düşüp bir yerini kıracaksın al başına iş…” Serap mantığıyla hareket eder, her konuda tedbir alarak hareket ederdi. Evinde de düzen hakimdi hatta bu durum bir tık abartılıydı onun evinde. Çevresinden bu konuda eleştiriler alsa da bir türlü esneyemiyordu.  Evleneli çok zaman olmadan anne olmuştu Serap. Bebeği de erkenden dünyaya gelmiş, büyük bir hayati tehlike atlatmışlardı. Bir anda tüm dikkatlerini minik bebeklerine vermişlerdi. O kadar minikti ki ne gözleri belliydi ne de ağladığı… eşi ile sabahlara kadar nöbet tuttukları biricik oğulları Can ilgi ve sevgi içinde ne çabuk büyümüştü. Can ailenin ilk torunuydu ve annesi ile birlikte hayata tutundukları bir doğum öyküleri olmuştu. İlk olm...

KIZIMIN DÜNYASINI ANLAMAK

Resim
Ayşe ve Ahmet aynı mahallede beraber büyümüş iki arkadaş, birbirlerini çocukluktan beri severlerdi. Ahmet, Ayşe’yi okulda diğer çocuklara karşı korur, bu Ayşe’nin çok hoşuna giderdi. Ahmet sürekli Ayşe’ye “Kızım ben büyüyünce seninle evleneceğim” derdi. Öyle de oldu büyüdüklerinde evlendiler. İlişkileri o kadar güzeldi ki! Bazen konuşmalarına bile gerek kalmıyordu. Ayşe, Ahmet’in ne istediğini yüzündeki ifadeden anlıyordu. Bu çok büyük konfordu ilişkilerinde. Nazar değmesinden korktuğu için kimseye Ahmet’in ona verdiği değeri pek anlatmazdı. Zaten anlatmasına da gerek yoktu. Soranlara “Ne olsun yuvarlanıp gidiyoruz” derdi. Ahmet’in ona çok değer verdiğini kendisi bilse yeterdi değil mi? Ayşe işten yorgun gelen eşini rahat ettirmek için elinden geleni yapardı. Onun sevdiği yemekleri hazırlardı. Ayşe bir gün rahatsızlanınca doktora gittiler. İkisi de endişeliydi ne olmuştu? Ama doktor onlara güzel haberi verince havalara uçtular. Ayşe hamileydi! Bir süre sonra bebek dünyaya geldi, bir k...