MUTLULUĞUN SIRRI EKSİKLİK Mİ?

Yoğun geçen bir haftayı daha geride bırakmıştı Ayşe. Yeni bir proje almıştı çalıştığı iş yeri. Bu proje yüzünden sabahlara kadar çalıştığı günler de olmuştu ve nihayet bitmişti. O hafta sonunu kendine ayırıp ne zamandır ertelediği işlerini yapacaktı. İlk olarak gardırobundan başladı. Düzen seven biriydi aslında ama o yoğunlukta dolabı da zihni gibi dağınık kalmıştı. Dolabı toplandıkça zihni de toparlanıyordu sanki… Evdeki işlerini bitirdikten sonra dolabının üst rafında sakladığı ahşap kutuyu aldı. Yatağının üzerine oturdu ve kapağını açtı. İçerisinde çocukluğundan kalan hatıraları vardı. İlk çizdiği resim, ilk oturdukları ev, ilk bisikletinin resmi, okul gösterisinde çekilen fotoğrafları… Ne kadar kıymetliydi Ayşe için. Üzerinden yıllar geçse de hala saklıyordu. O günleri özlediğinde kutuyu açıp bakarak hasret gideriyordu. O zamanlar sahip oldukları şeylerin sınırlı olduğunu ve buna rağmen ne kadar mutlu olduklarını tekrar görüyordu o kutunun içerisinde. Küçük bir kasabada, maddi imkâ...