Kayıtlar

Mart, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MUTLULUĞUN SIRRI EKSİKLİK Mİ?

Resim
Yoğun geçen bir haftayı daha geride bırakmıştı Ayşe. Yeni bir proje almıştı çalıştığı iş yeri. Bu proje yüzünden sabahlara kadar çalıştığı günler de olmuştu ve nihayet bitmişti. O hafta sonunu kendine ayırıp ne zamandır ertelediği işlerini yapacaktı. İlk olarak gardırobundan başladı. Düzen seven biriydi aslında ama o yoğunlukta dolabı da zihni gibi dağınık kalmıştı. Dolabı toplandıkça zihni de toparlanıyordu sanki… Evdeki işlerini bitirdikten sonra dolabının üst rafında sakladığı ahşap kutuyu aldı. Yatağının üzerine oturdu ve kapağını açtı. İçerisinde çocukluğundan kalan hatıraları vardı. İlk çizdiği resim, ilk oturdukları ev, ilk bisikletinin resmi, okul gösterisinde çekilen fotoğrafları… Ne kadar kıymetliydi Ayşe için. Üzerinden yıllar geçse de hala saklıyordu. O günleri özlediğinde kutuyu açıp bakarak hasret gideriyordu. O zamanlar sahip oldukları şeylerin sınırlı olduğunu ve buna rağmen ne kadar mutlu olduklarını tekrar görüyordu o kutunun içerisinde. Küçük bir kasabada, maddi imkâ...

BİRLEŞMENİN GÜCÜ

Resim
Ve beklenen gün gelir... O günü güzel yapan tüm hazırlıklar tamamlanır... Tüm sabredişlerin ardından... Bir olmanın kıymeti bilinir... Birleşen olunca insan Kıymetlenir... Kıymetlendirir... Güçlenir... Güçlendirir... Çünkü birleşen birden üstündür... Bu bayram güzel ol... Güzelleştir... Hayırlı Bayramlar :) & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & Bu hayatta insanlar iyi insanlarla karşılaşırlar… Aslında bu çok önemli değildir… Mesele iyi insanlarla birlikte olabilmek, "iyi insanlarla iyi ilişki kurabilmektir"... YAHYA HAMURCU & &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ

SABIR NEDİR?

Resim
Anne doğuma kadar sabreder. Çiftçi tohumu eker, hasadı alana kadar sabreder. Bir öğrenci sınava girer, sınav sonucu açıklanana kadar sabreder. Yeni evlenecek kız o çok beğendiği gelinliği giymek için sabreder. Peki sabır nedir?   & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & “Meyveyi sonunda aldıysan ağaçtan, Dallara tutunurken… Zorlansan ne fark eder, Zorlanmasan ne? Elin kanasa ve düşsen ağaçtan.. Şifanı veren yerde bekliyorsa, Ve seni yerden kaldıracak olan… Canın acısa ne fark eder… Acımasa ne?” YAHYA HAMURCU & &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ  

DENEYİMSEL ÖĞRETİ

Resim
  İnsanın hikayesi yaratıldığı andan itibaren hiç değişmedi. Zaman içerisinde bazı şeyler yenilenip değişse de hayat yolculuğumuz hep aynı şekilde devam etti… Benzer istekler, problemler, sorunlar, şikayetler… Aslında bütün mücadele mutluluk ve başarı içindi... Kiminin uzun ömrü olur kiminin kısa ama bir şekilde mutlu ve başarılı olmak için yapar insan ne yaparsa… Peki neden çoğunluk kendini mutsuz ve başarısız hisseder o halde? Etrafındaki insanlarla, işiyle, gücüyle, sağlığıyla sorunlar yaşandığında insan kendine karşı dürüst ise ilk şu soruyu sorar “Bir yerlerde hata yapıyorum ama nerede?” Elbette hatasız insan olmaz ama hatalar sürekli tekrarlanıyorsa işte o konuda işe yarayan yöntemleri bilmiyoruz demektir. Günlük hayatın akışında, bir meslek başında ya da okullarda birçok doğru strateji öğrenebiliyor insan.  Mesela alet kullanmak, ölçüm yapmak, su, hava, ısı gibi tabiattaki verileri kullanmak ve bu alanlardaki yöntemler... Oysa hayatımızın en önemli kısmını oluşturan ili...

GERİDE NE KALIR?

Resim
Selim, evlilik hazırlıkları yaptığı bir dönemdeydi. Nişanlısı Melda ile tatlı bir telaşın içindeydiler ve bu telaşın bir parçası da balayı planlarıydı. Arkadaşlarının önerileri ve sosyal medyada gördükleri pek çok seçenek arasında seçim yapmaya çalışıyorlardı. Ancak, Melda’nın balayına gitmek yerine Selim’in memleketine gitme teklifi, Selim’i hem şaşırtmış hem de duygulandırmıştı. Melda, nişanlısının köyünden sevgi ve özlemle bahsettiğini defalarca kez duymuştu. Kendisi ziraat mühendisiydi ve aklında bazı planlar vardı. Selim’in köyü, bu planlar için oldukça uygun görünüyordu. Melda’nın bu önerisi, Selim’in köye olan sevgisini ve Melda’nın kendi mesleki hedeflerini bir araya getiriyordu. Aynı zamanda bu teklif, Selim’in anılarını tazelemesi için güzel bir fırsat olacaktı. Selim’in “Çocukluğum çok güzeldi” diye başlayan pek çok hatırası vardı. Okula gitmediği zamanlarını hep köyde geçirmiş, orada birçok anısı olmuştu. Ancak dedesi ve babaannesinin vefatından sonra bir daha köye gitmemiş...

BIRAKAMAMAK

Resim
Yıllardır yaptığı gibi bu sabah da herkesin kahvaltısını hazırlamıştı Sevgi. İşe gidecekleri işe, okula gidecekleri okula uğurlamıştı. Herkesi evden gönderdikten sonra sıra kendiyle baş başa kalmaya gelmişti. Günün en sevdiği saatleri bu saatlerdi. Çünkü kaygısını, korkusunu, endişesini dile dökerken bir yandan da işlerini yetiştirmeye çalışırdı.  Şu sıralar oğlu Mustafa vardı düşüncelerinde. Okulunu bitirmiş ve mezun olduğu alanda çalışmaya başlamıştı. Her şey yerinde güzelce ilerliyordu. Fakat Sevgi’nin kafasındaki sorular bir türlü tükenmiyordu. Sürekli yaşadıklarını tekrar düşünüyordu zihninde. “Oğlum okulu kazandı, istediği bölümü de okudu. O bölümde çalışmaya da başladı. İşi de iyice kavradı. Arkadaşları da iyi çocuklar. Şimdi beni rahatsız eden şey ne o zaman? Kendi ayakları üzerinde de duruyor. Eeeeee? Neden içim bir türlü rahat edemiyor? Hakim olamadığım bir kontrol etme isteğim neden var? Güvenmiyor muyum başarılarına yoksa? Bir şeylerin yanlış gitmesinden çok mu korkuyor...

DEDEM VE BEN - İNSANLIĞIN MEMLEKETİ OLUR MU?

Resim
Dedeciğim, seni görmeyeli uzun zaman oldu çok özledim gülüşünü, bana “Aslan torunum” deyişini, sırtımı sıvazlayıp desteğini hissettirişini… Öncelikle sana teşekkür ederim. Yeri geldi bana moral verdin yeri geldi bana ders verdin. İyi ki varsın… Okulumu sormuşsun dedeciğim, evet tatil bitti ve okullar açıldı. Okullarda tüm öğrencilere ilk ders bir video izletildi. Bizler de tüylerimiz diken diken izledik o videoyu.  Sonra tarih öğretmenimiz; “Gençler, şu kapıdan biri gelse ve savaş var kimler gelir dese kim gitmek ister?” diye sorunca tüm sınıf ayağa kalktı.  Biz çok üzüldük, hala da üzülüyoruz. Bir seneyi aşkın bir süre oldu dede. Kardeşlerimizi izledik, annelerimizi izledik, babalarımızı izledik, dedelerimizi, ninelerimizi izledik… Oturduk ekranın karşısına ve izledik durduk. Onlar orada sabretti biz burada sabrettik. Yumruklarımızı sıktık, dişlerimizi sıktık. Yaralandık ve o yara kapanmadan yenisi açıldı, durmadan da kanadı. Dede, bıraksalar var ya… Bir de başka sınıflardan ...

YENİDEN AYAĞA KALKMAK MÜMKÜN MÜ?

Resim
Her imkanını kaybeden...  Kaybettiklerini aramaya başlar...  O geçici mutluluğu ve geçici keyfi... Geçici keyiflerin ardında mutluluğa kapanmıştı kapılar...  İnsan hangi kapıyı çaldığını fark etmeden sonuna geldiğinin sandığı noktada...  Tam da gücü bitiyorken... Tam da "Bitti!" derken...  Yeniden ayağa kalkmak mümkün mü? Ya mümkünse... Seçenekleri ortadan kaldırdığında... İçindeki "SENİ” görebilmenin bir yolu var... Ama önce sen "İçindeki seni” azat etmeye HAZIR MISIN?   & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & " Her düşmüşün asıl sorusudur...  Peki nasıl değişirim, nasıl toparlanırım sorusu… Bugün; yapabileceğin kadar küçük iyi işleri küçümseyip ertelemeyerek… Bugün; yapamayacağın büyük işlerin hayalinde oyalanmayarak..." YAHYA HAMURCU &   KİM KİMDİR İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİ...

KALABALIKTA TEK BAŞINA

Resim
Onca kalabalığın içinde, Ortada kalmış gibi hissettiğinde, Etrafın insanlarla dolup taştığında, Kendini tek başına hisseder mi insan? Ne kalabalık bir ailede olmak, Ne iş yerinde grupça çalışmak, Ne evli barklı çocuklu olmak, İnsanı tek başına hissettirir mi bazen? Sosyal çevrenin geniş olması,  Sosyal medyada takipçilerin dolması O kalabalık yığınları ya da hep birlikte gidilen tatillerde Tek başına gibi hisseder mi insan?  Meğerse onlar bir kaçış ya da arayışmış. Çünkü dış dünya kalabalık olsa da Eğer iç dünyasında kimsesiz hissederse insan Kaçtığı her kalabalık içinde tek başınaymış… Her çokluğun işe yarar olmadığı, Her insanın da kimsesizliği gidermediği gibi, İster anne ister kardeş olsun ister bir eş, En sevdiklerinin yanında bile, İnsan kendini tek başına hisseder miydi?    İnsan anlaşılmak ister. Biri ya da birileri tarafından. Hoşlandıklarıyla hoşlanmadıklarıyla Söylediklerinin altında söylemedikleriyle, Sadece konuşarak değil Konuşmadan tek bir bakışla ya d...

OLAY YERİ İNCELEME

Resim
Ayten yavaşlayıp, yanında duran arabayı fark etmemişti bile. Bütün dikkatini gördüğü ve çözmeye çalıştığı olaya yöneltmişti. Bir araç ve etrafında polisler vardı. Ne olduğunu ve polislerin neyi neden yaptığını anlamaya çalışıyordu.  O esnada yanında duran araçtaki adam “Ayten abla ne olmuş, neden polisler burada!’’ diye sordu. Adamın sesiyle kendine geldi Ayten; - Ben de bilmiyorum ki anlamaya çalışıyorum. Burası sarı şeritlerle çevrilmiş. Polisler önce arabanın her tarafından fotoğraflarını çektiler. Sonra başka bir polis, arabanın kapısını açarken içeriyi kokladı, eldivenlerini giydi. Arabanın içine de üzerinde numaralar olan kartları yerleştirip resimlerini çektiler. Bagajdaki eşyaları da aldılar, poşetlere koyup götürdüler. Ben geldiğimde polislerden başka kimse yoktu. Öncesinde kimler vardı araçta bilmiyorum, götürmüş de olabilirler.  Ayten, polislerin titizlikle çalışmasını izlerken fark etti ki her hareketin bir anlamı, her detayın bir sebebi vardı. Fotoğraflar çekiliyo...

ÇOK AMA AZ

Resim
  Miktarı Mı Arttıralım, Etkiyi Mi? “Giyecek düzgün hiçbir şeyim yok” İnsan elbiselerinin sayısı arttıkça giyecek düzgün bir şeylerinin olacağını zanneder ama... “Hiç tatile gitmiyoruz” İnsan gezdiği ülkelerin sayısı arttıkça mutlu olacağını zanneder ama... “Çok yiyorum ama doymuyorum” İnsan daha çok yedikçe doyacağını zanneder ama... Her şey neden bu kadar çok ama etkisi bir o kadar az? Bu terslikte yoksa bir strateji mi var?   & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & "Bir damla, bir damlanın önemidir bardağı taşıran... Bir damlalar, bir damlalardır bardağı dolduran... Hangi bardak bir damla ile dolar, diğer damlalar olmadan... Hangi bardak taşar, damlalarla bir damla olmadan.... " YAHYA HAMURCU &   KİM KİMDİR    İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ

KİMSEYE ETMEM ŞİKAYET

Resim
Sıcak bir yaz günüydü... Neşeli bir şekilde evden çıkıp denize gitmek için arabaya doğru ilerliyordu Yılmaz ailesi. Herkes denize gitmenin heyecanını ve mutluluğunu yaşarken bir tek Kübra’nın yüzü gülmüyor, erken kalktıkları için söylene söylene etrafı seyrediyordu.  Oysaki tüm kış boyunca “Yaz gelse de denize gitsek” diye dertlenen de yine kendisiydi... Annesi içinden “Bu kız çocukluğundan beri değişmedi hep mızmızdı yine mızmız...” diye geçiriyordu. Kübra kardeşlerinden çok daha güzel ve dikkat çeken biriydi fakat doğuştan bir kalp hastalığı vardı. Hastalığından dolayı çocukluğunda üstüne çok titrenmişti. “Yeter ki ağlamasın” diye ne isterse yapılmış yine de mutlu edilememişti. Sıkılgandı, sürekli bir şeyler ister, istediği şey olmadığında çevresindekilere dünyayı dar ederdi. İstekleri gerçekleştiğinde de sonuç pek farklı olmazdı. Bir süre sonra başka şeyler talep eder, bu sefer de onlar olmadığı için şikâyet ederdi...  Hastalığından ötürü kendisine her güzel şeyi hak gören ...

KENDİNE YOLCULUK

Resim
Elini çenesine koymuş, başını da hafifçe cama yaslamış dışarıyı izliyordu. Hava soğuktu ama gördüğü manzaralar içini ısıtıyordu. Uzun zamandır hayal ettiği şeyi yaşıyordu Zeynep. Tam da o sıra bembeyaz karla kaplı dağın etrafında dolanıyordu tren. Ne iyi etmişti de doğum gününde böyle bir hediye düşünmüştü annesi.  Doğuya giden bir tren yolculuğuna kim hayır diyebilirdi ki zaten. Bir de bunu onun adına birinin düşünmesi kadar güzel bir şey olmasa gerekti. Hayat yolculuğunda, insanın elde edeceği en büyük imkanlardan biriydi, iyi bir anne babaya sahip olmak... Düşündü Zeynep, şükretti… Dünyaya geldiği için… Annesi için… Bu yolculuk için... Hayat yolculuğunda sürekli desteklendiği için... Öylesine müteşekkirdi ki… Hissettiği mutluluğun bir tarifi yoktu... Bu tren gezisinde yolculuk yapan bir tek Zeynep değildi elbette. Hemen yan vagonda ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş Ayşen vardı. İki ay önce planlamıştı bu yolculuğu sevdiğiyle. Evlilik planları yaptığı zamanlarda nerden bileb...