OLAY YERİ İNCELEME
Ayten yavaşlayıp, yanında duran arabayı fark etmemişti bile. Bütün dikkatini gördüğü ve çözmeye çalıştığı olaya yöneltmişti. Bir araç ve etrafında polisler vardı. Ne olduğunu ve polislerin neyi neden yaptığını anlamaya çalışıyordu.
O esnada yanında duran araçtaki adam “Ayten abla ne olmuş, neden polisler burada!’’ diye sordu. Adamın sesiyle kendine geldi Ayten;
- Ben de bilmiyorum ki anlamaya çalışıyorum. Burası sarı şeritlerle çevrilmiş. Polisler önce arabanın her tarafından fotoğraflarını çektiler. Sonra başka bir polis, arabanın kapısını açarken içeriyi kokladı, eldivenlerini giydi. Arabanın içine de üzerinde numaralar olan kartları yerleştirip resimlerini çektiler. Bagajdaki eşyaları da aldılar, poşetlere koyup götürdüler. Ben geldiğimde polislerden başka kimse yoktu. Öncesinde kimler vardı araçta bilmiyorum, götürmüş de olabilirler.
Ayten, polislerin titizlikle çalışmasını izlerken fark etti ki her hareketin bir anlamı, her detayın bir sebebi vardı. Fotoğraflar çekiliyor, deliller toplanıyor, her şey belirli bir düzen içinde ilerliyordu. Suçun gerçeğine ulaşmak için adım adım ilerleyen bu sistem, hayatın kendisine de benzemiyor muydu? İnsan da olayların gerçek yüzünü görmek için aynı titizliği göstermeli değil mi?
Peki olayın gerçek yüzünü görme sebebi neydi? Merak mı? Yoksa insanın gerçeği öğrenme isteği mi?
İnsanın gerçeği öğrenme isteği merakı ile ilgili bir şey olabilir miydi? Merak hepimizde olan bir duygu, merak ettiğimizde sorular sorar, cevap bulamadığımızda ise merakımız iyice artar.
Burada ne olmuş? Arabada ne arıyorlar? Araba kiminmiş? Yakalanmışlar mı yoksa kaçmışlar mı? Bu soruların cevaplarını aldığında insanoğlunun zihni ancak rahatlıyordu.
Polisler titizlikle çalışıyordu, işlerinde usta oldukları da belliydi? Acaba bizlerde bu kadar bilinçli mi yapıyorduk hayattaki hamlelerimizi?
“Daha çok gelişigüzel yaşıyoruz sanki” diye geçirdi içinden Ayten. “Bu yüzden de karşılaştığımız sonuçlar bizi şaşırtıyor” dedi.
İlişkilerin başında her şey güzelken, sonradan bozulmasına bir anlam veremiyor ve karşı tarafı suçlama ya da şikayet etme durumuna giriyordu. Peki neden böyle olduğunu, bu dönüşüme sebep olan şeyin ne olduğunu ne kadar titizlikle irdeleyip gerçek sebebini bulmaya çalışıyordu.
Ayten tekrar polislere ve çalışma şekillerine baktığında bir yöntem ile hareket ettiklerini fark etti. Yaptıkları incelemenin bir sırası, olması gereken kuralları vardı. Kullandıkları eldivenler, buldukları işaret kabul edecekleri şeyleri ayrı poşetlere koymaları… Her birini belli ki ayrı ayrı inceleyeceklerdi ve işin aslına ulaşacaklardı…
Hayatta her şeyin bir kuralı bir yöntemi olmalı diye düşündü Ayten, bir yandan da polisleri izlerken. Bu mahallede nereden yakalamışlardı bu arabayı demek ki daha önceden topladıkları bilgilerle iz sürmüşlerdi. Birdenbire olmamıştı yani. Tıpkı bizim başımıza gelen olaylar gibi… Belki de birileri şüphelendi ve bu şüpheleri bilen birine danışarak doğru yolu izlediler…
Konu ne olmalı ki insan bir bilene danışmalı, hangi konularda kişi kendi öngörüsü ile yol almalı?
Hiç bilmediği bir konuda insan öngörü sahibi olabilir mi?
Sevildiğinde veya sevilmediğinde…
Mezun olduğunda…
İş kurduğunda ya da işini batırdığında…
Evlendiğinde…
Boşandığında…
Çocuğu olduğunda…
Yakınını kaybettiğinde…
Ne yapmamız gerektiğini, nasıl davranmamız gerektiğini anlamak için karşılaştığımız olaylara bakmamız yeterli miydi acaba? Hayat bakmasını bilene çok cömertti. Bizlerde nereye nasıl bakacağımızı bilirsek sorularımıza cevap alarak ilerleriz yolumuzda. Tıpkı olay yeri ekibinin yaptığı gibi, kurallara uyumlu hareket edersek çözeriz çözemediğimiz problemleri…
Kim bilir belki de anlamak isteyen için her imkan sunulmuştur hayatta. Kurallar belli. Yapılması gerekenler belli. Yeter ki nereye nasıl bakacağımızı bilelim…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
Kuralını bilmeyen oyunu kazanamıyor
YanıtlaSilİnsan yaşarken her şey rastgele gerçekleşiyor, olaylar öylesine başımıza geliyormuş gibi düşünüyor. Oysaki gerçekten bakabilseydik, birazcık anlamaya çalışsaydık her olaylar döngüsünün arka planında büyük bir matematik olduğunu fark edebilirdik. Belki o marematiği tamamen çözmemiz mümkün değil ama en azından bir hesabın varlığı bize bazı farkındalıklar kazandıracaktır.
YanıtlaSilher bir hamlenin zerre karşılığı var...
SilKaleminize sağlık..
YanıtlaSilHayatın verdiği işaretleri doğru okumak insanı öngörülü yaparken; yanlış okunan işaretler insanı önyargılı yapardı.. peki insan nasıl ön yargılı değil de öngörülü olabilir?
Önce n den diye sormak gerekiyor
YanıtlaSilSonra da nasıl
Sil"Hayat bakmasını bilene çok cömert." Çok doğru!
YanıtlaSilBir işin aslı/doğrusu nedir, doğrusu nasıl yapılır diye merak eden zihin (bu 6-7 yaşında bir çocuk bile olabilir) için birçok kapı açılıyor, önünde yeni gündemler oluşuyor..
"Aaa! ne güzel denk geldi böyle" dediğimiz durumlar aslında zamanında "acaba bu nasıl daha iyi/doğru olur?" diye düşündüğümüz anların filizleri olabilir... Yani herşey doğru düşünmeyle başlıyor.. düşünmesini bilmek, bakmasını bilmek..dip dibe.. Her iyi kavrayış yeni kavrayışlara tohum atıyor...
Temiz bir niyetle merak eden zihin için de nispeten zararlı süreçlerden arınmış bir yaşantı gerekiyor sanki..
Elinize sağlık, yazıda çok güzel bağlantılar kurmuşsunuz..
Merak insana ne kapılar açıyor. Birçok sorunun çözümü zaten geliyor insan samimi merak ederse
SilAnlamak istemeyene davul zurna az, anlamak isteyene sivri sinek saz 😊
YanıtlaSilİnsan iz ve işaret okumayı öğrendiğinde aslında problemlerinin nerden geleceğini de kuvvetle tahmin edebiliyor.
YanıtlaSilProblemlerini daha yaşanmadan çözmenin konforunu ancak iz ve işaret okumayı bilenler yaşar...
doğru tespit doğru cevap...
Silhiç bilmediği bir konuda öngörü sahibi olabilir mi bir insan, olabilir... Hayatta arka planda işleyen öyle kurallar var ki... can kurtaran... olaylar çıkılamaz boyuta girmeden stratejik davranabilmeyi sağlayan... işlerin nereye varacağını anlama imkanı sunan... hayatın cömertliğinden faydalanabilenlerden olalım insaALLAH...
YanıtlaSilİnsan algılama sistemini, düşünce sistemini adaletli kurduğunda o zaman doğru sorular zihne geliyor ve onların cevabını düşünürken stratejilere ulaşıyor belki de elinize sağlık
YanıtlaSilSoyut kuralları kavrayan insanın problem çözme hızına kimse yetişemez. :)
YanıtlaSilSadece biraz daha anlamlı bakmalıydık... Belki bizden daha akıllıca yürüyen bir sistem vardır şüphesi bile yeter :)
YanıtlaSilHayat bize her an işaretler gönderir onu görüp okuyabilmek asıl mesele...bunu bulmak dileği ile...
YanıtlaSilPolisin iz sürdüğü gibi bizde hayatımızda iz süreceğiz aslında problemlerimizin çözümünü o zaman yakalayabiliriz belki
YanıtlaSilİşaretleri doğru okuyabilmek ne büyük nimet...
YanıtlaSilGözümüze sokulan, en dibimize kadar getirilen işaretler. Ve onu okuyamayan insanoğlu... Ne üzücü bir son.
YanıtlaSilHayat bakmasını bilene çok cömert. Biz bilmeyip sonra hayatı kaderi suçluyoruz
YanıtlaSilDoğru tepki ile büyüyen öyküler :)
YanıtlaSilHayatta işaretini doğru okuduğumuz her olayda tedbir alabilir, problemi çözebiliriz.
YanıtlaSil