AYNI AİLEDE BÜYÜSELER BİLE
Sevde ile Şeyma, iki kız kardeş… Sevde 4 yaş büyük Şeyma’dan. Aynı anne babayla, aynı evde, aynı oyuncaklarla büyüdüler. Anneleri Nagehan Hanım, büyük kızını büyütürken nasıl davrandıysa küçük kızına da öyle davranıyordu. Kurallara bağlı tam bir düzen insanıydı Nagehan Hanım. Eşi Hüsnü Bey’in de eşinden çok farkı yoktu. Yoğun bir iş hayatı olduğu için çocuklarla çok zaman geçiremiyordu. Yine de “Yorgunum, işten geldim.” demez, kızlarıyla sohbet etmeye çalışır, onlarla zaman zaman oyunlar oynardı.
Büyük kızları Sevde, sessiz, sakin, içine kapanık derler ya işte tam da öyle biriydi. Çok konuşmaz, saygıda da kusur etmezdi. Soru soruldu mu mümkünse kafa sallayarak cevap verir, çok zorlarsan birkaç kelime eder, sonra yine susardı. Sitenin bahçesinde oynarken de bir iki arkadaşı vardı, onlar çıkarsa bahçeye inerdi. Biraz salıncakta sallanır, oyun oynayan çocukları izler, akşam olmadan eve dönerdi. Hoplamayı zıplamayı da pek sevmezdi.
Şeyma ise ne annesine çekmişti ne de babasına. Ablasıyla zaten hiç alakası yoktu. Neşeli, konuşkan, şen şakrak biriydi. Soru sorulduğunda anlatır da anlatır, kolay kolay da susmazdı. Sitede tanımadığı yoktu. Site sakinlerinin küçüğüyle de büyüğüyle de arkadaştı. Şeyma bahçeden kolay kolay eve girmezdi. “Anne, bu oyun da bitsin öyle geleyim.” der, gece olmuş, olmamış onun için pek fark etmezdi. Bisiklete biner, paten kayar, kaykay denerdi. Bir bakmışsın evcilik oynayanlarla, bir bakmışsın top peşindekilerle… Hiç yerinde durmazdı.
Bir gün Nagehan hanım komşularıyla bahçede çay içip sohbet ediyorlardı. Sohbet esnasında komşulardan birisi, çocukların sitedeki fıskiyelerle oynayarak zemin katların camlarını kirlettiklerini anlattı. Nagehan Hanım, kızı Şeyma’nın da o çocuklar arasında olup olmadığını sorunca, Şeyma’nın olayın başrolü olduğunu öğrendi. Sonra masadakilere dönerek;
“Büyüdükçe sorunları da büyüyor. Ah Şeyma! Ne yapacağım ben bu kızla… İki kızım aynı evin içinde büyüdüler ama birbirlerinden nasıl da farklılar. Şeyma gözü açık, nereye bıraksan aç kalmaz, hakkını arayan bir tip. Sevde’nin ise ağzı var dili yok. Biri haksızlık yapsa kendini savunamaz. Biz bugün varız yarın yokuz, bilmiyorum bu kız nasıl hayatta kalacak? Elinden ekmeğini alsalar sesi çıkmaz, her şeyi de içine atar, anlatmaz.” dedi ve devam etti;
“Şeyma, ablasının aksine, sus desen de susmaz. Okulda tanımadığı yok, her gün yeni bir arkadaş ediniyor. Kavgaya girse arkadaş olup gelir, iki gündür tanıdığını dost bilir. Eve geç de kalsa karnını doyuracak bir kapı bulur. Sevde ise kapının önünde aç karnına bekler. Bunların ikisini de ben yetiştirdim, nasıl bu kadar farklı olabildiler?’’
Nagehan’ın kafası oldukça karışıktı, tüm komşular susup, öylece dinlediler. Sözü, komşulardan en büyüğü Nuran abla aldı;
“Nagehancığım, senin kızların birbirine çok zıt ama biliyor musun birbirlerine de şifalar. Sevde, Şeyma’ya bakıp biraz daha girişken olacak… Şeyma da Sevde’ye bakıp yavaşlayıp durulacak ve zamanla taşlar yerine oturacak.”
Masada herkes pür dikkat Nuran Ablayı dinliyordu. O da sözlerine devam etti;
“Yani anlayacağın, insan insanın şifasıdır. Herkesin merhemi kendi yanına konulmuş. İki kardeş önce birbirine gıcık olacak, zamanla birbirlerinin sivriliklerini alacak, sonra birbirine iyi gelecekler.
İnsanın kendini geliştirmesi için zıddındakilere bakması gerekir.
- Risk alamayan, risk alabilene…
- İlişki kuramayan, ilişkileri kuvvetli olana…
- Dağınık olan düzenli olana…
İnsan ancak o zaman dengeye ulaşabilir.”
Nuran abla sözünü bitirdiğinde herkeste derin bir iç çekme ile rahatlama gelmişti sanki, yüzler gülüyordu. Belli ki; kimi eşini, kimi evladını, kimi iş arkadaşlarını düşünüyordu.
Hakikaten insanın zıddı olan burnunun ucuna öylece tesadüfen mi geliyordu?
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
YAHYA HAMURCU
Farklı insanların farklılıklarıyla tartışmayı bırakıp o ney iyi yapıyorsa modelleyince nasıl da keyifli hale geliyor durum. Elinize sağlık 🌺
YanıtlaSilİnsanın farklılıkları birbirine şifa iken,
YanıtlaSilBunu anlamadan birbirini üzerek vakit kaybetmek ne üzücü...
Zıt kuvvetler birbirini dengeler :)
YanıtlaSil😊
SilMuhtemelen boşuna değil :)
Sil😂Böyle böyle ☺️
Silİnsanın en büyük sınavları genelde en yakınları... Peki bunkadar zıt olan kişiler neden bunkadar yakınımıza konmuş olabilir? Bunda gerçekten şifa var demek ki... Rabbim o zıtlıkları algılayıp ihtiyacımız olan özelliği kendimize katabilmemizi, sivri yönlerimizi fark edip törpüleyebilmeyi nasip etsin...
YanıtlaSilTesadüfen olma olasılığı yok gibi görünüyor. Bu kadar zıt insan nasıl oluyor da en dibimize gelebiliyor?
YanıtlaSilİnsanoğlu kendisinden farklı olanı anlamayıp bir de gıcık olduğu zaman nasıl da kitler gelişim kapılarını kendine..
YanıtlaSilKendisinden farklı olanı çoğu zaman düşünmeden reddeder de, kendi gibi olanları dünyanın 8. harikası olarak kabul ettiğinden aynı yerde oyalanır durur..
Dünyanın 8. harikası :(
SilMerhaba, dünyanın 8. Harikası ☺️
SilBugün nasılsın? 😂😂😂
:D
SilYine geldim ben 8. harika... Bugün de harika mısın?
SilTesadüf yoktur, kişinin kendini geliştirmesi için fırsat konmuştur yanına.
YanıtlaSilOnun fırsat olduğunu görebilmek de çok büyük nimet
SilHer şey zıttıyla tamamlanır ✨ güzel yazı ellerinize sağlık 🤌🏻
YanıtlaSilÇözüm aslında tam zıddında gizli ☺️
YanıtlaSilZıddında şifa gizli olması ne büyük nimet. Yoksa insan arar dururdu
YanıtlaSilİnsanın şifası sınavında. Sınavına geliştirebildiği doğru tepkilerde…
YanıtlaSilA aaaa ne kadar da tanıdık bi hikaye 😂🙈
YanıtlaSilKızmayı bırak neden olduğunu düşün, dengelen… diyoruz o zaman:)))
YanıtlaSilSanki bizim aileyi görüp yazmışsınız gibi :) elinize sağlık
YanıtlaSilİyi ki farklılıklar var. Ama bunun keşke'den iyi ki ye dönmesi güçlendirmemiz gereken kısımları görüp fark edip geliştirme çabamızın olmasıyla oluyor. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSil“Farklılıklar şifamızdır” biz ise düşman sanardık…
YanıtlaSilbenden çok farklı dediğimiz her kişi aslında eksik parçamızın hayatın baş ucuma bırakması diyebilir miyiz..😍
YanıtlaSilFarkı fark edip kabul edip ondan nasıl beslenirize odaklansak var ya on numara beş yıldız olur😍
YanıtlaSilHarika! Ne guzel anlattiniz, onun mizaci böyle der geceriz ama insanlarin hangisi hangi mizac bilemiyor, tanimlayamiyoruz... halbuki bir adini koysak rahatlayacagiz, kime nasil davranacagimizi bilecegiz:))
YanıtlaSilburnumun dibinde biten benden farklı mizaçlar... Burnumun dibinde neden olduklarını bir anlasam...
Silİnsanoğlu hep kendisini doğru karşısındakini yanlış zanneder. “Bence çok konuşulmamalı ne gerek varki bu kadar konuşmaya” diye düşünür konuşmayı sevmeyen birisi. Yada kendi davranışlarını doğru diğerininkini yanlış diye düşünür. O yüzden başına gelen problemlerini diğeri kolayca çözerken o aynılarını yaşar durur. Halbuki yanındaki şifadır ona. Boşuna değildir onun dibine düşmesi.
YanıtlaSilİyiki DTÖ var ve bizlere bunları görmemizi sağladı.
O farklılıkları şifaya dönüştürebilmek dileğiyle…🌱
YanıtlaSilFarklı mizaçlar insanı karizmatik olmaya itiyor :) İyi ki benden farklılar yanı başımda diyesi geliyor insanın.
YanıtlaSilAynı evde yaşayan iki kız kardeşin aynı olmasını beklemek, aynı evde kullanılan iki telefonun aynı olmasını beklemek gibi bir şey :) insanın yazılımı vardır tıpkı birbirinden farklı iki telefonunu yazılımının farklı olması gibi...
YanıtlaSilGerçek nasıl da üstün... Girdiği yere huzur getiriyor... Girdiği ortamda yüzlerde bir tebessüm bırakıyor... Elhamdülillah gerçeği merak edenler ve gerçeği merak edene veren var :)
YanıtlaSilBende varsa sende yok sen de varsa ben de yok niye? Hepsi merhametten 🌸
YanıtlaSil