Kayıtlar

AH SEVİLESİ İNSAN

Resim
Bazı insanlar vardır karanlığa ışık tutar. O azınlık olan insanlar… En zor anında yanında bitiverir. En ihtiyacın olan şeyle beraber sana doğru yürür, yüzündeki tebessümüyle… Yaşadığın olayda çoğunluk seni karamsarlığa çekerken o sana hiç bakmadığın yerden bakmanı sağlar. “Ya düşündüğün gibi değilse, neden sana zarar vermek istesin ki?” gibi… Çoğunluğun durduğu yerde onun her hayırda önden koştuğunu görürsün. Çoğunluğun ben dediği yerde onun “Sen nasılsın, iyi misin?” demesiyle içini bir sıcaklık kaplar… Çoğunluğun tıkanıp “Bu iş buradan sonra yürümez” deyip vazgeçtiği yerde, onun sahnede çabalayıp çözüm sunduğunu görürsün. Çoğunluğun mutsuz olduğu, şikayet ettiği bu hayatta onun ona verilene; teşekkürlü ve şükürlü olduğunu, hayattan keyif aldığını görürsün. En sıkıştığın, en ihtiyacın olduğu yerde “Sen işine bak, ben buraları hallederim.” cümlesiyle içine su serptiğini, omzundan yük aldığını hissedersin. Evet, evet! Çoğunluğun yük olduğu bu dönemde onun yük aldığını görürsün. Dokunduğ...

BÜYÜTMEK Mİ YETİŞTİRMEK Mİ? - Bölüm 1

Resim
Seval, yirmili yaşlarda kıvır kıvır saçları olan zayıf, uzun boylu bir kızdı. Kendine bakar giyimine kuşamına önem verirdi. İş yerinde tanıştığı Ahmet ile birkaç ay önce evlenmişti. Çok güzel bir düğün yapmışlardı. Seval, sevdiği adamla evlendiği için çok mutluydu. Kurdukları yuvanın daha mutlu hale gelmesi için çocuklarının olması gerektiğine inanıyordu. Çünkü en büyük hayallerinden biri de buydu… Ve bu hayalini gerçekleştirmek için rutin aylık doktor kontrollerine gidiyordu.  Aynı zamanda yemesine içmesine dikkat ediyor sağlıklı besinler tüketmeye çalışıyordu. İşten arta kalan zamanlarında da spor yapıyordu. Yaklaşık 6 ay sonra hamile olduğunu öğrendi. Bu mutlu haberi eşine vermek için bir organizasyon yaptı. İleride izleriz hatıra kalır diye eşinin tepkisini bile videoya almıştı. Ahmet de bu habere çok sevinmişti. Doktor kontrolünde ikiz bebek müjdesi almışlardı. Önce şaşırmış, sonra daha da çok sevinmişlerdi. Bebekler için alışveriş yapmaya başlamışlardı. Her şeyden çifter çift...

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

Resim
2024’ten uzaklaşıp 2025’e gelirken Eski bir sen(e)den yeni bir sen(e)ye giderken… Herkes kendince bir süreçten geçti. Kimi sarp bir yokuştan geçti, Kimi yaşadığı bir kıtlıktan. Kimi faydalı bir alışkanlık edindi, Kimi zararlı olan alışkanlıktan vazgeçti. Birileri bir şeyleri başardı, Birilerinin başarısı yarım kaldı. Kimi evlendi, kimi boşandı. Kimi işe başladı, kimi onlarca işi geride bıraktı. Bazısı kafasındakilere bir türlü başlayamadı, Bazısı nihayetine erdirdi, Bazısı yapılacaklara başlasa da bitiremedi. Kimi dünyaya geldi, kimi ise dünyaya veda etti… Kimi şikayet etti, kimi de şükretti. Bazısı kayıplar verdi, bazısı kaybedenleri izledi, bazısı da kaybederken kazandı. Sonuçta herkes için koca bir sene geçti. Kimi fark etti deneyim çıkardı, Kimi ise yaşadı ve geçti. Ama bazısı kazandı bazısı kaybetti. Kimdi o kaybedenler? Kimdi o kazananlar? İnsan, hayatında neyin ne olduğunu anlayamadığında aynı şeyleri yapar ama farklı sonuçlar bekler. Bir yıl bitip diğer bir yıla başlarken, insa...

SOFRADAKİ BEREKET

Resim
Melisa, zilin sesiyle derin uykusundan uyandı. “Bu kim yahu sabah sabah!” diyerek homurdanmaya başladı. İçinden “Kimse kim, ben uykuma devam edeceğim” dedi ve yorganını kafasına çekti. Bu arada zil hiç durmadan çalmaya devam ediyordu. Kapıdaki kişinin vazgeçmeye niyeti yoktu.Üşenerek kalktı, omuzları düşük, ayaklarını sürükleyerek gidip kapıyı açtı. Karşısında hiç beklemediği misafiri görünce şaşkınlığını gizleyemeden; - "Anne! Sen nerden çıktın?" dedi. Zeynep, memleketten gelip kızına sürpriz yapmıştı. - "Niye kapıyı açmıyorsun kızım? Ağaç oldum burada." - "Anne, dün arkadaşlar bana gelmişti. Geç yattım, ondan kalkamadım." Melisa Ankara’da üniversiteyi kazanınca ailesi çok mutlu olmuştu. Biricik kızlarının eğitimi için imkanlarını seferber etmişlerdi. Ellerindeki baba yadigarı arsayı satıp kızları için kalacağı bir ev tutup düzen kurmuşlardı. Zeynep, gördüğü manzara karşısında şoka girmişti. Yarısı yenmiş yarısı çöpün kenarına bırakılmış pizzalar, dolapta...

DEDEM VE BEN - ZOR BALIK

Resim
Dedeciğim,  Günlerdir yaşadığım bir şey var. Nasıl anlatsam bilemiyorum…  Ama sana anlatmayacağım da kime anlatacağım değil mi? Dede, uzun zamandır okula giderken ayaklarım geri geri gidiyor. Çünkü bazı çocuklar okulda, bana ve birkaç arkadaşıma zorbalık yapıyorlar. Eşyalarımızı izinsiz alıyorlar ve bu benim malım diyerek bir daha da vermiyorlar.  Kendi kendilerine birilerine kızıyorlar, ters yapıyorlar ve yaptıklarından pişmanlık da duymuyorlar. Özellikle de sınıftaki sessiz sakin arkadaşlarımıza daha çok yapıyorlar.  Arkadaşımın suyunu içiyor sonra suyu onun üstüne döküyorlar. Bazılarımızın fiziksel özellikleriyle alay ediyorlar. Kilosuyla, boyuyla, dişleriyle, sivilceleriyle… Ödevlerini yapmayıp sınıfın çalışkanlarına zorla kendi ödevlerini yaptırıyorlar.  Güçsüz olanların daha da çok üstüne gidiyorlar. Bir keresinde kantinden yiyecek bir şeyler alan arkadaşımın önünü kesip elindekileri almışlardı. Hele kalabalık grup oldularsa havalarından yanlarına kimse ya...

SEÇTİKLERİMİZLE SEÇENEKSİZ KALMAK MÜMKÜN MÜ?

Resim
Mine sabah kalkmış apar topar hazırlanıp çıkmıştı yola. Trafikte giderken elinde telefon kimi arasam diye kara kara düşünüyordu. Borç istemek için kimi arasam? Yine ay sonu ve bitmek bilmeyen borçlarla baş başaydı…   Üniversite hayatı boyunca babasının verdiği harçlığı bir türlü yetiştiremiyordu. İş hayatında da farklı değildi Mine. Maaşı ona bir türlü yetmiyordu. Biraz daha rahat ederim düşüncesiyle kredi kartı almıştı ama işler iyice sarpa sarmıştı. Son taksiti ödeyip kurtulacağım derken yeni bir borç taksiti ile kredi kartının limitini sonuna kadar dolduruyordu. Üstelik bir sürü de ekstra borç birikmişti. Her ay sonu Mine için stres demekti… Arkadaşı, annesi, ablası, babası derken herkesi arayıp destek istiyordu. Hatta bir defasında annesi sitem ettiği için ona darılmıştı. Hele ablası için “parası var ne var sanki yardımcı olsa” diye içinden söylenip duruyordu. Ablası ise Mine’ye, çok tüketim yaptığını, harcamaları kısması gerektiğini söylüyordu. Mine her seferinde “aldıklarımın...

ANNEM NEDEN BENİ ANLAMIYOR?

Resim
Annesinin kapıyı çalmadan odaya girmesi ile beraber Ezgi irkildi. Gözlerini kapıya çevirdiğinde annesi ile karşı karşıya geldi. - Ezgi, Elif Teyzen Ankara’dan geldi. Hadi onu ziyarete gidelim.  -Annecim bugün gitmemiz şart mı?  - Kızım sana kalsa gitmemize de gerek yok. Sen sakın benimle hiçbir yere gelme olur mu?  Annesi Ezgi’nin açıklamalarını dinlemeden söylenmeye başlamıştı. - Anneciğim tam sınav haftam… Ezgi kuralları ve ilişkilerinde sınırları olan birisiydi. Ama annesi bu sınırları sürekli ihlal etmeye çalışıyordu. Oysaki Ezgi, küçüklüğünden beri bir şeyleri yalnız yapmayı seven bir çocuktu. Kendi odasında sıkılmadan vakit geçirebilirdi. Küçüklüğünde istemeyerek de olsa annesiyle bir yerlere gitmiş olsa da o planlarına şimdi dâhil olmak istemiyordu. İstemediğini de artık açıkça ifade ediyordu. Ama annesi onu sürekli kendi aktivitelerine dahil etmeye çalışıyordu. Akraba ziyaretleri, kalabalık aile toplantıları, Ezgi bunları sevmiyordu. Kendi halinde odasında kitap o...