BIRAKAMAMAK

Yıllardır yaptığı gibi bu sabah da herkesin kahvaltısını hazırlamıştı Sevgi. İşe gidecekleri işe, okula gidecekleri okula uğurlamıştı. Herkesi evden gönderdikten sonra sıra kendiyle baş başa kalmaya gelmişti. Günün en sevdiği saatleri bu saatlerdi. Çünkü kaygısını, korkusunu, endişesini dile dökerken bir yandan da işlerini yetiştirmeye çalışırdı. Şu sıralar oğlu Mustafa vardı düşüncelerinde. Okulunu bitirmiş ve mezun olduğu alanda çalışmaya başlamıştı. Her şey yerinde güzelce ilerliyordu. Fakat Sevgi’nin kafasındaki sorular bir türlü tükenmiyordu. Sürekli yaşadıklarını tekrar düşünüyordu zihninde. “Oğlum okulu kazandı, istediği bölümü de okudu. O bölümde çalışmaya da başladı. İşi de iyice kavradı. Arkadaşları da iyi çocuklar. Şimdi beni rahatsız eden şey ne o zaman? Kendi ayakları üzerinde de duruyor. Eeeeee? Neden içim bir türlü rahat edemiyor? Hakim olamadığım bir kontrol etme isteğim neden var? Güvenmiyor muyum başarılarına yoksa? Bir şeylerin yanlış gitmesinden çok mu korkuyor...