Kayıtlar

etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

“HAYIR” DEMEK İSTİYORUM

Resim
Ayşe aceleyle yatağından kalktı, gözlüklerini takıp saate bakmaya çalıştı. O da ne? İşe gitmek için çok geç kalmıştı. Hemen hazırlanıp evden çıktı ve otobüse yetişmek için koşmaya başladı.  Ayşe’nin evi işyerine yaklaşık bir saat uzaklıktaydı. Otobüste giderken ya kitap okur ya müzik dinler ya da zihninde, geçen günlerin kritiğini yapardı. Şimdi yine yoldaydı ve dün olanların kritiğini döndürüyordu zihninde. “Orada hayır demeliydin Ayşe! Neden hemen tamam dedin sanki? Ağzından hiç mi hayır çıkamıyor senin? Bak diyeceğin şey şu ‘Hayır’ ama nerde sende o yürek?”  Ayşe’nin kendinde en sevmediği özelliği hayır diyemeyişiydi. Birisi ondan bir şey istediğinde hayır diyemez, yapmaması gereken şeyleri yaparken bulurdu kendini.  Ekip arkadaşı Zeynep bazen işe gelmiyor ve işlerini halletmesi için de sürekli Ayşe’den yardım istiyordu. İşe gelse dahi bazı işlerden kaçıyor ve Ayşe’nin hayır diyemediğini bildiği için işleri genellikle onun üzerine yıkıyordu. Ayşe bu durumun farkında ol...

KİM BU İNSANLAR

Resim
Bu sabah hayata yeniden gözlerini açar gibi uyanmıştı. Yeni başladığı işte ilk günüydü. Bebeğin doğum anındaki zorlanması gibi hissetti Zeynep o sabah. Açlığını gidermek için çığlıklar saçan o bebek gibi, Zeynep’in iç dünyasında da çığlıklar vardı.  Uzun yıllar özel bir firmanın muhasebe bölümünde çalışmıştı. Yoğun bir çalışma sistemi vardı ve Zeynep orada terfiyi alabilmek için büyük emekler vermişti… Şimdi ise çalışma koşulları daha iyi olan bir şirkette işe başlamıştı. Yine de içi buruktu, değişiklik yapmak zordu Zeynep için. "İnsan mutluluğu ve hüznü bir arada yaşarmış dedikleri bu olsa gerek." diye düşündü.  Bulunduğu ortama, arkadaşlarına, işine çok alışmıştı. Şimdi ise bineceği otobüs bile değişecekti. “Şimdi ne var bunda?” diyenler olabilir elbet ama Zeynep için bu bile alışılması zor bir durumdu. Oldu olası farklılıklara uyumlanırken çok zorlanıyordu Zeynep.  Keşke bir yolla kalsa bu farklılıklar; onu tedirgin eden şeylerden biri de yeni ekip arkadaşlarıydı....

ANLIK ÖFKE

Resim
Hastane koridorunda düşünceli ve üzgün bir şekilde içeriden gelecek iyi bir haberi bekliyordu Ahmet. Ne olmuştu, nasıl bu hale gelmişti? Birazdan polislerde ifadesini almak için geleceklerdi. Bir anlık öfke , bir anlık tepki nelere mal olmuştu. Neden böyle olmuştu? Aylar önceye gitti düşüncesi. İş yerinde her şey rutin devam ediyordu. Yeni açtıkları işleri bir sene içinde ufak tefek işlerle kendini döndürmeye başlamıştı bile. Yakın bir arkadaşı bir iş görüşmesi için aradığında önce inanamadı. Çünkü büyük bir iş teklifi etmişti. “Bu büyük bir fırsat” diye düşündü. Eşinin istediği eve çıkabilirlerdi. Kendi de arabasını değiştirmeyi çok istiyordu. Hemen teklifi kabul etti. Fakat iş büyüktü ve yeteri kadar eleman yoktu. İlk etapta kullandıkları makinalar da yetersizdi. Hemen eleman arayışına girdi. Yeni elemanlar alındı. Makine almak için eşten dosttan borçlar alındı. Her şey yolundaydı. Şimdilik… İş başlamıştı. Fakat zamanla alacaklarda sıkıntı olmaya başlamıştı. Masraflarda arttığı için ...

BİRAZ SAYGI

Resim
Sinirden elleri titriyor, kalbinin atış hızı göğüs kafesinin inip kalkmasından belli oluyordu. Nefes alışı bile üzüntüsünü ve gerginliğini ortaya çıkarmıştı Vildan'ın. ‘Biraz saygı ya, beklediğim sadece biraz saygı!’ hayıflanarak içeriye girdi. Gün içinde yaşadıkları canını çok sıkmıştı. ‘Ne emekler verdim bu kuruma ama gördüğüm muameleye bak!’ diye devam etti. - Hayırdır Vildan  ne oldu? Aylin, ofiste en iyi anlaştığı arkadaşıydı Vildan'ın. - Daha ne olabilir ki? Kaç yaşına gelmiş kadınım bu davranışlar, bu sözler edilir mi bana? - Ne sözü? Sakinleş gel otur koltuğa da anlat, ne oldu? - Satın alma departmanındaki Caner Bey yok mu? Zaten çok hoşlanmıyoruz birbirimizden ama bu kadarı da fazla. Acil istediği dosyalarda eksik raporlar varmış. Ne panikliğim kaldı, ne kaç yıldır boşa çalışmışlığım… Dalga geçmesi mi dersin, aşağılayıcı konuşması mı dersin… Hayır yani ne kadar emek sarf ettiğimi hepiniz biliyorsunuz. Kimsenin yapmadığı işleri üstlendim sırf istediler diye. Gecemi günd...

GEÇİM DERDİ

Resim
Evleneli yedi sene olmuştu. O günü daha dün gibi hatırlıyordu Leyla. Nasıl da güzel olmuştu her şey. Üç yıl beklemişti o günü. Kemal ile üniversitede tanışmışlar, okul bitince de hemen evlenmişlerdi.  Kurdukları çekirdek aileye kısa zamanda kızları Nazlı da katılmıştı. Şimdi ise Leyla 6 yaşına basan kızları Nazlı ile Eskişehir’de, Kemal’de işi sebebiyle Adana'da yaşıyordu. Yaşantıları Kemal'in işi nedeniyle ikiye bölünmüştü. Kemal, Leyla’ya “İyi bir iş anlaşması yaparsam istifa edip yanınıza geleceğim” diyordu. Bu arada Kemal ikinci bir üniversiteyi bitirmişti. Amacı iş alanında kendini geliştirip kariyer yapmaktı. Aynı zamanda ailesi ile birlikte kalabilmek için Eskişehir’de iş kovalıyor ama bir türlü istifaya değecek bir iş de bulamıyordu. Kemal yavaş yavaş durumu kabullenmeye başlamıştı.  Adana'da evli ama bekar gibi yaşıyordu. Acaba kendi işimizi mi kursak diye arada aklına gelmiyor değildi. Bir sürü yatırım fikrini enine boyuna düşünecek vakti de vardı. Zihninde eşinin...