SABAH, AKŞAMDAN BELLİ OLURMUŞ
Yıllar
süren bir çabanın sonucunda Aylin, hayalindeki butiği açabilmişti. Mutluydu
ancak işinde yeniydi ve daha öğrenmesi gereken birçok detay vardı. Bir yandan
da “Düzen nasıl kurulur? Temizlik ne zaman yapılmalı? Stok kontrolü nasıl
sağlanır?” gibi sorular kafasını meşgul ediyordu. Birkaç kişiye danışmıştı
elbette ama yine de içinde şüpheler vardı, zamanla görecekti.
Aylin,
butiğinde ilk haftasını geçirmişti. İnsanlar gelmiş, ürünleri genel olarak
beğenmiş görünüyorlardı. Bazıları satın almış bazıları da sadece bakıp
çıkmıştı. Çoğu müşteri kıyafetlere dokunuyor, kimisi deniyor kimisi de sadece
askıları karıştırıyordu. İster istemez mağaza rafları ve askılıklar
karışıyordu. Aylin butiğine özen gösteriyordu. Çıkan her müşteriden sonra adeta
izlerini silercesine arkalarından hemen toparlıyordu.
Bir
cumartesi günü butik öylesine yoğundu. Aylin, her akşam yaptığı temizliği
yapamadan yorgunluktan bitap düşmüş şekilde eve gitti. Butiği olduğu haliyle
bırakmıştı. Trafikten dolayı eve varması geç olmuştu. Geç yatmak zorunda
kalmıştı. Mışıl mışıl uyudu.
Sabah
uyanıp saate baktığında işe geç kaldığını fark etti. Kafaya çok takmadı; “Arada
olur böyle…” diye düşündü. Giyinmek için dolabına yöneldi. Giyecek temiz
kıyafeti kalmadığını gördü. Duş aldı, kahvaltı etti derken iyice gecikti.
Arabasına geçti, ancak benzinin bitmiş olduğunu fark etti. Önce benzinliğe
uğradı. Bu sırada anahtarını almadığını anlayınca eve geri döndü. En sonunda
butiğe varabildi.
Alelacele
butiğin kepenklerini kaldırdı, içeri girdi. Bir de ne görsün? Her yer
dağınıktı! Kabinler darmadağın, kıyafetler yerde, mankenler gelişi güzel
yerleştirilmişti. Bu kadar büyük bir dağınıklıkla karşılaşmayı beklemiyordu.
Bir haftadır butikten çıkmadan önce her gün toz alır, paspas yapar, kıyafetleri
katlar, mankenleri özenle yerleştirirdi. Ancak dün gece bunların hiçbirini
yapamamıştı.
Normalde
yaptığı akşam hazırlığını sadece butiği derli toplu olsun diye yapıyordu. Şimdi
bu manzara karşısında aslında ne kadar önemli bir iş olduğunu fark etti. Bir
gece önceden yapılan hazırlık bile tüm günün kalitesini ve havasını
değiştiriyordu.
Son
günlerin yoğunluğu evine de yansımıştı. Aylin, son durumuna baktığında da aynı
şeyi evine de yapması gerektiğini anladı. Evet, yorulacaktı; bu, onun için yeni
bir deneyimdi. Ama her şeyi denge de ve düzenli yapmalı, kendini bitkin
düşürecek hale getirmemeliydi. Bunun olabilmesi için de sabah başlamadan önce
bir hazırlık şarttı.
“Hayatımın
başka nerelerinde sabah başlamadan önce hazırlık yapabilirim?” diye düşündü.
Bir
öğrenci, sınavlar gelmeden önce düzenli çalıştığında sınav haftası kaos
yaşamıyordu.
Evlenmek
üzere olan biri, hazırlıkları düğün gününden bir hafta önce tamamladığında
gelin olarak daha az yıpranıyordu.
Çocuk
sahibi olmayı isteyen biri, daha çocuğu olmadan yeğenlerine baktığında ya da
başka annelere yardım ettiğinde, kendi çocuğu olduğunda o kadar da tecrübesiz
olmuyordu…
Aslında hayatın her alanında
“Akşamdan Hazırlık” vardı.
Peki ya insan, akşam hazırlığı
yerine iki gün önceden hazırlığa başlasaydı?
İşte
Aylin şimdi bunun peşine düşecekti…
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu
ilişkiler yaşaması için
tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan
beri,
En
büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki
kişi...
Tek
başına neler yapabileceğini keşfet!"
YAHYA
HAMURCU
&
Yorumlar
Yorum Gönder