SAKINDIRMA MARİFETİ

İclal 18 yaşına gireli bir hafta olmuştu. İlkbahar da gelmişti dolayısıyla arkadaşları ile dışarı çıkma isteği artmıştı. Bir gün tek başına çıkmak için izin almak üzere babasının yanına gitti ve babasına umutla baktı. İsteğini kabul etmesini, izin vermesini ümit ediyordu.

- Baba, lütfen ben sahil kenarında açılan mekana gitmek istiyorum, sadece bakıp çıkacağım.   "Eğlencenin adresi! Hayat bir gün o da bugün sen de hayattan unutulmaz bir gün yaşamak istemez misin? O zaman bize katıl!" yazıyor reklam panosunda ben de çok merak ettim izlemek istiyorum.

Babası bir an sessizce kızına baktı. Bir baba olarak yüreği, kızını koruma arzusuyla doldu, "Boş sözler, insan avlama tuzakları" diye geçirdi içinden ama aynı zamanda bazı derslerin yalnızca deneyim yoluyla öğrenildiğini biliyordu. Kızına ne dese anlamayacaktı, "genç işte kanı kaynıyor, istemeden de olsa izin vermekten başka çare yok" diye düşündü. Hiçbir şey yapmadan da durmak istemiyordu. O an aklına bir şey geldi.

- Peki kızım izin veriyorum! Ama önce çalıştığım madene uğramam gerekiyor. Seni ben bırakırım yolda sıkıntı çekme, sonrasında ararsın gelip alırım seni.

Bu fikir İclal'in pek hoşuna gitmedi, kaşlarını çattı ama başını tamam der gibi salladı. Dolabındaki bembeyaz elbisesini giydi, içindeki heyecanla babasının yanına arabaya bindi ve yola koyuldular.

Varış noktalarına madene ulaştıklarında, babası güvenli olmayabilir diye dışarda beklemesini istedi.

- Burada kal kızım sen, içerisi güvenli değil

- Burada mı, baba? Tamam.

- Merak etme, dedi sakin bir sesle. Sadece kısa süre bekleteceğim seni. Aklım kaldı akşam çıkarken bir şey unuttum sanki. Hiçbir şeye dokunma.

İclal şaşkın bir ifadeyle ilk defa madene adımını atıyordu. Daha birkaç adım atar atmaz, ağır hava göğsüne oturdu, havadaki toz etrafını sardı, toprak ve kömür kokusu ciğerlerini doldurdu. Daha madene bile girmemişti kapısındaydı sadece… Yavaşça ilerlerken elbisesini yukarı kaldırarak yere sürünmesini engellemeye çalıştı.

 

Birkaç dakika sonra, babası ona gülümsedi ve artık gitme zamanının geldiğini işaret etti. Kontrollerini yapmıştı:

- Bir problem yok çok şükür.

Arabaya koştura koştura gitti genç kız elbisesine bakmak için başını eğdi… Ve şaşkınlıkla bir çığlık attı.

- Baba! Elbisem! Kirlenmiş, kömür tozuyla kaplanmış… Ama hiçbir şeye dokunmadım, sadece durdum, içeriye bile girmedim bu nasıl olur?

Babası sevgiyle omzuna elini koydu ve gözlerinin içine baktı.

- Canım kızım, şimdi anlıyor musun? Kirlenmek için bir şeye dokunman gerekmedi. Sadece bu ortamda bulunman bile elbisenin kirlenmesi için yeterli oldu. Sakın seni kirletecek yerlerde durma!

İclal başını eğdi ve bu gerçeği düşündü. İlk defa sakınmanın ne olduğunu anlamaya başlamıştı.

- Bu durum dış dünyada da aynıdır. Sadece izlemenin, merak ettiğin her şeye bir bakıp çıkmanın seni etkilemeyeceğini düşünebilirsin. İçinde bulunduğumuz dünya, gittiğimiz yerler, farkına varmadan üzerimizde izini ve tozunu bırakır.

O an, çocukluğundan beri kendisine öğretilen sözleri hatırladı ve içinden geçirdi:

Önemli olan sadece ne yaptığı değil, nerede ve nasıl yaptığı da önemliydi. İrdelerken bu şekilde irdelemeli insan. İclal sadece arkadaşları ile görüşecekti; yapmak istediği şey kötü bir şey değildi. Ama bu isteğinin nerede nasıl yapacağına bakmamıştı.

Sakınmadığın irdelemediğin her yer, her durum sonradan keşke diyeceğin sebepler oluşmasına neden olur diye geçti aklından.

"Gül bahçesindeki gül kokar." İclal hayatının başında tazecik bir çiçek gibiydi.

Bu bembeyaz elbisesinin fark etmeden kirlendiği gibi hayatının da kirlenmesini istemiyordu.

 

Birden babasına sarıldı ve fısıldadı:

- Teşekkür ederim, baba. Sanırım en iyisi evde kalmak olacak.

- Tamam o zaman, bahçede voleybol oynamaya var mısın?

 

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"Aynı yönde olanlar,

Aynı yolda olurlar…

Birazı ileride…

Birazı geride belki ama …

Eninde sonunda kavuşurlar…"

YAHYA HAMURCU

&

&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ