ÇARE-SİZSİNİZ
İnsanlar hayatlarında problem yaşarlar. Sevdikleriyle ilgili, kendileriyle ilgili…
Mesela bir anne baba çocukları için her konuda her şeyi yaptığını söyler. Onları rahat ettirmek adına, onları mutlu etmek için emek verirler. Ama sonuç istedikleri gibi olmaz bazen. Rahat ettirmeye çalışılan çocuk iyice rahatsız olmaya başlar. Sadece bir tanecik istediği şeyi almadıklarında hemen anne babasına mızmızlanır, öfkelenir, mutsuz birine dönüşür.
Ya da bir kadın, eşi için türlü türlü fedakarlıklar yapar, en çok onu sever, onu düşünür, hayatını adeta ona adar ama sorun devam eder. Ve aldığı cevap “Yapmasaydın, bana ne yaptın ki?” olur.
İnsanın kendini çaresiz hissettiği, ne yapacağını bilemediği anlardan biridir bu anlar. Kendince her yolu denedi ama sonuç değişmez. Ve böylelikle insan kendini tükenmiş, yorgun ve çaresiz hisseder.
Yüzünü güldürmeye çalıştığı insanlar kendi gözyaşlarına sebep olur…
İnsanın birileri için çabalaması, onlara destek olması, başkalarının derdini dert edinmesi, emek vermesi ne güzel şeydir. Ama bunların tek taraflı olması ve kıvamının kaçması büyük sorunlara sebep olur. “Ben senin için her şeyi yapmıştım, sense bana nankörlük ediyorsun!” gibi cümleler düşer insanın dudaklarından.
Oysa, hayat bizden her şeyi yapmamızı istemez ki. Hayat, herkesin kendi rolünde kalıp kendi yapması gerekenleri yapmasını ister. İnsan ise “Sevdiğim için her şeyi yapmaya hazırım, yeter ki o istesin.” der. Zaten her şeyi yaptığı için soruna dönüşen problemi, yine her şeyini karşı tarafa vererek çözmeye çalışır. Oysa tam zıttında, yapmak yerine geri çekilip gereksiz yere verdiklerini geri almayı düşünemez.
Çocuk ders çalışmadığı halde imkanlarını artırır, özel öğretmenler tutar, kaynak kitaplar alır, koçlar getirir. Hala çalışmadığında tümünü geri almayı düşünmeyip üstüne üstlük acaba daha iyi bir okula mı göndersem, der. Gereğinden çok yemek yiyerek kilo alan birine diyet yapması gerekirken daha çok yemek yedirmek gibi bir şeydir bu.
Sevgilisine çiçekler, hediyeler alan, sürpriz akşam yemekleri hazırlayan, onu zırt pırt arayan bir adam sevgilisinden beklediği karşılığı göremeyince miktarı artırıp daha fazla aramaya, onun için çabalamaya çalışır.
Böylece insan göremez miktarı aşıp aslında kendi elleriyle problemini soruna dönüştürdüğünü. İnsan bir şeyi çok isteyince isteği olsun diye miktarı arttırma yoluna gidiyor. Çocuğum beni sevsin diye o anne ayağına kadar yemeğini götürüyor. Eşim beni çok beğensin diye onun hayat arkadaşı değil hayatının başrolü olmaya başlıyor. İnsan aşırı beğenilmek, sevilmek istediğinde kendi sahnesini, kendi başrolünü bırakıp başkalarının sahnesinde başrol olmaya çalışıyor.
Soruna sebep olan şeyler ne ise hayat bizden zıddını yapmamızı bekler. Yani artırdığımız miktarı azaltmamızı…
Sevgilisini sık sık arayan adamın geri çekilmeye ihtiyacı olması gibi.
Çocuğunun her istediğine evet demiş, her istediğini almış bir ailenin artık hayır diyebilmesi gibi.
İnsan, verdikçe karşı taraftan gördüğü nankörlük karşısında ne yapar? "Daha fazla ne yapabilirim?" diye düşünür o çaresizlik hissiyle.
Oysa problem burnunun dibindedir ama göremez.
O çaresizliğin içindeki çare yine kendisidir ama farklı bir yöntemle...
Ama anlayamaz insan. Çünkü zıddına bakmak aklına gelmez.
Değil midir ki her insan kendi hayatında, kendi çaresizliğinin de çaresidir… Ve hem karşısındakine çaredir hem de kendi çaresizliğine çare… Çünkü insana problemiyle birlikte çözümü de çaresi de verilmiştir işin özünde…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
Aynı hataları yapmakta ısrar eden insanla farklı sonuç bekleyen insan aynı insan..
YanıtlaSilHayatın içinden ne samimi içten örnekler vermişsiniz. Elinize sağlık
YanıtlaSilİnsan verdikçe kıymetini, aldığı lezzeti arttıracağını düşünüyor. Meğerse işler pek öyle değilmiş…
YanıtlaSilAynı davranışları yaparak farklı sonuç bekliyoruz :(
YanıtlaSilYanlış çözümlerle problem daha da giriftleşiyor
YanıtlaSilHalbuki çözüm gerçekten bizim elimizde
SilSadece biz yanlış yere bakıyoruz...
"Hayat bizden her şeyi yapmamızı istemez ki. Hayat, herkesin kendi rolünde kalıp kendi yapması gerekenleri yapmasını ister." Bizse tam tersini yapma eğilimindeyiz.
YanıtlaSilProblemlerimize nasil yaklasmamizi gerektiğini, çözümlerin bizde olduğunun farkina varmamizi sağladınız teşekkürler
YanıtlaSilÇaresizseniz, çare , Sizsiniz... Ne anlamlı bir cümle...Bir sürü problemin çözümü gibi...
YanıtlaSilİnsan kendini değiştirirse bütün dünya değiştiri :)
YanıtlaSilİmkan arttırmak tam bir tuzak ilişkide..
YanıtlaSil"Problemle çözüm bir arada" bu bilgi ne kadar rahatlatıyor. Çözümlerimizi bulmak nasip olsun.
YanıtlaSilÇare bizim elimizde iken nasıl da uzaklarda arıyoruz
YanıtlaSilIsrarla ders calismayan cocuga hoca ustune hoca tutmak... diyet yapmasi gereken birine surekli yenek vermek gibi... ne guzel ornek.. insan malesef burnunun ucundakini goremiyor genelde, iyi gostermeye calisan insanlar, isaretlerle dolu etrafimiz...
YanıtlaSil👏👏👏👏
YanıtlaSilNe kıymetli mesajlar verilmiş
YanıtlaSilEllerinize sağlık 💕
insan gerçekten burnunun dibindeki problemi göremiyor...
YanıtlaSilÇaresizlik insanın yanılgısı. Sadece henüz çareyi bulamamışızdır
YanıtlaSilHayat insanın rolüne sahip çıkmasını ister 🫶
YanıtlaSilÇok doğru söylediniz...
SilEllerinize sağlık. İnsan verdikçe daha çok sevilir sanıyor ama yanılıyor.
YanıtlaSilProbleme takılıp kalınca insan gözünün önündeki çözümü de göremiyor malesef.
YanıtlaSilYaptıklarımızla netice almayınca zıttını yapmak
YanıtlaSilSürekli böyle bir motto vardı ya:
YanıtlaSilÇaresizseniz ÇareSizsiniz ☺️
Daha güzel anlatılamazdı
Ellerinize sağlık💕