TEK KİŞİLİK HAYAT MI? YOKSA…



Kendi dünyasında kurduğu düzenli bir hayatı vardı Meltem’in. Yıllarca görev yaptığı o kıyı köyünde tek başına dört yılı geçirmişti. Kendi ekmeğini kendi yapmış, tüm sorumlulukları tek başına üstlenmişti. Mutfak işlerinden anlamazken zamanla çeşit çeşit yemekler hatta mezeler yapmaya başlamıştı. Öyle korktuğu kadar zor gelmemişti mutfak işleri. Geçen dört yıl neler neler katmıştı kendisine. O eski Meltem’den eser yoktu. 

Dört yılın sonunda beklediği tayin süreci açıklanmıştı. Büyük şehre çıkmıştı tayini. Meltem önce bocaladı, garip bir korku sardı içini. "Nasıl olurdu ki kalabalık şehirde hayat? Alışabilir miyim acaba?" diye düşüncelere dalmıştı. En son geldiği bu köye de zor alışmıştı ama yapacak bir şey yoktu. Neyse ki insanları anlayışlıydı, köy ortamına alışması uzun sürmemişti. 

Kurduğu düzenin bozulmasını istemese de tayini ile taşınma süreci gerçekleşmişti. Taşınalı bir süre olmuştu, köyünü ve oradaki düzenini özlese de büyük şehre de uyumlanmaya çalışıyordu. Ara ara da şu cümleyi kendine hatırlatıyordu. "Yeniden düzen kurmak ne de zormuş…"



Aradan birkaç yıl geçmişti. Bu zaman içerisinde pek çok şey yaşanmıştı. Çok kez geçmişe özlem duysa da şimdiki zamana da ayak uydurmak zorundaydı. Hayat devam ediyordu çünkü. 

Günler böyle geçer iken iş yerindeki masa arkadaşı onu Murat’la tanıştırmıştı. Başta "Olmaz herhalde ya, nasıl olur ki?" diye düşünürken arkadaşının da ısrarı ile "İyi madem bir çay içelim." dedi. Her şey o "Bir bardak çay içer kalkarım" düşüncesiyle başladı…

Her şey çok hızlı ilerlemişti. Tanışma, isteme derken düğün ve şu an 1 yıllık evliydi bile…  Zaman hakikaten su gibi akıp gitmişti.

Meltem için evlilik, hayatında vereceği en büyük kararlardan birisiydi. Çünkü uzun yıllar yalnız yaşamıştı. Şimdi ise bir süredir tanıdığı biriyle evlenmişti ve bir yılı bitirmek üzereydiler. Evet, eşi iyi biriydi. Kendisiyle de birçok konuda uyum sağlayabiliyordu. Fakat "Birisi ile aynı evi paylaşmak, aynı düşünceyi paylaşmaktan daha zormuş." Demeden de duramıyordu. Tek olan her şey çiftlenmişti; iki diş fırçası, iki terlik, iki havlu… İki kişilik evin kokusu da bir başka olmuştu. 

Şehir yaşamına da epeyce alışmıştı. Her gün aynı duraktan aynı otobüse binmek, işyerinin hemen aşağısındaki fırından susamlı sandviç almak, işyerinde masasına oturduğunda birde filtre kahvesini yudumlamak… Meltem’in rutinleri olmuştu. 

Evlilik sürecine de epey alışmıştı. Tereddütle girdiği o yolda, eşi en büyük destekçisi olmuştu her zaman. "Ne kadar güzel rayına girdi her şey." derken rutin kontrole gittiğinde hamile olduğunu öğrendi. 

Bu duruma çok şaşırmıştı. Böyle bir haberi hiç beklemiyordu, buna hazır değildi. Çünkü Meltem anne olmaktan korkuyordu. "Ya yeterli bir anne olamazsam? Eşini, ev işlerini, işimi bir arada yürütemezsem…" gibi düşünceler bir film şeridi gibi geçiyordu gözünün önünden. 

Eşi ise Meltem’in aksine çok sevinmişti bu duruma. Hatta o kadar sevinmişti ki; Meltem’i kucağına alıp defalarca kez teşekkür etmişti. Ama Meltem nasıl tepki vermesi gerektiğini bilemiyordu. Bir yanı sevinirken diğer yanı ise "Çocuk bakmak zor iş, gece uykusuz kalmak… Sürekli ağlaması… Biraz daha büyüdüğünde ortalığın dağınıklığı... Ne dersen de…" gibi düşünceler sarmıştı Meltem’i. Gerçekten de korkularını yenerek anne olabilir miydi? 

"Sakin ol Meltem!" Dedi içinden. "Nelere alışmadım ki bu duruma da alışamayayım. Neler yaşayıp bu yaşıma kadar geldim. Elbette zorlukları olacaktır. Ben ne zorlukların üstesinden geldim. Bunun da gelebilirim." diye devam etti.

Hamileliği boyunca dua etmişti Meltem. Ağrıdan uyuyamadığı geceler olmuştu. Bu süreçte eşi de moralini yüksek tutmaya çalışıyordu. Murat da her zaman kendisine destek olmuş ve "Süreci birlikte güvenle atlatabileceğiz" mesajını her daim hissettirmişti Meltem’e... 

İnsanlar alıştıkları düzenin bozulmasını istemezler. Bunun içinde bazen uzun uzadıya mücadele edebilirler. Çünkü zordur insanın alıştığı düzeni bırakması. Fakat hayatın karşılarına çıkardığı yenilikleri izlemek insanlar için bazı durumlarda; daha konforlu, daha mutlu edici veya daha telaşsız olabilmektedir. 




Meltem, ara ara geçmişe özlem duysa da yeni hayatına iyice alışmış ve artık hayatta “İyi ki”leri daha da çoğalmıştı. İyi ki o köyden ayrılmış, iyi ki o şehre gitmiş, iyi ki o adamla evlenmiş ve iyi ki anne olmuştu… 

İnsanın yeni süreçlerde zorluk yaşaması; konfor alanından uzaklaşma korkusu olabilir mi? Halbuki bazı uzaklaşmalar şifa bile olurken neden aynı rutinde devam edelim? Penceremizin yönünü değiştirmek; belki de uzun zamandır beklediğimiz o huzurun kapısını açacaktır. Kim bilir? 


 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"Milyarlarca insan içinde,
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?"

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ



Yorumlar

  1. İnsan kendine konfor oluşturmaya müsait bir canlı. Ve bunun bozulmasından hoşlanmaz. Bu yüzdendir ki dönüşüm, değişim zor gelir. Çünkü hayat bazen zittina davranış bekler. Ne için? Yine insanın kendisj için :) kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Geleceğe kaygıyla yaklaşanlar, uyumlandığında o kaygının yerini mutluluğa bıralır geleceğe umutla bakmak...🌹

    YanıtlaSil
  3. Konfor alanından çıkmak her ne kadar korkutucu görünsede bizi asıl geliştiren şey… Ne güzel anlatılmış ellerinize sağlık, keyifle okudum yazınızı 🌸💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle. Şuan en sevdiğimiz insanlar bir gün hiç tanımadığımız kişiler değil miydi mesela? Veya kendimizi ait hissettiğimiz yer ilk başta yabancıydı.

      Sil
  4. Yeniliğe güzel bir bakış, ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. İnsan rutini bozarsam hayatım alt üst olur sanıyor bazen. Oysa ki zihinsel süreç için bile iyi gelen birşeydir bu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Halbuki nereden biliyoruz altının üstünden daha güzel olmadığını değil mi :)

      Sil
    2. Di mi yani kesinlikle :))

      Sil
  6. Korkmana rağmen sadece o adımı atabilme cesaretini göster🥰

    YanıtlaSil
  7. Meltemi çok iyi anladığım şu günlerde ekran biraz buğulandı okurken ama olsun en azından meltem gibi iyi ki demek, rutinlerden hızlı geçişlere adapte olmak konusunda iyi geldi yazı teşekkürler

    YanıtlaSil
  8. Kim bilir bazı değişiklikler belki de dünün göre daha iyiye götürür insanı…

    YanıtlaSil
  9. Bazen o konfor alanından çıkış hayatındaki en büyük dönüşüme sebep olabiliyor…

    YanıtlaSil
  10. Tebdili mekanda ferahlık vardır demişler. Mekanda, durumda...

    YanıtlaSil
  11. Ah rutinlerrr!başta alışması zor sonra bırakması daha zor ama en güzeli uyumlu olmak sanırım☺

    YanıtlaSil
  12. Konfor alanımın bozulması bazen korkutsa da kimbilir ne güzel kapılar açılacaktır

    YanıtlaSil
  13. Daha büyük başarılar için daha büyük bedeller ödemesi gerekirdi insanın ☺️
    Büyük deyince de bazen gözün korkabiliyor ama o büyüklük başlayana kadar..
    Başladıktan sonra o yol geçiyor🤗
    Başladıktan sonra o başarı sağlanıyor.. ☺️
    Tatlı bir yazı teşekkürler ☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Sıradan bedellerle neden sıradışı hayatınız olsun ki" demişti biri

      Sil
  14. Bazı değişiklikler insana iyi ki dedirtiyor hakikaten. Oysa insan var olan rutini bozulacak diye ödü kopuyor. Ha cesaret deyince taşlar yerinden oynuyor…

    YanıtlaSil
  15. Insan gelismek, ilerlemek istiyorsa illa ki hareket etmeli. Durgun su bulanir, icesi hatta dokunasin gelmez.. hep ayni daire icinde donen insan da bir sure sonra geriye gider, kaygilar, vesveseler artar, elindekileri elinde tutmakla ilgili hirslari onu yonetir..

    Basinda azicik zorluk olur ama icimizdeki o temiz ses haydi diyorsa yani yeni adimimiz toplamda bize iyi gelecekse cesur olmali...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, hareket neler katıyor insana değil mi… Hele yönü de sağlamsa…

      Sil
  16. Bazılarımız yeni düzenden aşırı tedirgin oluyor nereden biliyorum diye sormayın :)) Hayatımızı güzelleştirecek değişikliklere her zaman açık olabilmek umuduyla :)) Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. “Şey biri diyor da” değil mi :)

      Sil
  17. İnsan alıştığı düzen değişirse bütün hayatı karışacak sanıyor ve korkuyor. Halbuki şu an alıştığımız mevcut düzenimize de bir dönemler yabancıydık. Kaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  18. Emeğinize sağlık güzel bir yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
  19. İnsan dönüşmeye başlayınca çoğalıyor. Burada başta zor geldi ama sonra ailesi oldu çoğaldı bereketlendi.Bu bereket rutinin dışına çıkınca oldu :-)

    YanıtlaSil
  20. Kaleminize sağlık… Keyifli bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  21. Bazen zihnimizde ustalaştırdığımız yanlış düşüncelerden uzaklaşırken de ne zorlanıyoruz değil mi… Tren raysız yollarda gitmeye çok alışmış olsa bile aslında raya girdiğinde işler akmaya başlıyor. Bazen aşırılıklarımızdan uzaklaşmaya çalışmak da konfor alanından uzaklaşmak oluyor… Bu bir ışık yaktı. Evet, başta zor olacak ama sonra rayına girecek umarım 🤍 Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  22. İyi ki Deneyimsel Öğretiyle tanışmışım.

    YanıtlaSil
  23. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  24. Sema Nur ERTEN14 Şubat 2025 12:20

    İnsanın hicreti yeni bir yer, yeni bir düzen ve hayatımıza giren güzellikler insanı geliştiyor. Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  25. Bazen hayatın altı üstünden iyidir. Konfor alanından çıkmak iyidir. ;)

    YanıtlaSil
  26. Uyum sağlayabilen ne kadar mutlu olabiliyor

    YanıtlaSil
  27. Her zorluğun hakkı verildiğinde arkasından gelişmeyi getiririr.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ