BİR YOLU VAR MIDIR?


Alarm sesi öyle derinden geliyordu ki yataktan kendini sürükleyerek kaldırdı Mehtap. Sabahları uyandığında yorgunluk hissediyordu. Bu yorgunlukların sebebi neydi? Kafasının içi sürekli meşguldü, sabah akşam aynı şeyleri düşünmek ve bir sonuca varamamak olabilir miydi?

Mehtap düzeni çok sever, ortalıkta bir tane çorabı dahi başıboş görmeye dayanamazdı. Gel gelelim o ne kadar titiz ise eşi ve çocukları da bir o kadar dağınıktı…

Evde herkesin bıraktığı dağınıklığı toparlar ve onlarında düzenli olmalarını beklerdi. Sürekli söylenirdi, sonuçta bir bakardı ki yine tüm işler kendisine kalmış. Kimse öğrenmek niyetinde değildi, Mehtap ise yorgun ve kızgındı.




Sabah rutini olmuştu, kahvaltı hazırlayıp bir yandan da “haydiii” adlı eserini seslendirmek. Arada da oğlanın odasına gidip, hafifçe dokunup “ama olmaz böyle” ile devam ediyordu. Tekrar mutfağa geçince de eşine dönüp; 

- Selami bir şey söyler misin sen de. Sayesinde bütün komşular uyandı beyimiz hala uyanamadı.

O gün de uzun uğraşlar sonucu Mehmet okula gitmek üzere evden çıkmıştı. Ancak neredeyse her sabah bu kaosu yaşamak Mehtap hayli yıpratıyordu.

Mehmet rahat bir çocuktu ve uykuya da düşkündü. Bırak onu saat on ikiye kadar uyurdu. Bazen derslerde de oğlunun uyuduğu ile ilgili şikâyet almıyor değildi. Mehtap’ın pratikliği ve hızı Mehmet’in de yavaşlığı özellikle okul dönemi evde kaosa sebep oluyordu. Küçüklüğünde sakin olması hoşuna gidiyordu annesinin… Komşular yaramazlık yapan çocuklarından şikâyet ettikçe Mehtap abarttıklarını düşünürdü. O hayatından memnundu evde çocuk var ile yok arası gibiydi o dönemler. Mehmet odasında bir şeylerle oyalanır Mehtap kendi işlerine koşardı. Mehmet o kadar yavaş hareket ediyordu ki ona bir iş vermek ve bir şey istemek yerine kendi çabucak hallederim düşüncesindeydi. Hız kesen şeylerden hoşlanmazdı, bu çocukta olsa… Ama işler okul çağına geldikten sonra değişmeye başlamıştı. Mehmet’in artık harekete geçme zamanı gelmişti, ama onun yerine her şeyi yapan ailesi olduğu için o pek de bu konularda tasalanmıyordu. “Nasıl olsa annem, babam halleder” kafasındaydı. Çünkü şu zamana kadar işle böyle dönmüştü.””

Mehmet gidince soluğu eşinin yanında almıştı. 

- Ayyyy Selami daha okullar açılalı iki ay oldu, dokuz ay böyle nasıl geçecek? Dünyaya oğluma ‘haydi’ demek için gönderilmiş olamam herhâlde. Yok canım tabii öyle değil, ben de insanım, benim de canım var. Okula kaldırmakla bitmiyor ki. Eve geldiğinde ‘ders çalış’ mesaimiz başlıyor yatana kadar devam ediyor. Ne yapacağım ben? Yani sen de hiç ağzını açmıyorsun. Ne olur yani sen de bir şeyler söylesen hep ben konuşuyorum ama olmuyor…

Selami eşine sevgisi ve saygısı olan bir beydi. Onu kırmadan incitmeden nasıl söyleyeceğini bir müddet düşündü. 

- Seni çok iyi anlıyorum hayatım, çözüm bulmak gerekli, şimdi söyleyeceklerimi biraz düşünelim mi birlikte…



Mehtap şaşırdı çünkü normalde o söylenir Selami dinler, ‘Allah’a ısmarladık’ der işe gitmek üzere yola koyulurdu. Konuşmaya bu şekilde başlaması Mehtap’ın çok dikkatini çekmişti. 

- Evet dinliyorum.

- Ne zamandır seni izliyorum ve sana nasıl yardımcı olabilirim diye de epeyce düşündüm. Önce seni anlamam gerekiyor. Evet haklısın Mehmet rahat ve yavaş bir çocuk seni de yoruyor. Peki, düşünüyorum da bu oğlanı sabahları neden biz kaldırıyoruz? Neden her akşam ödevin var mı sorusunu soruyoruz? O kadar haklısın ki, elbette bunun için yaratılmış olamayız.

Dün sabah dalıp düşündüğüm sırada aklıma bizim muhasebeci Leyla Hanım geldi onun kız da bizim oğlanla yaşıt, Leyla Hanım da epeyce erken kalıyor işe yetişmek için haliyle eşi de öyle. Merak ettim sordum, “Sizin kızı okula kim hazırlıyor?” diye, gülümsedi ve “saatini kuruyor, kendi hazırlanıyor Selami Bey, meşgul annelerin çocukları erken büyüyor ne yazık ki” dedi. 

Yani hanım, anlayacağın biz üzerine düşüp onun bir konuda değiştirmek için konuştukça o değişmiyor ama biz daha çok söylenen, şikâyet edene dönüşüyoruz. Tembel çocuk, çalışkan olsun isteği şikayetle başarılabilir mi sence?

Peki benim de senden sonra ekstra bir şeyler söylemem ve uyarmam sence çözüm mü? Hep diyorsun ya ‘yok mu bir yolu’ diye… ben de etrafıma bakmaya başladım ve bir yolunu bulanlara rastlayınca biraz olsun umutlandım, demek ki bir yolu varmış. 

Dünyada ilk anne baba olan biz değiliz. Evladı ile uğraşan ilk anne baba da değiliz. Bizden önce birileri bu problemleri yaşadı ve belki bizim gibi denedi yanıldı ve çözdü. Belki o geçmiş deneyimler işe yarar, ne dersin? Ve çok doğru söyledin, anne baba olsak da bize de verilmiş sınırlı bir zaman içindeyiz aslında bu geçici dünyada, bu sebeple elbette “haydiii” demekten daha önemli işlerimiz var. 

Hem deneyimler bazen bir fener gibi insana gittiği yolu aydınlatmaz mı? Sonuçta karanlıkta yolu bulmak zor. Etrafı aydınlatan fener yolcuyu yolda yormadan hedefe ulaştırır.

Mehtap eşini dikkatle dinlerken ara ara dalıp gitse de anlattıklarını çok da iyi anlamıştı. Uzun zamandır aradığı destek ve çözüm önerisi yol arkadaşından gelmişti. Derin bir iç çekerek eşine döndü;

“Haklısın, problemleri konuşarak çözmeye çalışmak beni daha çok yıprattı sanırım. Çocuk yetiştirmek hiç de kolay değilmiş. Bunu başarmış anne babaların deneyimlerini almak iyi fikirmiş. Biz hep şunu duyduk “bak komşunun oğluna o nasıl başarıyor…” oysa her sonucun öncesinde sebepleri de vardır. Bakalım o komşu acaba çocuğunun başarılı olması konusunda neler yapmış? “

Mehtap eşi ile yaptığı bu şahane sohbet ile oldukça rahatlamıştı. Artık oğlu ile ilgili yaşadığı problemin bir çözümü vardı ve hemen uygulamaya başlayabilirdi. 

"Selamiciğim, söylenip söylenip sinirlenme zamanı bitti. Artık sırada daha fazla sorumluluk verip toparlamak var."


 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR  

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ



Yorumlar

  1. Çözüm hep söylenmek zannederken konuşmanın ve söylenmenin problemi nasıl da büyüttüğünü anlamak...

    YanıtlaSil
  2. Her sonucun önündeki sebepleri oluşturmak niyetiyle…

    YanıtlaSil
  3. Tebrik ediyorum 🌸 kaleminize sağlık 🤍

    YanıtlaSil
  4. Haydi demeye gelmedik :) problemleri çözüp level atlamaya geldik🤲🏻 Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi inşallah ☺️

      Sil
    2. Hangi haydi işe yaramış ki bu zamana kadar değil mi?
      Deneyim konuşuyor; hiçbir zaman. O halde problemi problem olmaktan çıkarmaya…

      Sil
  5. İnsanların birbirinden farklılıkları ve bununla beraber sorumluluk verilen çocuklar…yetiştirmek gerçekten bir yöntemi var mı? Evet dedirtiyor yazı :) kaleminize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel, çok akıcı ve hayatın o kadar içinden ki aldım cebime koydum 🤓 Elinize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  7. Durup düşünmek baya faydalı bir aktivite :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar basit ama az yaptığımız bir aktivite hayatın koşturmacası içerisinde...

      Sil
  8. Hep kendisi yerine işleri yapılan çocuklar büyüdükçe, problemleri de büyüyor.

    YanıtlaSil
  9. Konuşmak çözüm değil, kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  10. Nasıl da tanıdık sahneler "HADİİİ" neler canlandı :) :):)gözümde teşekkürler kalemize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Çocuklara sorumluluk vermenin önemini, sorumluluk verilmeyen çocukların ahvallerini görünce anlıyoruz, bazen de anlamıyoruz. Hem onlara eziyet ,hemde anne babaya eziyet olmaya başlıyor. Güzel bir yazı kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan doğru sebep sonuç ilişkisi kuramayınca ben herşeyi yaptım bu çocuk niye böyle oldu diyor malesef

      Sil
  12. Çocuklara sorumluluk vermenin önemini, sorumluluk verilmeyen çocukların ahvallerini görünce anlıyoruz, bazen de anlamıyoruz. Hem onlara eziyet ,hemde anne babaya eziyet olmaya başlıyor. Güzel bir yazı kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  13. Yeterki var olan problemleri görüp çözmeye niyet edelim çözüm yolları bir bir açılıyor o zaman. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  14. Her eve böyle bilinç açan bir selami olsa ne güzel olurdu😄

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle :D

      Sil
    2. En büyük imkan, imkansızlıktı.

      Ne güzel bir soru; biz bu çocuk için dünyaya gelmedik herhalde..
      Ama bizler çocuğun etrafında döndükçe bütün dünyanın ona hizmet etmesi için dünyaya geldiği yanılgısına düşebiliyor çocuklarımız.. ve bu çocuğu kendi sahasında pasifleştirebiliyor. Oysaki anne babanın görevi o çocuğun yetişebilmesi için onu desteklemesi, yolunda ilerlemeye çalışırken düştüğünde, yavaşladığında onu arkadan ittirmesi. Ama bazen çocuğun yerine direksiyona biz geçebiliyoruz. Ve bu çocuğu sorumluluklarının bilincine varamayan bir bireye dönüştürebiliyor çocuğu..

      Sil
    3. bunun adı merhamet olmasa gerek :) çocuğu verilen ufak ufak sorumluluklar yetiştirir.

      Sil
  15. Yaptığımız şeyin miktarını arttırarak çözüme ulaşmaya çalışmak ne beyhude bir çaba. Halbuki çözüm tam da zıttında gizli.
    Kaleminize sağlık🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hep eşlerin dilinde "sen de bi şey söylesene"
      Sen söylemişsin sonuç olmamış ben söyleyince neden olsun ki

      Sil
  16. Söylenmek, dırdır etmek çok yaygın bir hal insanlar arasında, özellikle son zamanlarda.. Çünkü anne babaların ya da herhangi birilerine yön verme sorumluluğunda olan insanların otoriteleri zayıfladı, güçlerini kaybettiler.... gücünü kaybeden insan için en kolay yapacağı şey anlık tepkiler vermek, oflayıp puflamak ve eleştirmek... strateji değiştirmek çok azımızın aklına geliyor oysa trafik çok sıkışıkken navigasyonun önerdiği diğer yola geçmeyi aklediyoruz mesela:)

    Umarım etrafımızda bize doğru tavsiyeler veren insanları daha çok dinler hale geliriz... Tabii yakın ilişkilerde duygusal anlamda daha güçlü olan yani duyguları çok aktifleşmeyen tarafı dinlemek pek işimize gelmez, ve bu kişilerin hepsi de Selami gibi sabırlı ve merhametli şekilde yaklaşmaz çünkü bıkmıştır dırdırdan...oysa ne kıymetli, egoyu kontrol edip ihtiyaca yönelmek...
    Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  17. Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki "Başarı kimsenin tek elinde değildir." Doğru stratejileri uygulayan her insan başarılı olur. Doğru stratejileri uygulamayan her insan olumsuz sonuçla karşılaştıkça hayatındaki olaylara "Komşunun oğluna bak ne güzel başardı" der ve geçer... Oysa komşunun oğlunu olumlu sonuçlarla karşılaştıran oluşturduğu doğru sebeplerdir...

    YanıtlaSil
  18. Yine stratejilerden stratejilere kosan , Bu hayatta insanin amacini hatırlatan bir yazı olmus ellerinize saglik..

    YanıtlaSil
  19. Erken yaşta sorumluluk almayı öğrenen çocuklar hayatları boyunca daha başarılı ve mutlu olan çocuklar. Sorumluluk vermediğimizde çocuk için iyi bir şey yaptığımızı düşünüyoruz ama pek de öyle olmuyor gibi… keşke neden sorumluluk vermediğimiz üzerine biraz düşünebilsek…

    YanıtlaSil
  20. her problemi çözecek bir strateji elbette var, sadece o konuda çok aktifleştiğimiz için biz göremiyoruz..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ