ÇİÇEK AÇMA ZAMANI


Meryem pencerenin kenarında oturmuş dışarıyı izlerken derin düşüncelere dalıp gitmişti. Son birkaç ayda nasıl da değişmişti hayatı. Geçen bir yıldan bugüne ne çok şey yaşamış ne çok yara almıştı. Evi değişmiş, eşyalar değişmiş hatta sokaklar değişmişti...

Artık annesi mutfakta değildi, annesinin evlerinin neşe katan sesi gitmişti. Ahh! şimdi burada olsaydı da eskiden yüksek sesle dinlediğim müziği duyunca “Meryem kızım mahalleyi uyandırma saatin mi geldi?” diye bana tatlı tatlı kızsaydı. Çocukluğumda bir keresinde güm diye bir sesle içeriye geldiğinde beni perde ile yerde sarmaş dolaş gördüğündeki şaşkınlık ifadesi gözümün önünden gitmiyor. “Annecim ben sadece perdeyle birazcık salıncak yapmak istemiştim.” Demiştim de kızmaya çalışırken, tebessümüne engel olamamıştı.

Şimdi ise ev sessizleşmiş, sokaklar sessizleşmişti. Akşamları işten gelen babası ve abisi yoktu. Topladığı harçlıklarla bakkala koşturacak kardeşi de göçmüştü bu diyardan.

 

En sevdikleri yoktu şimdi yanında. Şimdi kiminle zamanını geçirecekti.

Derin düşüncelere dalıp giden Meryem’in bir anda kış ayından çıkmış, bahara hazırlık yapan; kuru, kahverengi odunların tomurcuklarından çıkmaya hazırlanan çiçekleri çarptı gözüne ve bir anda çıktı daldığı derin düşüncelerden.


Ne tuhaf, bu ağaç kaç yıllıktı? Kaç kış geçirdi, ne fırtınalar, kasırgalar gördü ama hiçbir baharda açmaktan vazgeçmedi. Kurulu saat gibi geçirdiği kuru soğuğa, bombalara, savaşa rağmen baharla sözleşmişçesine açmıştı. O anda hayata o ağacın gözünden bakmaya başladı Meryem.

Evet ya hiçbir ağaç bu kış çok kar yağdı, çok çetin bir soğuktu diye bahara küsmedi, alınmadı. Kış, o ağacın bir parçası gibiydi adeta. Öyle bir uyumluydu ki hayatla ne zaman yaprak dökmesi gerektiyse döktü ve uyumlandı hemen mevsimiyle ve ne zaman çiçek açması gerektiyse de çiçek açıp bahara ahenk kattı.

Evet aslında bizim de kışlarımız, baharlarımız, ayazlarımız, fırtınalarımız olacaktı bu hayatta ve benim de dallarımın kurulduğu günler olacak ama çiçek açacağım zamanlar da olacaktı.

Sonra babasının onlara söylediği söz geldi aklına;

“Hayat bizim yere düşmemizle ilgilenmiyor aslında, düştükten sonra ayağa kalkmamızla ilgileniyor.” dedi kendi kendine Meryem…

Hemen bir cesaret ile ayağa kalktı ve kendi gibi sevdiklerini kaybetmiş Halid dedeye gitmeye karar verdi.

Zaman kalanlarla birlik olma, birleşme günüydü...

Çünkü; “Birleşmek insana güç katar.” demişti babası.

Artık yeni günü karşılamaya hazırdı...


&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

 "Meyveyi sonunda aldıysan ağaçtan, Dallara tutunurken...
Zorlansan ne fark eder, Zorlanmasan ne? Elin kanasa ve düşsen ağaçtan..
Şifanı veren yerde bekliyorsa, Ve seni yerden kaldıracak olan...
Canın acısa ne fark eder...
Acımasa ne?"

YAHYA HAMURCU 

&




Yorumlar

  1. Birleşmek insana güç katar… ne kadar snlamlı bir cümle💐

    YanıtlaSil
  2. Sanırım biz her şeye fazla anlam yüklüyoruz... Ama böyle olmamak da zor gibi...

    YanıtlaSil
  3. Hayatımızın kışı, ayazı elbetteki olacak. Fakat biz ne kadar hazırız iklim değişikliklerine. Sınavımızla uyumlanmak nasip olsun🤲

    YanıtlaSil
  4. İnsan ne kadar hızlı uyumlanırsa süreci de o kadar iyi yönetir aslında.. oysa bizler bir şeyler ters gittiğinde afallarız. Ya bir kenara çekiliriz ya hızımızı düşürürüz.. oysa hayat bizden yana ve artık bir üst levele geçme hakedişimiz varsa sınav sorularını bir tık zorlaştırır aslında.. ;)

    YanıtlaSil
  5. Savaşta dahi ümit kesmeden ayağa kalkmak. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Zaman birleşmek zamani

    YanıtlaSil
  7. Neler neler yaşanıyor ve geçiyor.. eğer kalkmasını bilebilirsek

    YanıtlaSil
  8. Mesele tekrar ayağa kalkabilmek tekrar başlayabilmek.. çözüm aslında ne kadar yakın:) kaleminize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  9. Hayat bu, insan düşer de kalkar da… yeter ki nasıl kalkacağını bil. Yeter ki kime tutunacağını bil. O hep orada çünkü. Her zaman olduğu gibi yine yanında. Dönüp bakmayı bilene. Kimin ipine sarılması gerektiğini bilene…

    YanıtlaSil
  10. Ümitsizliğe kapılmamak için o kadar çok sebep var ki ... Görebilene...

    YanıtlaSil
  11. İnsana öyle bir donanım verilmiş ki düştüğünde tekrar ayağa kalkabiliyor. İyi ki her şey geçici...

    YanıtlaSil
  12. Her düştüğümüzde daha güçlü kalkabilmeniz ümidi ile… iyi ki ve çok şükür her şey geçiyor…

    YanıtlaSil
  13. Hep ümitli olmak. Çok şükür ki her şeye gücü yeten, hep lehimizde olan bir RABB’imiz var.

    YanıtlaSil
  14. Mesele düşmek değil, yaşadıklarımız nötr... Düşmek de yükselmek de aslında nasıl tepki verdiğimizle ilgili bir sınav...

    YanıtlaSil
  15. Doğadan deneyim transferi☺️

    YanıtlaSil
  16. İnsan Rabbinin varlığını düşündüğünde bile yeniden kalkmaya güçleniyor

    YanıtlaSil
  17. Yeniden kalkan her insan, diğerine bir umut... Bizde başkalarına umut oluruz belki...

    YanıtlaSil
  18. Kalkmak için gereken güç askında içimizde var...

    YanıtlaSil
  19. Her düşüş daha güçlü bir kalkışın anahtarı aslında

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ