YOKLUKTA VARLIK


Steve dün geceden hazırlıklarını tamamlamıştı. O gece pek uyku tutmadı. Sabah gün aydınlanırken yola çıktı. Bir iş için Hebron şehrine gidecekti. Alışık olduğundan farklı bir coğrafyaya gittiği için biraz heyecanlıydı. Nelerle karşılaşacağını merak ediyordu. Daha önce orada bulunmamıştı. Sonunda şehre ulaştı ve ilk geçtiği gözlem noktasında gördüğü manzara karşısında tüyleri ürperdi. Hayal ettiğinden çok ama çok farklıydı.


Deneyimsel Öğreti Ve Bilinç


Gittiği yer bir gözlem noktasıydı ve duvarların üstünden şehri görebiliyordu. Önce eski Arap evlerinin yıkıntılarını gördü, yıkılmış bir sürü bina vardı. Önce orada kimsenin yaşamadığını düşündü ama dikkatle baktığında orada hala yaşayan birilerinin olduğunu anlayabiliyordu. O bölgede yaklaşık olarak yüz elli bin insan yaşadığını öğrendi. Şehrin hemen yakınında ise beş yüz kadar İsrail yerleşimcisi vardı. Etrafları ise askeri korumalarla doluydu. Bu askerler silahlıydı ve ellerinde dev makinalı tüfekler tutuyorlardı.

Steve gözlem noktasından ayrılıp, şehre giriş yaptı. Sokağa çıktığında şehri daha yakından incelemeye başladı. Tam binalara odaklandığı esnada ortalama beş, on yaşlarında birkaç çocuk gördü.

Çocuklar hızla Steve'in yanına koştular. Ayaklarında ayakkabıları yoktu. Ama tozlu yüzlerinde kocaman bir gülümseme vardı. Steve'e ellerindeki yiyeceklerden ikram ettiler.

Steve sokağa çıkar çıkmaz karşılaştığı şeye oldukça şaşırmıştı. O çocukların ayakkabıları yoktu, kıyafetleri yıpranmıştı, bazı yaraları vardı. Durumları pek de iyi görünmüyordu. Fakat bu çocukların işgal edilmiş bölgeden gelen Steve'i görünce, yaptıkları ilk şey; onun yanına koşarak hemen yemek ikram etmek olmuştu.


Deneyimsel Tasarım Öğretisi


Fazla söze gerek yoktu. Steve, eline tutturdukları küçük ekmek parçalarına baktı. Belli ki beyaz un bulup ekmek yapma imkanları yoktu. Fakat bu çocuklar çok cömertti. O imkansızlığın içindeki insanların bu cömertliği, tanıdığı diğer insanlardan çok farklıydı. Steve bu olanları düşünmeye başladı. Yanıldığı bir şeyler olduğunu anladı. Bu olay sandığının aksine aslında İslam’ın nasıl bir stili olduğunu göstermişti.

Hiç tanımadığı birine mecburiyeti yokken bir şeyler vermek, bir saniye bile düşünmeden vermek, hele de kendinde yok denecek kadar az iken verebilmek... Bu sahne Steve'e yaşamla ilgili gördüklerini yeniden düşünmesi gerektiğini fark ettirdi.

Sonra zihni kıyas yapmaya başladı ve gözünün önünden bir sürü olay geçti. Son lokmasını bölebilen bu çocuklarla, kahvesinin markasını değiştirmeye bile gerek görmeyen insanlar arasındaki uçurumu hissetti.

Gerçeğe gözünü yuman ve kulaklarını tıkayanların kalpleri sanki kaskatıydı. Birçoğu gerekmeyen yerde hassas, fakat gereken yerde bir o kadar duyarsızdı. Yokken verebilmek insanı zorlar. Bunu yapabilen mutlaka olumlu yönde karşılığını alacaktır. Steve düşüncelere dalmıştı, birden küçük çocuğun paçasından çekiştirmesi ile düşüncelerin arasından sıyrıldı. Tebessüm eden çocuklarla göz göze geldi. Çocuklar peşinden gelmesi için Steve'i çağırıyorlardı. Sonra çocukların elinden tuttu ve şehrin ara sokaklarında birlikte yürümeye başladılar...

Biz hangi yolda kimlerle yürümeyi tercih ettik?


 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

“Bu senin yaşamın…
Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor!”
Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor.
Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz.

YAHYA HAMURCU

&


&

Yorumlar

  1. Gerçekten zorluktaykwn ve açlık çektiğin şeye bu kadar ulaşman imkansız gibiyken bile veren olmak... İşte bu bambaşka bir şey...

    YanıtlaSil
  2. Doğru yolda, doğru yoldaşlarla olabilmek ne güzel.

    YanıtlaSil
  3. Belki de bazı inandığımız şeyler bizim sandığımız gibi değildir
    Bu farkındalık bile insanı nerelere ulaştırıyor

    YanıtlaSil
  4. Kendi ihtiyacınolmasına rağmen, ihtiyacın olan şeyi ve seve seve paylaşabilmek ❤️

    YanıtlaSil
  5. Yokken verebilmek sarp yokuştur..🤍
    Sen sarp yokuş nedir bilir misin..🥺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendisi açken, başka birini doyurmaktır🥲

      Sil
  6. Ne kadar güzel bir yazı. Cömert olmak çok olanı paylaşmak değil, elinde ne varsa onu paylaşmak çok güzel. öğreneceğimiz çok şey var...

    YanıtlaSil
  7. Bir başkasını gördüğüne mutlu olmak, hemen kendinden vermek…

    YanıtlaSil
  8. Gerçek cömertlik, azken verebilmek..

    YanıtlaSil
  9. “Birçoğu gerekmeyen yerde hassas, fakat gereken yerde bir o kadar duyarsızdı.” Bir cümle herşeyi tüm olup biteni özetlemiş adeta :(

    YanıtlaSil
  10. Herkesin baskıya tepki sahnesi farklı. Kimi savaşın ortasında bir kuru ekmeğe ihtiyaç duyarken, kimi herzaman içtiği kahvesinden vazgeçmesi gerekirken.
    Kimi büyük baskılarda büyük resimler veriyor, kimi vermesi gereken küçük tepkide kaybedip gidiyor…

    YanıtlaSil
  11. Orda yaşayan insanların yemek içmekten çok daha büyük açlıkları var. Bu açlık onlara marifet kazandırmış. Paylaşmayı öğretmiş, yaşından büyük davranışlar kazandırmış..Onlara bakıp çok şey öğrendik.. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Yoklukta en kıymetli olan şeylerden biri de insan ilgisi ve şefkati...beslenmek kadar kritik öneme sahip.

    YanıtlaSil
  13. İnsan doğru bir amaç için verdiğinde, vazgeçebildiğinde, cömert olabildiğinde, aslında verdiğinden daha fazlasını almadan o öyküden çıkma şansı yok. İstese de, istemese de ikramlanacak.
    Ver ki veremediğini gör.
    Muhakkaki hayat seni verdiğinden fazlasıyla ikramlayacak...♡

    YanıtlaSil
  14. Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor!
    Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor.
    Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz.

    Yazı o kadar güzel ama gözüm şu satırlarda takılı kaldı yine de...
    Bu onların hayatı ama beni de ilgilendiriyor...

    Kendi payımızda doğru tepki verebilenlerden olmak dileğiyle... 🤍

    YanıtlaSil
  15. Çok güzel🌼

    YanıtlaSil
  16. Gülümsemeleriyle kalpleri yumuşatan, zalimi kaygılandıran o koca yürekli çocuklar…
    Sevmeyi, umudu, cesareti, özgürlüğü ve daha birçoğunu bir bakışla dünyaya gösteriyorsunuz…
    Tabiki arkanızdayız, yol yoldaşlarla güzel :)

    YanıtlaSil
  17. Gerçeği görmek isteyene gerçekler gösteriliyor

    YanıtlaSil
  18. Kendi ihtiyacı varken başkasının ihtiyacını görebilmek....

    YanıtlaSil
  19. Elindeki ekmek kırıntılarını paylaşan çocuklarla, kahve markasını değiştiremeyen insanlar arasındaki fark..
    Elbette ikisinin de karşılığı aynı olmayacaktır..
    Ama,
    Keşke anlayabilseydi insanoğlu..
    Her bir küçük yapılanın gerçekte ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seren bir davranış..

    YanıtlaSil
  20. RABBİM bizleri doğru yolda, doğru yoldaşlarla bir araya getirsin inşAllah =)

    YanıtlaSil
  21. Çocuklar ah güzel çocuklar, yokluk içinde paylaşmayı seven çocuklar, içinde örnek alacağımız nice olaylar var kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  22. Birçoğu gerekmeyen yerde hassas, fakat gereken yerde bir o kadar duyarsızdı... Ne kadar üzücü bir durum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kısım benim de dikkatimi çekti, hakkaten modern insan uçlarda geziyor...ufak detayları abartıp oralarda kayboluyor, sorumluluk alanında olmayan bir yavru balinayı gündem yaptığı kadar binlerce çocuğun katledilmesini gündem yapmıyor...

      Sil
  23. Tutarsızlık insanı rahatsız eder. Özgürlükten, dünya barışından, insan haklarından bahsedenlerin kendi hayatlarında bir bardak suyu zor verdiklerini; tam tersine 3. dünya vatandaşı olarak itelenen insanların misafiri, yolcuyu kendinden çok düşündüğünü fark eden zihin de her şeyi yeniden düşünmeye başlar. Ona ömür boyu anlatılanların doğru olmayabileceğini net bir şekilde kendine sorduğu anlardır bunlar. Filistin bu yıl buna çok vesile oldu...

    YanıtlaSil
  24. Niyeti paylaşmak olana imkan gerekmiyor. Paylaşamayan insanin dünyalar kadar imkanı olsa da vazgeçemiyor. Ne kadar acı 🤍

    YanıtlaSil
  25. Ve insan böylece geleceğini inşa eder. Ne yaparsa karşılığını alır. İyiliğinin de kötülüğünün de duyarsızlığının da…

    YanıtlaSil
  26. Sen nereden bileceksin beledi... O ki açken açı doyurabilmek...

    YanıtlaSil
  27. kıtlıkta yapıp ettiğiyle insan bolluğunu dizayn eder; Filistin halkı yarınını çok güzel dizayn ediyor..

    YanıtlaSil
  28. "Son lokmasını bölebilen bu çocuklarla, kahvesinin markasını değiştirmeye bile gerek görmeyen insanlar arasındaki uçurumu hissetti." 6-1 dönemde kıyaslar o kadar açık ki bu fark zihnin çalışmasına fırsat.

    YanıtlaSil
  29. Hangi yolda kiminlesin, kimlerle hangi yoldasın...

    YanıtlaSil
  30. İnsanlar arasındaki o farkı hissetmek... Uzun süre bu cümlede kaldım

    YanıtlaSil
  31. Yokken veremeyen varlıkta da vermez diye bir cümle duymuştum :)

    YanıtlaSil
  32. İmkansızlığın içinde cömert olabilmek...

    YanıtlaSil
  33. Azken de verebilmek, elinde olanın kıymetini bilen gerçekten cömert kişilerin stilidir, karşılığında materyalist şehir insanının neredeyse hiç tatmadığı bir haz ve rahatlama hissi verilir ve daha neler neler...

    YanıtlaSil
  34. imkansızlığın verdiği o samimiyet... Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ