BİR RÜYAYA UYANMAK


Şiddetli bir gürültüyle uyandı. Kulakları sağır edecek bir sesti bu. Derin bir çınlama. Hala devam etmekte. Gözlerini açıyor ama bir şey fark etmiyordu. Kapkaranlık. Zifiri karanlık… O da ne? Bir ses daha… Havai fişek gibi uzaktan. Hayır! Yaklaşıyordu. Yer yerinden oynadı sanki. Ne oluyor deprem gibi ama değil…



Farklı farklı yerlerden gelen benzer sesler. Belli belirsiz çığlık sesleri duyulmaya başladı. Odasını tanımaya çalıştı. Doğru ya, odasında olmalıydı, yatağında doğruldu.

-Anne! diye bağırdı. Annesinin bağırdığını duydu.

-Sakin ol kızım geliyorum, kardeşini de almam gerek.

Hayır! Kardeşim daha 7 aylık. Şimdi nasılda korkmuştur. Kapıya yöneldi. Tam kulpa uzandı ki, yer ayağının altından çekildi. İçinden bir parça koptu da kapı kulpunda asılı kaldı sanki. Annesinin çığlığı oldu kulağındaki son ses. Kardeşim, annem, babam, yan binada oturan arkadaşı Ahmet, hava soğuk olduğu için apartmanın girişinde onlara ayrılmış kutuda uyuyan kedicikler… Ne olacaktı şimdi!

Yüzünden süzülen yaşların sıcaklığı yanaklarını yakıyordu. Gözlerinin kapalı olduğunu fark etti. Önce araladı gözlerini… Yavaşça ve ürkerek. Ne manzara ile karşılaşacağını bilmeden. Belli belirsiz tavanı fark etti. Yavaşça kafasını çevirdi, kapının kulpuna baktı. Oradaydı. Nasıl olur dedi. Sessiz geceye uyanmıştı. Her şey normal. Demek rüyaydı. Rüyasının etkisinden çıkması saatler aldı.

O an yüreği cız etti. Peki bunu gerçekten yaşayanlar?

Dünyanın başka yerlerinde, seslerini duymasak da onları görmesek de acılarını tam olarak hissetmesek de o kurşunlar bombalar bizim üzerime yağmıyor olsa da o soğukta tir tir titremiyor da olsak…

Daha sabah sıcacık bir evde uyanıp, kombiden gelen sıcak suyla yüzümüzü yıkadıktan sonra sıcacık çayımızı demleyip çeşit çeşit kahvaltılıklarımızı masaya çıkarıp bir de üzerine “bayat ekmek olur mu?” deyip kapımıza kadar taze ekmeğimizi sipariş etmiştik.

Evet bunların hiçbiri suç değil!

Gözümün önünde apaçık zulüm gören çocuklar, anneler, babalar olmasaydı suç değildi!

Bunlar sadece senaryodan ibaret olan bir filmi izleyip sonra oturup kahvaltımı yapıyor olsaydım suç değildi!

Ama benim izlediğim film değildi, gerçekti… Rüyam kadar gerçek… Uyanmak ise bir rüyaya uyanmak gibi ilginç… Gerçekten yaşananların verdiği his rüya gibi. Bir video izleyip geçince, başka bir komik videoda gülerken bulunca kendini, rüyaydı geçti demek istersin.

Ama bu bir gerçek…
Yaşanana gereken tepkiyi vermedikçe geçmeyecek… 

Nasıl oldu da düşünmedim bile, hayatıma devam ettim. Bir dakika kadar üzülüp yaşamaya nasıl devam edebildim?

Rüyamda görmeye dayanamıyorum ama birileri bu acıları, bizim hayal edemeyeceğimiz şekillerde yaşıyorlar….

Peki ne yapabiliriz? Ne yapabilirim diye düşündü Asude... Ve fark etti bunu ilk defa düşündüğünü…

Kalktı oradaki insanlar için gecenin karanlığında, sessizliğinde dua etti.



Ve saatlerce ağladı. Hayalinin korkuttuğunu yaşayanlara yardım diledi.

Bu rüya, bu uyarı olmasaydı bunu fark bile edemeyeceği gerçeğiyle yüzleşti… Af diledi… Çok yalvardı… Teşekkür etti… Hiç fark edemeyebilirdim dedi. Şükretti…

Duyguları biraz daha yatışıp bilinci açılınca ise düşündüğü tek bir şey vardı. Kalp doğru yerde üzülmeyi doğru yerde sevinmeyi öğreniyor. Kalbime doğru şeyleri öğretmem bu hayatı kalbimi iyileştirmek üzerine yaşamam gerek… Bu da iyiye yaklaşmak kötüden uzaklaşmakla olurdu ancak…

Basiti önemsemek…

Küçük, büyük demeden… O basit gelen hataların sonu bu duyarsızlık olduysa o basit hatalardan başlamalıydı düzeltmeye…

Bugün yapabileceğini küçümsemeden edilen bir dua ile…

 

 
&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

Her düşmüşün asıl sorusudur...
Peki nasıl değişirim, nasıl toparlanırım sorusu...
Bugün; yapabileceğin kadar küçük iyi işleri küçümseyip ertelemeyerek...
Bugün; yapamayacağın büyük işlerin hayalinde oyalanmayarak...

YAHYA HAMURCU

&


&












Yorumlar

  1. Kalplerimizin güzel olması dileğiyle...
    Kalpleri hasta olanın da kalpleri iyileşmesi dileğiyle....

    YanıtlaSil
  2. Bazı insanların hayalini kurmaya korktuğunu bazı insanlar yaşıyor.

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar gerçekçi bir yazı. İnsan okurken bile etkileniyor, yaşarken nasıl olsa gerek 😔

    YanıtlaSil
  4. Ne acı, izleyip bir şey yapmayanlar aslında acıyı yaşayanlardan daha acınası durumda...

    YanıtlaSil
  5. Çok üzücü 🥹 ama Allah’ın adalet sistemi tüm bu zulümden daha büyük…

    YanıtlaSil
  6. küçümsemeden, basitten başlamak ne kadar kıymetli.. hatırlattığınız için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  7. Kalbi iyileştirmek…

    YanıtlaSil
  8. Bir yerde birileri rahat ise bir yerde birileri de bir o kadar rahat değil demek ki... Evet bizler de rahat olduğumuz zamanlar rahat olamayanları hatırlayıp onlar için iyi dileklerde bulunmamız çok önemli. Yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. Ne acı bir durum ki bu bizler sadece izliyoruz. Hiç düşündük mü ya o insanların yerinde ben olsaydım diye? 🥹

    YanıtlaSil
  10. Gercektente ne önemli şey şu farkındalık. İnsanı insan yapan şey. Farketmeyince ise ne kadar normal yaptıklarımız. İnsanı insanlıktan çıkaran… :(

    YanıtlaSil
  11. Kalbimizin neye üzülüp neye sevineceği, neyden kaygı duyup korkacağı neye cesaret göstereceğini bilmesi…

    YanıtlaSil
  12. Elimizden geldiği kadarıyla acıları da paylaşmak, hissetmek, bu niyetle tüketimlerimizi sınırlandırmak... Çünkü o suya ulaşamayanlar, hasret kalanlar var. Musluğu hunharca açıp israf etmemek, Yemeği fazla yapıp kalanını ziyan etmemek vs... yapabileceğimiz çok şey var aslında hissederek, anlayarak... Ama önce düşünerek...

    YanıtlaSil
  13. Bunu fark edip düşünmek, bu konuya zaman ve bilinç ayırmak aslında adım atmaya başlamaktı... Düşündürdüğünüz için teşekkür ederim🌺

    YanıtlaSil
  14. İnsan gerçek değilmiş gibi davranınca zamanla zulüm yok olacak sanıyor
    Nasıl yanılgı

    YanıtlaSil
  15. Çok hüzel bir farkındalık. Çok içten temas eden bir yazı. Ellerinize sağlık💕

    YanıtlaSil
  16. Rüyalardan uyanmak... Emeğinize sağlık🌹

    YanıtlaSil
  17. Fark etmek çok önemli değil mi? Çok düşünmek iyi değil derler neden? insanı insan yapan şeydir düşünmek. Nereye kadar düşünmeyebilirsin? Gerçekler öyle ya da böyle karşına çıkar. İnsanı bunun öncesinden görmesi çok önemli.

    YanıtlaSil
  18. Herkesin elinden gelen bir şey vardır... Yeter ki bilincini oraya versin.... Ben böyle bir durumda olsam diğer insanlardan ne beklerdimin cevabını bugünden verebiliriz. Az yiyebilir, az uyuyabilir, az gülebilir, az konuşabiliriz. Sadece ihtiyacımız kadar alışveriş yapabiliriz. Ve çok ama çok dua edebiliriz. Başımıza gelmeden başımıza gelmiş gibi tepki verebiliriz. İnşAllah tabii....

    YanıtlaSil
  19. Azı küçümsemiyor olmak...

    YanıtlaSil
  20. Güner Tozkoparan8 Nisan 2024 09:41

    Katılaştırdığımız kalplerimizi tekrar doğru şeylere tepki verecek hassasiyete gelmesini diliyorum tüm insanlık için.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ