UFAK BİR GÜLÜMSEME


Zerrin sabah kalktığında eşi Orhan gitmişti bile. Kendi de hazırlanıp yola çıktı. Sanki evde iki yabancı gibiydiler. Bazen birbirlerini görmedikleri bile oluyordu… Bu sabah ilk defa bu durum ona bir garip geldi. “Orhan için varlığımla yokluğum bir gibi sanki” diye düşündü. Aslında bu durum kendi için de geçerliydi. 

Sahi neden biz böyle olduk?  İş hayatı, yorucu trafik, hayat pahalılığı… Bunlar mıydı sebep acaba?

Arabayla dalgın dalgın kırmızı ışıkta dururken telefonu çaldı, arayan annesiydi. Sesinde bir gariplik hissetmişti. Yarı ağlayarak babasıyla küstüklerini söyledi. Babası ve annesi 45 yıllık evli, sakin, tatlı iki ihtiyar olmuşlardı. Şaşırmıştı Zerrin, küsmek mi! Hem de annemle babam… Gülümsemesini gizleyemedi ama bir yandan da çok merak etmişti. Çok iyi anlaşan huzurlu çift anne ve babası. Hiç küsme lafı duymamıştı ağızlarından. Hemen yanlarına gidip hem hayır dualarını almak ve hem de olduğunu da öğrenmek istedi Zerrin.

 


İşten izin istedi ve annesine doğru yol aldı. Kapıyı annesi açtı sevincinden ne yapacağını şaşırmıştı. Kucaklaşmalar, ikramlar derken annesi sonunda Zerrin’i odaya çekip başladı konuşmaya. Hatice Teyze 45 yıllık evliliklerinde ilk defa bu kadar kırıldığını söylüyordu. 

- Bana ağır kelimeler etti “Sen bilmezsin dedi” diye ekledi. Neyi bilmezmişim iki çocuk büyüttüm ben, diye de ekledi. 

Belli ki çok kırılmıştı. Zerrin biraz sonra yan odadaki babasının yanına geçti bu sefer. Ahmet Amca gözünün ucunda yaş gözlüğünü çıkardı, kızına tekrar sarıldı. 

- Hatice'mi kırdım ben, diye söze başladı; hatasının farkındaydı.

- Ne oldu bana bilmiyorum yaşlandıkça dilimden bazen istemeden kırıcı şeyler çıkıyor, diye ekledi. Hatice'm bana gülmedi bu sabah diye de ekledi. 

Hatice Teyze yıllarca eve gelen eşine güler yüzle karşılar, terliğini verirdi. Güzel kahvesini yapar, gazetesini önüne koyardı. Ahmet Amca Hatice’sinin sevdiği meyveyi alıp ona eliyle yedirmeyi çok severdi. Çok konuşma olmazdı aralarında ama birbirlerine adeta sessiz dilleri olmuştu. Akşam çay içince belli saatte uyuyamadığını bilen Hatice Teyze misafirlikte bir çay içtikten sonra varsa ıhlamur verirdi mesela Ahmet Amca’ya. Ahmet Amca dizleri ağrıyan Hatice Teyze’nin işlerinde yardım ederdi ona. Şimdi bir güler yüzüne mahrum kalmak nasıl da üzmüştü onu.

Zerrin derin derin sabahki hallerini düşündü, üzülmüştü evliliğine. Geçmişte anne babasının ilişkisini düşündü.

Annesi, ayın son günleri hesap kitap işleriyle uğraşan babasının işten gelince başının ağrıdığını yüzünden anlardı. Hafifçe bizi yanına çağırır babasının biraz yalnız kalmasına müsaade eder, sonrada yanına gönderirdi. En güzel yemekleri yapan annesi yorgun olduğunda da babacığı mutfağa girer evde ne varsa yemek yapardı, sofralar hazırlardı. Sen, ben yoktu biz olmuşlardı. Benim isteklerim yoktu, ihtiyacı en doğru zamanda gidermek vardı. 

Babasına, gel annemi çağıralım bir özür dile deyince hemen kabul etti. Özür diledi güzel sözlerle… 

- Yaşlandım ben Hatice’m, diye de ekledi ardından. 

Annem sadece aksakallarına dokundu babamın. 

- Olur mu öyle şey sen hala genç delikanlısın, dedi. Beraberce gülüştüler. 

 


Gerçekten birbirlerini sevmenin resmiydi bu. İnsan doğru ihtiyacı karşıladığında o muhabbet gelişiyor demek ki. Öyle ki ufacık bir gülümsemeden bile mahrum kalmak istemiyordu. 

Ama günümüzde “Niye yapayım ki o bana yapsın, bana onu nasıl söyler” gibi cümleler evliliklerde çok kullanılıyordu. İnsan gerçekten ihtiyaç karşıladığı zaman onunda ihtiyacı karşılanıyordu. En büyük problem buydu. Gerçek ihtiyacı algılayamamak… 

Eski evliliklerin sırrı da burada gizliydi.

Gerçekten ihtiyaç karşılamayı denedik mi? Ya da güzel bir gülümsemeyi. Öyle bir gülümseme ki yokluğunda hiçbir şeyin yerini dolduramayacağı o ufacık gülümsemeyi…

Baba evinden çıktığında zihninde bir sürü şey belirmişti. Hep karşı taraftan beklemeyip, bir adım atarak bir şeylerin değişebileceği fikri ona iyi gelmişti. Bir gülümsemeyle başlayabilirdi mesela…



&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"Her düşmüşün asıl sorusudur... 
Peki nasıl değişirim, nasıl toparlanırım sorusu…
Bugün; yapabileceğin kadar küçük iyi işleri küçümseyip ertelemeyerek…
Bugün; yapamayacağın büyük işlerin hayalinde oyalanmayarak..."

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ



Yorumlar

  1. Belki ilk başta yapmacık olacak, biraz kendini zorlayacak ama ilk pozitif adımı atan, ilk ihtiyaç gideren bieçok şeyi değiştirme hakkı kazanır diye düşünüyorum. Sahte bir gurura kapılmamak lazım, özellikle evli çiftler, ilk evlendiklerinde ne kadar beğeniyorlardı birbirlerini, bu kadar ne değişmiş olabilir ki demek lazım belki de.. biraz özensizlik, alışkanlığın hoyratlığı biraz taviz, biraz ilgi-emek dengesizliği vb...

    Ve evet, gülümseme çok iyi başlangıç:))

    YanıtlaSil
  2. Küçücük şeyler insanı kırdığı gibi küçücük şeylerde mutlu ediyor, yeter ki samimi olsun.
    Özür dilemek bile bir bedel istiyor.

    YanıtlaSil
  3. Gerçekten ihtiyaç gidermeyi çoğumuz denemedik..
    Çünkü insan kendinden yanadır... Bulunduğu yerde İhtiyaç giderenlerden olmak dileğiyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet.. ve insan gurur yapıp uzak uzak durduğunda kendinden yana sanıyor kendini oysa duygu yoğunluğuyla karşı tarafa bir ders vermiş bile olmuyorsun, sadece kendini daha fazla biliyorsun sevdiğin kişiye karşı.. illa ki mesafe koymamız gereken davranışlar görürüz ama öfke, kızgınlık, intikam gibi duygular içindeyken bunu yapmamak lazım sanırım.. sakin kafayla, hakkaten o davranışı düzeltmesi ve öğrenmesi için ona fırsat vermek olarak yapmalı.. düzelme ve gerçek pişmanlık emaresi görünce de yapıştırcan gülümsemeyi:) umarım becerebiliriz:)

      Sil
  4. Kaleminize sağlık,

    İçimizi ısıtan bir yazı oldu..🌺
    Ne güzel, ne çok örnek alınası bir çift.. gerçekten insanlar şu dönemde o kadar tahammülsüzleşmiş ve sürekli karşıdan bekler olmuş ki.. problemleri çözmek yerine içinde oturmayı daha cazip bulur olmuş.. peki oturduğumuz yerden ne kadar doğru bir çözüm bulabiliriz problemlerimize.. :)

    YanıtlaSil
  5. Evlilikte beklenti önemli... İnsan karşıdakinden neyi beklemeli... Ya da kendisi gerçekten karşıdakinin beklentisini ne kadar karşılıyor? Tam buradaki denge sanırım mutlu bir evliliğe giden yol...

    YanıtlaSil
  6. Öyküyü içselleştirip gözü dolan tek kişi değilimdir heralde 🥲
    Ne güzel bir birliktelik..
    Gerçek ilişkiler yaşamak nasip olsun.. Amin.

    YanıtlaSil
  7. Hayatımızdaki problemleri daha iyi görüp çözebilmemiz için her olay bir mesaj veriyor bize...

    YanıtlaSil
  8. Ufak şeyleri ne kadar da küçümsüyor ve görmezden geliyoruz.

    YanıtlaSil
  9. Adsız
    Bir gülümseme ile başlamak

    YanıtlaSil
  10. Birlikte ama yalnız, iki yabancı...

    YanıtlaSil
  11. Biz olabilmek.. duasıyla
    Kaleminize sağlık sıcacık bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  12. Sen ben’den çıkıp biz olduktan sonra nasıl da iyi bir ilişki çıkıyor ortaya 🌼

    YanıtlaSil
  13. Şimdiki evliliklerin problemlerinden birisi ihtiyaç duymamak. Çalışan hanım erkeğe o kadar da ihtiyacı yokmuş gibi hissediyor.

    YanıtlaSil
  14. Kendi derdine düştükçe insan farkedemedi karşısındakinin ihtiyacını..

    YanıtlaSil
  15. Tebessüm, sen ne güzel şeysin :)

    YanıtlaSil
  16. Hata yapmak çok insani bir durum ama hata yaptığını anlamak kabul etmek ve düzeltmek için adım atmak
    İşte bu birçok insanın yapamadığı kısım
    Bunu yapan acayip bir şey başardı diyebiliriz bence :)

    YanıtlaSil
  17. Samimi olmak ve bir kalbe dokunmak... Kalbe ine bildiğinde inanıyor ve hissediyor insan. İlişkide de en önemlisi bu sanırım...

    YanıtlaSil
  18. Okurken istemsizce benimle yaşlılığım böyle olur mu acaba ? Diye düşünen tek kişi değilimdir inşallah 🙈🥹

    YanıtlaSil
  19. Gerçek ihtiyacı algılamak ilişkilerin kilit noktasıydı.

    YanıtlaSil
  20. Tebessüm ne güzel bir başlangıç, o ki kapıları açan..

    YanıtlaSil
  21. Bir gülümsemeyle başlamak… Ne kadar da basit aslında diyeceğimiz ama sürekliliği ne kadar da zor.

    Teşekkür ederim ☺️

    YanıtlaSil
  22. Başkalarının hayatından olumlu olumuz olaylar hakında deneyim tranferini bilinçli şekilde yapmak oldukça iyi geliyor insan.)

    YanıtlaSil
  23. 🥰 ne güzel bir yazı
    Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ