NE UMDUM NE BULDUM?
Yağmur’un şiddeti, damlaların cama vuruşundan belliydi. Eline kahvesini alıp pencereye yöneldi. O gün, Zeynep ve Murat’ın evliliklerinin üçüncü yıl dönümüydü. Zeynep özel günleri çok önemserdi, o gün de onun için önemliydi. Eşinin kendisi için ne yapacağını düşünürken bir yandan da kahvesini yudumluyordu.
Akan damlaların sesine dalmıştı ki o sırada çalan telefon ile irkildi, kahvesini masaya koydu ve heyecanla telefona koştu.
“Alo! Zeynep?”
“Efendim Aslı.”
“Bu akşam dinlemeyi çok istediğin yazarın söyleşisi var. Arkadaşlarla gidelim diyoruz, gelir misin?”
Zeynep uzun zamandır bu haberi bekliyordu. Böyle etkinliklerde ona iyi geliyordu. Bu geceye denk gelmesine üzüldü.
“Gelmeyi çok isterdim Aslı ama bugün bizim evlilik yıldönümümüz. Murat’la planımız var akşam için” dedi ve telefonu kapattı. Telefonu kapatırken bir yandan da içinden Murat’a söyleniyordu.
Kahvesini alıp tekrar pencereye doğru yöneldi. Evlenmeden önce böyle günleri bambaşka hayal ederdi. Her şey ilk günkü tazeliğinde devam eder zannediyordu. Daha evlenmeden kurmuştu kafasında neyin nasıl olacağını. Mükemmeliyetçi yapısı bunları düşünmeye zorlamıştı Zeynep’i. Fakat ilk sene dışında hiçbir şey planladığı gibi gitmemişti. Bu durumu biraz kafasına takıyordu... Yıllardır mutluluğu evliliğe bağlamıştı şimdi evliydi ama aradığı mutluluk bu değildi. Buna engel olan şeyin ise eşi olduğunu düşünüyordu.
Hatta evlenmeden önce daha mutlu olduğunu bile düşünmeye başlamıştı. Arkadaşlarıyla yaşadığı gençlik anıları, konserler, söyleşiler geldi aklına. Bu üç sene içinde olanlara hayret ediyordu. Resmen evinin hanımı olmuştu. “Vay be, bu günleri de mi görecektim?” diye mırıldandı kendi kendine.
Artık tek başına konuşmaya başladığı sırada tekrar telefonu çaldı. Bu sefer beklediği arama gerçekleşmişti ve arayan eşiydi. Kalbi hızlı atmaya başladı hemen telefonu açtı.
“Alo! Hayatım?”
“Nasılsın karıcığım? Nasıl geçti günün? Bak sana ne diyeceğim. Bugün seni çok istediğin bir yere götüreceğim. Bayılacaksın! Hazırlan akşam sekiz gibi çıkarız.”
Sonunda Zeynep’in beklediği cümleler dökülmüştü Murat’ın ağzından. Zeynep ne istediğini bile unutmuştu heyecandan.
“Tamam canım.” diyebildi sadece.
O esnada hayalleri kurmaya başlamıştı. Hatta, Cuma akşamı olduğu için “Hafta sonu bir tatil kaçamağı olabilir mi, bir bavul mu hazırlasam acaba?” diye bile düşündü. Neyse ki daha sonra vazgeçti.
Sonunda akşam oldu ve Zeynep hazırlanıp aşağıya indi. Murat onu arabada bekliyordu. 10 dakika sonra gidecekleri yere vardılar. Zeynep heyecanla arabadan indi… Karşısında, iki hafta önce açılan ve “Bir gün buraya gelelim” diye aralarında konuştukları kebapçıyı görünce başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. Hayır, şu an sinirlenerek bu güzel anı bozmayacaktı. “Belki içeride güzel bir sürpriz vardır” diye içinden geçirdi ve sakinleşmeye çalıştı. İçeri girdiklerinde garson onları büyük bir masaya doğru yöneltti. Bir de ne görsün! Murat’ın ailesi… Zeynep’i ve Murat’ı bekliyorlardı. Murat özel günlerin aileyle birlikte geçirilmesi gerektiğini düşünürdü… Tamam da yani bugün sadece ikisinin özel günüydü… Murat’ın bunu yaptığına inanamadı…
Zeynep bir yandan evlilikle ilgili hayal ettiği hayatı düşünürken bir yandan da yaşadıklarına baktı... “Ne umdum ne buldum?” dedi kendi kendine? Aslında evliliğinde huzursuzluk olmasını da istemiyordu fakat Zeynep’in beklentileri ilişkisinde huzursuzluklar meydana getirmeye başlamıştı bile...
Her genç kız evlilikten önce hayaller kurar, beklentilere girebilir. Hatta mutluluğun sadece evlilikle olabileceğini düşünebilir. Oysaki mutluluk “Ne beklerken ne ile karşılaştım”la ilgili bir şeydi... Beklediğimizle karşılaşmadığımızda mutluluk yerini hayal kırıklığına bırakır çoğunlukla.
İnsanoğlu detaylara girmeksizin her şeyin tastamam olacağını düşünür. Kurulan hayallerin eksiksiz gerçekleşmesini ister. Beklentilerle dolu evliliğimizin beklediğimiz gibi yürümesini, her gün havanın güzel olmasını, trafik olmamasını ve her başvurduğumuz işe kabul olunmamızı isteriz. Beklentilerimiz gerçekleşmediğinde ise büyük hayal kırıklıkları yaşarız.
Oysaki insan kontrolünde olmayan şeylerin sonucunu değiştirmiyor. Ancak istediği şey için gerekli sebeplerle ilgilenebilir. Yani isteklerin gerçekleşmesi ve gerçek mutluluğu yakalamak beklentiyi doğru yere koymakla ilgiliydi. Beklentilerimiz birilerinin yapacağı şeylere bağlı ise mutlu olmak çok da kolay olmayacak demekti…
Peki biz hayatımızda neyi kimden bekliyoruz? Beklentilerimiz kendimizden mi yoksa hep başkalarından mı bir şey bekliyoruz?
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
Beklentiyi azaltıp mutlu olmak en büyük konfor ☺️
YanıtlaSilEn yakinimizdaki kisi bizim onemsedigimiz seyleri ayni miktarda onemsesin istiyoruz, bizim memnun olacagimiz seylerin hepsini onceden ongorsun ve ona gore seferber olsun, zihnimizi okusun، "dusunceli olsun" istiyoruz... bu beklenti insani cok gucsuzlestiren bir sey ayni zamanda itici yapan...
YanıtlaSilUmduğunu bulamamanın acısı çok büyüktür. Bunu yaşamaya ne gerek var, umma da bulduğuna üzülme de. Çok güzel ellerinize sağlık.
YanıtlaSilFarkındalık oluşturmak adına güzel bir yazı. Zira insan hem evliliğinden, hem eşinden, ya da neyse o istediği şey, hayallerindeki mutluluğu bekler. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilBeklentilerimizle mutluluk arasında nasıl bir bağlantı var… kimden ne beklediğimizi dizayn etmemiz önemli.
YanıtlaSilDoğru tespit.
YanıtlaSil"Bir de ne görsün! Murat’ın ailesi…" kısmında sesli güldüm :)
YanıtlaSil:)
SilSu gibi akan bir yazı olmuş kaleminize sağlık🌻
YanıtlaSilYaa beklenti nasıl kurutan, solduran, mutsuz eden bir şeyy…
Hayaller hayatlar dedikleri bu olsa gerek :)) Zeynep beklentilerini yönetebilmeye başlasa mutlu olacak gibi sanki
YanıtlaSilAh bu beklentiler..
YanıtlaSilBaşkasından bekleyeceğimize kendimiz hareket etsek aslında çok daha kolay ve keyifli.
Ancak ne yazık ki insanoğlu mutluluğu çoğu zaman başka yerde zannetti ve yanıldı..
Zeynep gibi o kadar insan var ki..
“Ben şöyle düşündüm, öyle tahmin ettim, şunu yapar zannettim..”
Beklentilerimizi doğru yönetebilmek umuduyla.. 🌼
Ahh beklentiler.
YanıtlaSilEskiden hep başkaları şöyle yapmadığı için böyle oluyor diye dışarıyı suçlayan ben artık beklentiye girmemeye başladım. İnsan başkalarına müdahale edemiyor ama kendi kısmını iyileştirdiğinde çözüme ulaşabiliyor. Bana bunu hatırlatan bir yazı oldu kaleminize sağlık...
YanıtlaSilNe diyoruz; minimum beklenti, maksimum mutluluk 😄
YanıtlaSilBeklentilerimiz yüzünden bazen iyi sayılabilecek sonuçlarda bile mutsuz olabiliyoruz gerçekten
YanıtlaSilKaleminize sağlık anlamlı yazı olmuş.
YanıtlaSilUmutlarım söndü deriz ya aslında amacımız güçlü değilmiş bizim. Her an umutla dolu olabileceğimiz o amacı bulabiliriz umarım..
YanıtlaSilBir üst aşama, ben havanın güneşli olmasını bekliyordum. Neden kapalı?
YanıtlaSilAh beklentiler... İşlerin hep istediğimiz gibi olması yönündeki isteğimizden vazgeçmedikçe mutlu olamayacağız sanırım
YanıtlaSilİnsan mutluluğun sırrının bekletileri azaltmak olduğuna bi iman edebilse..
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌸
Bazen bir bakmışız ki mutsuzluğumuzun sebebi beklentiler oluvermiş…
YanıtlaSilİllaki bizim istediğimiz gibi olmalı... Sanırım tam da bundan mutsuz oluyoruz
YanıtlaSilBeklenti düşerse mutluluk maksimum da olur
YanıtlaSilDeğişmeyen bir gerçek var ki insan evlendiğinde mutlu olmaz, zaten mutludur evliliği ile o mutluluğu artar.
YanıtlaSil