KİM YAPSIN?

 



İş yerinde uzun zamandır beraber çalıştıkları Mustafa heyecanlı bir şekilde odaya girdi.

‘’Heyy millet! Bu yıl bayram tatili dokuz güne bağlanmış, nereye gideceksiniz? ‘’diye sordu. Ofiste bir anda sesler yükselmeye başladı.

-Çok iyi oldu, yıllık izinin yanına ekstra tatil geldi.

Serkan haberi öncesinde biliyormuş gibi hazırlıklı girdi konuya;

- Baktım da turizm acenteleri çok güzel paketler hazırlamış. Hem yurtiçi hem yurtdışı turlar var. Kültür, doğa turları… hatta taksit ile ödeme kolaylığı da yapıyorlar. Bu fırsatı değerlendirmek gerekiyor ya!
Deneyimsel Öğreti Ve Bilinç

Yerinden kalkan Yavuz da;

- Ben bu sene memlekete gitmek istiyorum. Kaç senedir gitmedim. Bayramda orada olmak iyi gelecek bana.

Hülya’da oturduğu yerden sohbete dahil oldu;

-Biz bu sene bayram tatili uzun olursa Balkan turu yapalım diye konuştuk. Havalarda çok sıcak değil şimdi tam da zamanı. Tur fiyatları biraz yüksek ama ödemeler on iki taksitle, daha ne olsun? Her zaman denk gelmiyor böylesi, imkanlarımızı biraz zorlayacağız.

Nazende de;

- Bizim çocuk küçük, bu sene bayramda ailelerle birlikte vakit geçiririz dedik eşimle. Onlar torun severler, biz de biraz dinleniriz.

Hülya;

-Arkadaşlar eğer yola arabayla çıkacaklar varsa içimizde erken saatte çıkın da trafiğe kalmayın, izni yollarda yemeyin!

Ofiste, tatile diğerleri kadar hevesli olmayan Vedat, sohbeti frenledi ve;

- Bir oturun oturduğunuz yerde, tatil kelimesini duydunuz mu hemen bir yolculuk planı yapıyorsunuz, böyle birikim yapılmaz arkadaşlar geleceği de düşünmek lazım… Şimdi çalışıp biriktireceğiz ki ileride de rahat edelim.

Her kafadan bir ses çıkıyordu. Arkadaşlarının sohbetlerini dinleyen Eylül birden düşüncelere dalmıştı. Daha dün öğlen molasında, yemek fiyatlarının ne kadar abartılı olduğunu konuşuyorlardı. Bir tek yemek olsa iyi, ihtiyaç olan çoğu şey öyleydi. Gıda, giyim, ulaşım fiyatları aldı başını gidiyor artık para yetmiyordu. İnsanoğlu parasızlıktan şikâyet ederken tatil işin içine girince bütçeler bir an unutulabiliyordu.

Eylül’ün çalıştığı iş yerinde hemen hemen her gün güncel şeyler konuşuluyor, o yüzden de gündem çok hızlı değişiyordu. Sohbetlerin bazılarında Eylül’ün içine sinmeyen bir şeyler oluyordu.


Deneyimsel Öğreti Ve Bilinç


Her bayram öncesi ‘’Ahhh ah! Nerde o eski bayramların tadı’’ ile başlayan cümlelerle konuya giriyorlardı. Eski bayramları, çoluk çocuk hep birlikte yapılan bayram ziyaretlerini unutamayanlar vardı. Çocukluk yıllarında geçirdikleri bayramların güzelliğini ve ne kadar özlediklerini konuşuyorlardı.

İnsan için bazı değerler normale dönebiliyordu. Geçmişteki olaylara bakışları, o andaki isteklerine göre değişiyordu. Eylül’ün anlamakta zorlandığı yer de burasıydı.

“Nerede o eski bayramlar” diye yakınırken insan, isteğimize denk gelen yerlerde ‘’Bu fırsat her zaman denk gelmiyor ki!’’ diyerek işin içinden nasıl da çıkmaya çalışıyordu. Peki bu durumda eski bayramları kim veya kimler yaşatacak?

Başkasının yaptığı şeyi eleştirirken kendisinin de benzer bir şeyi yaşayabileceğini düşünemiyordu insanoğlu? Peki neden bu konuya bilinç vermiyordu?

Belki de düşünmemiz gereken kendi payımıza ne düştüğü idi…

O yapılması gerekenleri kim yapsın, insan ilk nereden başlasın, o eski bayramlar nasıl yaşatılsın?


 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

“Bu senin yaşamın…
Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor.
Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz.
Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor!”

YAHYA HAMURCU

&


&


Yorumlar

  1. İnsan istekleri doğrultusunda yaşadığında gündeme göre tepki verir oluyor. Ne kadar acı... Bir o kadar da gerçek.

    YanıtlaSil
  2. İnsan elbette güncel bir varlık, güncelin içinde yaşıyoruz ama sanırım bu güncellik bizi bazen amacımızdan şaştırıyor... O yüzden her an yaşam amacımızı kendimize hatırlatmaya ihtiyacımız var... İşte o zaman güncellerimiz de daha anlamlı olabiliyor, bayramlarımız da, sohbetlerimiz de...

    YanıtlaSil
  3. Çok doğru, o eski bayramları hem özleyip hem de o şekilde yaşamak istemeyen, tatil bayramı yapan yine bizleriz, e nasıl olcak peki eski bayramları yaşamak.. Kaleminize sağlık, düşündüren bir yazı olmuş...

    YanıtlaSil
  4. Güzel farkındalık uyandıran düşündüren bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. Payına düşene razı olmak, kimsenin istemediği işi sahiplenmek... Ne kadar bonuslu konular🥰

    YanıtlaSil
  6. Bir guzellik sadece tatli bir nostaljiye donustuyse artik cogu kimse o konuyla ilgili bedel odemek, zorluga girmek istemiyor demektir. Eskisi gibi olmayan bayram bile samimi bir sekilde tekrar oyle olsunu istemekten ziyade, hosumuza gitmedigi icin şikayet ettigimiz cerezlik konulardan birine dönüşüyor. Herseyden sikayet etmeye alismis gunumuz insani eminim o bayrama ikame olarak kactiklari tatilden de bir dolu sikayetle donecektir. Tatilin anlik zevki gecip de aylarca odenen taksitler can yakmaya baslayinca, hatta cok daha onceden, otelden deniz suyundan, cocuklarin mizmizindan, sivrisinekten dert yanarak ofise dönerler ve bu döngu boyle devam eder gider... oysa cok ufak bir soru bu donguyu kiracakti belki, benim yasadigimin benzerini bu bayram cocuguma nasil yasatabilirim..

    Harika yazi, elinize saglik!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı virüs gibi yayılıyor gerçekten. Sadece birinin şikayeti herkesin hemfikir olmasına götürüyor işi. Belki de sadece farklı bakış açısı oluşturmak ya da ben ne yapabilirime bakabilmek...

      Sil
  7. Tutarsızlıklar zamanı maalesef :(

    YanıtlaSil
  8. Çocukları sevindirmek geliyor aklıma kendi çocukluğumu düşünüp… maddi manevi onlar için hazırlık yapabiliriz ne güzel olur. Hele bir de yetimse…
    Bayramlar bizim için neşe kaynağıydı kavuşmaktı.

    YanıtlaSil
  9. Bunu sevdirerek başarabiliriz sanırım :) o da ailede daha çocuklarımızda başlıyor...

    YanıtlaSil
  10. Bu ara "ah nerede o eski bayramlar" cümlesine ne kadar rastlamışızdır. Özellikle bayram gezmelerinin yerini tatilin aldığını fark eden, ziyaret edilmeyen büyüklerimiz tarafından. Buna sebep olan şeye bilinç verip düşünmekse hiç kolay değilmiş...

    YanıtlaSil
  11. İnsan eskiyi arıyor, o vakit değerlerimize sahip çıkmamız onu yeni nesillerimize sevdirecek boyutta yaşatarak aktarmamız gerekiyor:) elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  12. “Bu bayram kaç el öptün” ile “bu bayram elini kaç kişi öptü” arasında ki ince çizgi…

    YanıtlaSil
  13. Biz bugün bayramlarda hemen tatile çıkalım diyorsak, yarın bizim çocuklarımız da aynısıjı modelleyecek. Dolayısıyla niyetlerimiz aleyhimize olmamalı..emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  14. İnsanoğlu dün ne ektiyse bugün onu biçecek. Çocuğumun bugün yaşadığı bayramı, yarın torunlarımın bayramı olacak... O yüzden seçimleri dikkatle yapmak gerekir. ))

    YanıtlaSil
  15. Kapı kapı dolaşıp şeker toplamayı, para verenleri kahkaha ile ödüllendirmeyi, sabahtan akşama kadar kuzen komşu arkadaşlarla zaman geçirmeyi öğretmeliyiz. Bunu yaşamalılar gerçekten. Zillere basıp kaçmasalar da olur tamam o eksik kalabilir 🤓

    YanıtlaSil
  16. İnsanın problemlerine de bakışı bu oluyor genellikle
    Şikayet ediyor ama kendi sebeplerini değiştirmiyor

    YanıtlaSil
  17. Şikayette çok ustalaşmışız 🤍
    Sebeplerimizi değiştirmeden sonuçlar değişsin istiyoruz 🌱

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz gibi gün geçtikçe her şeyden şikayetçi oluyoruz Allah yardım etsin

      Sil
  18. öykünün kahramanı insanoğluyken sonuçlardan memnun olmayınca hiç de kahraman değilmiş gibi davranması...

    YanıtlaSil
  19. Herkesin kendi payına sahip çıkması ne kadar da kıymetli

    YanıtlaSil
  20. O Bayramları kim yapsın gerçekten? Neden insanoğlu nun istekleri yön değiştirdi? Herşey çok hızlı akarken, insan, asıl zaman ayırması gerekenlere zaman ayıramaz mı oldu?

    YanıtlaSil
  21. Payına razı olan bilincte olabilmeyi nasip etsin Allah cümlemize

    YanıtlaSil
  22. İnsan her zaman önce kendinden başlamalı . Zaten herkes kendini değiştirirse toplumda da değişim olur. Peki ne yapmalıyız ? Sebepleri değiştirmeliyiz . Eğer sebepleri değiştirmeden sonuçların değişmesini istemek ders çalışmadan sınav kazanmayı istemek kadar saçma olur. Allah şikayetlerimizi azaltsın , sonuç odaklı değil sebep odaklı olabilmeyi nasip etsin🤲🤲🤲

    YanıtlaSil
  23. İnsan istekleri söz konusu olduğunda şikayet ettikleri perdeleniyor. Genelde başkası suçlu oluyor. Mesele önce kendimizden ve isteklerimizden başlayabilmekte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan kendi değişsin istemiyor, sihirli bir değnek olsa ve herkes değişse diyor. Oysaki o değnek bizim elimizde...

      Sil
  24. Eski bayramları özleyip yeni bayramlarda tatile gitmek...

    YanıtlaSil
  25. Eski bayramlar olsun istiyoruz ama bunun için tutarsız davranabiliyoruz…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ