ELMA AĞACI
Hastane yatağından dışarıdaki ağaçları, gökyüzünü seyrederken, gün ne kadar da sakin diye geçirdi içinden. Elma ağacındaki yeşilin tonları ilişti gözüne. Oysa önceden hepsi sanki aynı renk gibiydi. Yavaşça doğruldu yatağından, cama doğru yaklaştı. Uzaklara dalıp gitti.
'Doğadaki her şey sakin, telaşsız görünürken neden bizler hayatı bu kadar koştura koştura yaşıyoruz?' diye düşündü.
Yetişmeye çalıştığım bu hayatta kendimi ne kadar da ihmal ettim, diye içinden geçirdi.
Bak dedi Nevin, sen yokken de her şey devam ediyor. Bir 'Ah!' çekti gülümsedi. Çocuklarının ödevlerini eksik kalmasınlar diye onlar için yapardı. Zamanla anneleri yardım etmediğinde ödev yapmaktan şikayet eden, bağıran, kızan birer çocuk olmaya başladılar.
Evde tamir edilmesi gereken bir şey mi var, hemen hallederdi Nevin. Ama gördü ki zamanla eşi, ne de olsa Nevin yapar diye çoğu şeyi boş vermeye başlamıştı. Bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı. Kızından bir bardak su istese tepkiyle karşılaşıyordu. Kızı her şeyi ayağına ister olmuştu. Yemek beğenmez burun kıvırırdı. Oğlu evde hiçbir sorumluluk almak istemezdi. Varsa yoksa oyun oynamaktı tek gündemi, derdi. Ortak masada oturup sohbet ettikleri anlar bile o kadar azdı ki...
Şimdi haftalardır bu hastane odasındaydı ve herkes bir şekilde hayatına devam ediyordu. Ama çocukları hep zorlandıklarını dile getiriyorlardı. Nasıl zorlanmasınlar ki, şimdiye kadar onların işini hep anneleri yapmıştı. Aslında onları rahat ettirme düşüncesiyle, mutlu etme düşüncesiyle rahat ettirmek istemiş, mutlu olsunlar diye uğraşmıştı. Kötü niyeti de yoktu hani. Ama bilmeden ne büyük zarar vermişti onlara. Yaptığı şeyler çocuklarını ve eşini nasıl da marifetsiz kılmıştı.
Ağacı tekrar incelemeye başladı. Farklı tonları gördüğü gibi ağacın dalı, yaprağı, gövdesi, köklerini de incelemeye başladı. Hepsi kendi görevini yapıyordu. Ama hepsinin görevi de farklıydı. Birbirlerine “Dur sen yapamazsın, ben yapıyım senin yerine” demiyorlardı. Hepsinin ortak amacı, ağacı hayatta tutmak ve meyvesini vermesine destek olmaktı.
Ailesini düşündü. Aile de bu değil mi zaten? Herkesin yapabileceği görevleri olmalıydı… Herkes kendi üzerine düşen sorumluluklarını yapmalı diye düşündü. Kimse başkasının görevini yapmamalıydı. Şimdi sıra kendisindeydi, çözümü yanı başında o güzel elma ağacında buldu…
'Aslında doğaya baktığımız zaman ne güzel mesajlar var' dedi gülümseyerek. Bize çözüm yollarını her an sunuyordu. Tabii bakmasını bilene…
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
Bugün; yapabileceğin kadar küçük iyi işleri küçümseyip ertelemeyerek…
YAHYA HAMURCU
Aslında nasılda problemlerimizin çözümü yanı başımızda:) görmeyi nasip ettin Rabbim…
YanıtlaSilBir dala uzanıp yakalayacakmışsın gibi :)
SilAileyi ve aile bireylerinin her birinin sorumluluk alması gerekliliğini ne güzel anlatmışsınız.
YanıtlaSilBir ağacın bir sürü marifeti var. Bir dal bütün görevleri üstlenip bütün meyveyi kendisi vermek isterse, sonunda aldığı yükten dolayı kırılan yine o dal oluyor.
Ellerinize emeğinize sağlık :)
"""Aslında doğaya baktığımız zaman ne güzel mesajlar var' dedi gülümseyerek. Bize çözüm yollarını her an sunuyordu. Tabii bakmasını bilene…"""
YanıtlaSilTebrikler 🤍
Çözüm insana çok yakın... Zanettiğinden daha çok...
SilAile olmak, şirket olmak, toplum olmak birlik olmayı gerektirir. Herkes tek bir bölüme veya kişiye yüklense taşıyamaz o yükü. Dengeler bozulur. İlişkilerin dengesi de böyle bozuluyor işte…
YanıtlaSilDoğadaki canlılar nasıl güzel uyumlular yaradilislarina biz insanlar için de çok güzel uyumlanma örneği aslında :)
YanıtlaSilBedeli bilmek, bedeli anlamak nasıl da dengeye getiriyor insanı ve ilişkilerini...
YanıtlaSilBir ağacın farklı unsurları, birbirleri ile ne kadar da uyumlu devam ediyor hayatına.
YanıtlaSilBir ağaç insana neler öğretmez ki... Saatlerce izleyebilme sabrı gösterenler ağaçtan sadece meyve değil aynı zamanda hikmet de toplarlar.
YanıtlaSilHayata doğaya insanlara olaylara irdeleyerek bakınca ancak görebiliyor insan. Ne kadar da az düşünüyorsunuz diye uyarı var. Bizi doğru yolda tutacak şeyler irdeleme bedel ve samimiyet... Düşündüren bir yazı olmuş teşekkürler.
YanıtlaSilBazen yardım ettiğimizi sanıyoruz ama yük olup, işi zorlaştırabiliyoruz. Ayrımı doğru yapabilmek dileğiyle🌿
YanıtlaSilDur sen yapamazsın ben yapayım 🙈🙈
YanıtlaSilBazen iyi niyetle yaptığımızı zannettiğimiz şey nasıl da bizi daha kötüye götürüyor... O zaman gerçek iyi ne anlama zamanı ;)
YanıtlaSilHayatımızın neresinde bir tıkanıklık yaşarsak aslında o tıkanıklığı çözmemiz için başımızı doğa ve diğer canlılara çevirmemiz yeterli olacak.
YanıtlaSilHerkes kendi işine baksın 🙂
YanıtlaSilNe güzel bir yazı, doğa bize ne güzel örnek.
YanıtlaSilAslında herkes üstüne düşeni yapsa, yük olmak yerine yük alsa...
YanıtlaSilKüçücük bir hamle insanı nerelere getirir. Sonra insan nasıl oldu der.. İşte o hamleni kıymeti öyle büyük ki.. Bazen insanın hayatına mal olur.. Bazen bir hayatı kurtarır.. Her davranışta hayat tepki verir..
YanıtlaSilInsan bakmakla görmek arasındaki farkı anladığında hiçbir şeye boş bakmamayi öğreniyor yavaş yavaş... Her seyden bir mesaj var gerçekten... Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilHayatın içinde yük alanlardan olmayı tercih edebilenlerden olalım insAllah
YanıtlaSilHayatın içinde yük alanlardan olmayı tercih edebilenlerden olalım insAllah
YanıtlaSilYüreğinize sağlık..🌸
YanıtlaSilİnsan doğaya bakınca ne kadar aşırılaştığını farkediyor aslında.. insan kendini hep hayatın merkezi sanıyor. O olmadan işler dönmüyor zannediyor. Ama hayat bazen bizi bir köşeye alır ve izle der. Sensizde hayat devam ediyor. Oysa biz hayatın kendisi değiliz sadece dönen bir ekosistemde ayak uydurmaya çalışan ve uydurunca çarkla beraber çok güzel yol alırız…😊