GÖZÜMÜN GÖRDÜĞÜNDEN ASLA KORKMAM

Babası Ali’yi severken “Aslan oğlum” diyordu. Niye böyle derdi? Çünkü aslanlar ormanların kralı ve hiçbir şeyden korkmazlar. İşte oğlunu yetiştirirken o da aslan gibi korkmadan, karşılaşacağı olaylar ne olursa olsun üstesinden gelebilsin, kimseye, hiçbir olaya yenilmesin istemişti. 

Hayat, kime neler hazırlar bilinmez. Bunu en iyi o bilirdi. Bir anda bir sarsıntı ile yerle bir olan hayatlar… Yaşadığı depremin ardından, Abdullah Bey’in hayatı da yerle bir olmuştu. Bir kıvılcımla toz duman olan güzel yuvalar da korkusunu büyütmüştü.

Peki seni korkutan nedir hiç düşündün mü?

Korku neydi? 

Abdullah Bey’in yaşadığı gibi deprem ile sevdiklerini kaybetmek mi? Deprem sonucu oluşan yangında alevlerin büyümesi mi? Toz duman olan evler mi? Tam terfi edecek koşullar oluşmuşken o işi kaybetme korkusu mu?  Belki de bitmesinden korkulan, yolunda gitmeyen bir evlilik mi? Bir sene boyunca o sınava hazırlanıp cevapları kaydırmak mı? Ya da tuttuğu takım gol yerse diye mi? Yaşlanmaktan korkanlar da ayrı tabi...

Her insanın korkuları vardır kendine göre.

Büyüttüğü korkuların da sahtesi, gerçeği olabilir mi bu hayatta? Bir sonu var mı korkmanın? Hep bir şeylerden korkarız.  Aslına bakınca, ne kadar da gereksizmiş o korkularım kaygılarım, diye düşünürüz. 

Ama çoğu zaman, sadece bilinmeyenden korkarız.

İnsan, korkunca yanlış yapar mı? 

İşte tam da burada doğru yaptığını düşünerek yapılan yanlışlar devreye girer. Trafikte paniğe kapılan birinin, fren yerine gaza basınca karşıdan gelen arabadaki insanın korkusu, gerçek korkuyu tarif eder mi acaba? Ya da gördüğü rüyadan etkilenen veya gece yarısı gök gürültüsü korkusundan annesine sığınan Ali’nin korkusu… 

Her şeyin aşırısı zararlıdır. 

Abdullah Bey de oğluna korkularını yönetebilmesini öğretmeye çalışıyordu. Kendi gibi oğlunun da korkuları, onun hayatını etkilesin istemiyordu. Her deprem olduğunda yaşadıkları aklına gelir, kaygıları ve kaybetme korkusu artardı. 

Korku nasıl yönetilirdi ki? 

Korkusunu doğru tarafa yönlendiren, geçici olaylardan korkar mı?

Doğru taraf nasıl bulunur? 

Gerçekle meşgul olan, sahte korkulardan etkilenir mi?  

Öyleyse gerçek korku nedir? 

Karanlıkta elindeki feneri o tavşanın gözüne tuttuğundaki korkusu mu?

Minik bir köpekten korkup yüksek yere fırlayan kedinin korkusu mu?

İnsan, gözünün gördüğünden korkar mı? 

Gerçek korku nasıl olmalı? 

Yaşı küçük olup yüreği büyük çocukların, savaşın ne olduğunu bilmeden, öfkeli yüreklerden korkmadan dimdik durmaları… Onlar korkularını nasıl yönetebilmişler? Korkuyu yönetebilmeyi bir çocuktan mı öğrenmek gerekir? 

Ailesi savaşta ölen bir yetim, nereden biliyor korkmamayı? Gerçek, onların yüreklerinde sakladıklarında olabilir mi?

Her şeyin bir başı ve bir sonu varsa bu hayatta, bu başlangıç ve son arasındaki süreye zaman diyorsak o zamanı nasıl geçirdik?  Hesabını hiç düşünmeden hoyratça kullanırken günleri saatleri. Kaza ile yapılan bir hatada, nasıl özür dileyeceğimizi şaşırırken, çocukların hayallerini hedef alanlar hiç mi korkmaz?

Canı yananın eminliği, umutla dua ederken samimiyeti nereden geliyor?

Ya sen, nelerden neden korkuyorsun?

Korkun sahte mi gerçek mi?

 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

YAHYA HAMURCU

&

&

  KİM KİMDİR  

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ