KİMİM BEN?

Kahverengi iri gözlü kız sessizce aşağı indi. Etrafa baktı, misafirler içeri girmişti. Gelenlerin ayakkabılarına şöyle bir göz attı. Dolgu topuklu, spor, ince topuklu ayakkabılar. Çeşit çeşit... Çok severdi ayakkabıları. En çok dikkatini çeken topuklu ayakkabılar olurdu. Bazen de merak edip denerdi onları oracıkta.

O topuklu ayakkabının içinde büyümüş hissederdi kendini. Büyümek, değişmek demekti onun için.

Ayakkabılar gibi insanlar da dikkatini çekerdi Funda’nın. Çünkü insanlar da ayakkabılar gibi farklı farklıydı. Annesi, babası, arkadaşları... En çok da kendisi farklıydı, ona göre.

O, ne annesi gibi pratik, hareketli, renkli, şık giyimli ne de babası gibi konuşkan, sohbetli biriydi. Çok konuşmaz, konuştuğu zaman da kısa cümleleri tercih ederdi. Konuşmaya çok da gerek yok diye düşünürdü. Evdekiler “içine kapanık bizim kız” derdi. İçine kapanık cümlesi olumsuzluk hissettirirdi ona. Bir sorun varmış gibi.

Onun hassas noktası kokulardı. Çoğu insanın fark etmediği kokuları hemen hissederdi. Bir şey yemeden önce de mutlaka kokusunu almak isterdi. Bozulan yemeği ilk fark eden, yemeğin lezzetinden ödün vermeyen biriydi.

Utangaçtı. Öğretmeni soru sorduğunda parmak kaldırmaya öyle çekinirdi ki. Sınıfta çoğunlukla fark edilmemek için en arka sıralara, kalorifer yanındaki sıraya oturmayı severdi. Böylece soru sorulunca öğretmen kendisini kolaylıkla göremezdi. Sınıfın arka sıraları hem sıcak hem de gözlerden uzaktı.

Arkadaşlarının çoğu kendinden farklıydı, neşeli, canlı, girişken, hareketli. 

“Nasıl böyle konuşacak şeyler buluyorlar?” “Nasıl bu kadar hareketli olabiliyorlar?” diye düşünür ve ben neden böyle değilim diye üzülürdü. Arkadaşları arasında kendini hep eksik hissederdi. Onlar gibi olamadığı için.

Zaman zaman bu durum belki de burçlarla alakalıydı diye düşünürdü. “O zaman kendi burcundaki insanlar neden ondan farklıydı peki?” Bu soruya cevap bulamıyordu.

“Neydi sebebi bu kadar içine kapanık olmasının?”

“Neden konuşmayı sevmiyordu? “

“Niçin diğer insanlar gibi hareketli değildi?”

Zihninde bu sorularla geziyordu. Ta ki yıllar sonra cevabını alana dek.

İnsanlar doğuştan gelen özelliklerinden dolayı birbirlerinden farklıdır. Genellikle bu farklılıklar kişilerin kendisi ya da ilişki kurdukları açısından ilk bakışta olumsuzluk olarak algılanır. Oysaki bu özelliklerin nedenleri vardı ve kişinin hayatında her şeye yansır. 

Konuşmasından, hareketlerine, ilişkilerine,

Acıkmasından, seçimlerine,

Ders çalışmasından, öğrenmesine kadar. 

Peki sıkıntı olan farklı olmak mı yoksa farklılıklarının sebeplerini bilmiyor olmak mı? İnsan farklılıkların sebebini bilmediğinde ilişkileri nasıl oluyor? Böyle durumlarda ne hisseder, hissettiklerini nasıl yorumlar?

Herkes hayatta bir şeyleri merak eder. Ancak insan en çok da gerçeği merak eder. 

Daha mutlu ve başarılı bir ömür için gerçeğe ulaşmak gerekir. Kendisi ile gerçekleri merak edenlerin sorusudur: “Kimim ben?”

Hayatımız her an yeni bir soruyla karşılaştırır bizi, bu soruların gerçek cevaplarını bulmaya doğru bir yolculuğa çıkmanız dileğiyle.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

&

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi... Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

YAHYA HAMURCU

&

 KİM KİMDİR  

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ

&