Kayıtlar

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

Resim
Çocukken süper kahramanların hikayelerini dinledik, izledik, hayaller kurduk. Adaletin yanında olan, kötülere karşı mücadele eden ve iyileri kurtaran kahramanlar… Nasıl da özenirdik onlara! Dağın tepesindeki şatonun içine hapsedilen bir çocuğu oradan kaçıran peri kızı ya da zalim kralı tarafından eziyet gören köylüleri kurtaran cesur, korkusuz adam… Biz de küçük arkadaşlarımızla yarışırdık adeta; bir kedinin caddeden geçmesine yardım etmek ya da yaşlı komşunun elinden pazar torbasını kapmak için… Kendi boyumuza göre kahramanlıklar işte… Sonra büyüdük, duyduğumuz kahramanlıkların sayısı azalmaya başladı, daha az şaşırtıcıydı bunlar. Herkes geçimine, sınavına, arabasının bakımına, çocuğunun kursuna yoğunlaşmıştı veya iyi bir tatil için para biriktirmeye… Kurtarılacak, yardım edilecek insanlar hep vardı, hatta onları haberlerde daha çok görür olmuştuk. TV kanalları arttı, gazeteler, dergiler arttı, sonra internet gelip hepsini kapsadı. Haberler arttıkça arttı, uzak ülkelerden, dağların, ç...

YENİ GELİN MİNA

Resim
Yağmurlu bir Pazar günü bitmiş akşam olmak üzereydi. Hava buz gibi soğuktu ve gökyüzü yağmurun şiddetinden görünmüyordu bile…  Dışarıda gök gürlemesi ile trafikte sıkışmış arabaların korna sesi birbiriyle yarışıyordu adeta… İnsanlar evlerine ıslanmadan ulaşmak için sağa sola koşturuyordu… Yeni gelin Mina’nın içinde ise havanın aksine bahar gelmiş gibiydi… İçinde kelebekler uçuşuyordu. Heyecandan içi içine sığmıyordu çünkü akşam yemeğine kayınvalidesi gelecekti. Kendisinin en sevdiği çorbayı, beyran çorbasını, yapmıştı. Onun için özel kuzu eti almıştı. Epey zahmet verdi çorbayı yaparken. Akşam yemeği için çeyizlik takımlarını çıkardı ve özenle dizdi sofraya tabakları. Dizerken aklına takımları alırken kayınvalidesinin söyledikleri geldi. Kayınvalidesi hiç beğenmemişti takımları… "Kızım biraz uzun ömürlü bir şey al. Hem 24’lü seti ne yapacaksın, eve 24 tane misafirin gelmez ki senin. Kullanmayacağın şeyi alma, israf olur bak... "Peki" demişti kayınvalidesine ama yine de al...

FERMUAR

Resim
Bugün, hayatının önemli günlerinden biriydi. Yeni mağazası açılıyordu. Bilmem kaçıncı kez açılan yeni mağazası… Aslında geçen sefer de aynı şeyleri söylemişti.  “Bu sefer olacak bu iş. Önceden açtığım mağazalar böyle şehrin en merkezi caddesinde değildi.  Şimdi öyle mi? Kesin bu sefer olacak bu iş.” diye mırıldandı. İnsan, neden aynı problemi tekrar tekrar yaşar? Ahmet, sürekli yeni atılımlar yapmayı seven ama bir türlü dikiş tutturamayan biriydi. Her seferinde batmasına sebep olarak ekonomik krizleri, borç vermeyen akrabaları, onu anlamayan kardeşlerini bahane ederdi. Yaptığı hataları bir türlü göremediği için tekrar eden problemleri hep oluyordu. Adımlarını hızlandırıp arabaya doğru giderken yeni tellerle çevrilmiş bahçede, dengesini birden kaybetti. Dengede durmaya çalışırken montu çoktan tele takılmış ve fermuarı yerinden çıkmıştı. Hemen ana caddeye yürüyerek terzi aramaya koyuldu. Bir iki esnafa sorduğunda ileride ara sokakta, pasajın alt katında bir terzinin olduğunu söy...

SEBZELİKTEKİ PORTAKALLAR

Resim
Yine alarmdan beş dakika önce gözleri açılmıştı. Daha gün aymamıştı ama yola koyulma zamanıydı. Her zamanki rutinlerini tamamlayıp evden çıktı. Şubat soğuğu iyice kendini hissettirir olmuştu.  Beyaz yanakları soğuğu yediğinde elma gibi kızarırdı. Zaten Aylin kış mevsimini çok severdi…  Severdi sevmesine ama epeyce de üşüyen bir karakterdi. Kış sevgisi onda çocukluktan kalmaydı. O zamanlar mevsimler bu günkü konforunda yaşanmasa da… Çocukluğu sobalı bir evde geçmişti ve kar yağdığında mutfağa gidip bir portakal almak büyük bir hazırlık gerektirirdi. Üst üste kazaklar giyip ayağındaki kat kat çoraplar iyice kontrol edilirdi. Nihayet mutfağa titreye titreye gelinir ve renkli naylon sebzelikten portakallar alınırdı. İşin en zor kısmı sanki burası olabilirdi; Portakalı yıkamak… Kardeşi ondan farkıydı, arada kurallar konusunda kaytarırdı. “Ya, bu sefer yıkamasak hızlıca alıp soba kenarına yerleşip yesek olmaz mı? Hem kabuklarını soyacağız zaten…” Ama ablası Aysun, kuralları es geçme...

ŞAHİT OLDUK EY FİLİSTİN HALKI

Resim
Bu hayatta temiz insanlara yakışan bir takım iyi kavramlar var… İnsanoğlunun gerçek anlamlarını unuttuğu… Unutmakla kalmayıp yanlış yerlerde har vurup harman savurduğu...  Mesela cesaret … Mesela mutluluk … Mesela merhamet …  Mesela teslimiyet nedir… İnsanoğlu bu kavramları seninle hatırladı Filistin halkı…  Seninle şahit oldu bir kavram insan da nasıl vücut bulur…  Seninle şahit oldu, baktıklarını görenler, duyduklarını işitenler, dokunduklarını hissedenler ve gerçekten yüz çevirmeyenler... Elindeki son yemeğini sokakta aç kalmış kediye yediren bir çocuk görünce şahit oldu gerçek merhamet ne…  Günlerce aç kalmasına rağmen son yemeğini ikram eden çocuğu görünce şahit oldu açken açı doyurmak nedir… Yokluğun içinde eğlenebilen, keyif alabilen sizi görünce şahit oldu insan mutluluğun yasası nedir… Şükrün delilini nasıl sunar RABB’ine… Ağlarken gözlerinizin parlamasından belli RABB’inizin “Her zorlukla beraber kolaylık vardır” sözünden emin olduğunuz… Elinde taşla ...

BEYAZ ORKİDE

Resim
Güneşin ışıltısı salondaki perdenin arasından Asya’nın yüzüne tüm parlaklığı ile vuruyordu.  Arabaların caddeden vızır vızır geçiş sesleri ve camı açtığında yüzünü okşayan rüzgârın serinliğiyle gün bir bahar günü daha başlamıştı işte.  Asya’nın gözü bir anda salondaki sehpada duran orkideye takıldı. Çok fazla çiçeğe gerek yoktu aslında. “Şöyle insana umut veren birkaç çiçek salonda dursa yeter” diye düşünürdü Asya. Ama özellikle orkidelere ayrı bir sevgisi vardı.  Nihayet doğum gününde arkadaşlarının aldığı beyaz orkidesi büyümüş tomurcuklanmış ve nerdeyse çiçek açacaktı. Nasıl da sevindi Asya bunu görünce… Oysa o güne kadar kaç tane orkidesinin öldüğünü kendisi bile bilmiyordu. Evde orkidelerinin haricinde bir çiçeği daha vardı. Beyaz çiçek açan barış çiçeği. Asya, çiçek değil mi hepsi aynıdır diye düşünmüştü. O çiçeğe her su verdiğinde orkidelerine su de veriyordu. Aman susuz kalmasın çiçekler diye düşünürdü.  Kısa bir süre sonra ise orkideler çürürdü.  Barış ...

BİLMEK YETERLİ Mİ?

İnsan başarılı olmak ister Bunun için de başarının yollarını arar.. Ve yöntemi öğrendiğinde başaracağını zanneder Oysa bilmek yeterli midir başarmak için?  Peki bilmekten öte neye ihtiyacı vardır insanın? Hayat yolculuğuna "Başarı Psikolojisi" ile yeniden başla...    & Deneyimsel Tasarım Öğretisi   insanın  mutlu, başarılı  olması ve   doyumlu ilişkiler  yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.  & Bu senin yaşamın… Ama, beni de ilgilendiriyor!” Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor. Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz. YAHYA HAMURCU &   KİM KİMDİR    İLİŞKİLERDE USTALIK BAŞARI PSİKOLOJİSİ