Kayıtlar

erteleme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YİNE Mİ GEÇ KALDIM?

Resim
Koştura koştura inmişti merdivenlerden Aslı. Tıpkı ilkokul zamanındaki gibi. İlkokula giderken de hep böyleydi. Arkadaşları önden iner Aslı ise hep geç kalıp koşarak inmek zorunda kalırdı. Ne günlerdi diye gülerek hızlıca indi merdivenleri.  Hayatımızda bazı dönemler vardır. İçimizde hep bir sıkışıklık hissederiz ya işte o dönemler. Biriken bir sürü iş. Ev ayrı, okul ayrı, iş ayrı, çocuk ayrı, görevler, dersler. Bir de bireyselde yapmak istediğimiz ama başlamaya zaman bulamadığımız şeyler vardır. Yapmaya çalıştığımızda ise bir yerden tutarız diğeri kalır. Bu sefer de “eyvah ya çok az zaman kaldı, yine geç kaldım, yine geç kaldım!!” diyerek telaşa düşeriz. Durum böyle olunca bazen devam bile edemeyiz. Oysa en başında hepsi için çok güzel planlarımız vardı. İnsan neden geç kalır ki? İnsan bu hayatta bir şeylere erken başlamadığında; güne, dinlenmeye, eğlenmeye, sevmeye, sevilmeye de geç kalıyor işte.  Bu ders kolay nasıl olsa yaparım deyip ertelediğimiz ödevler yığılıyor ve o ko...

NEDEN GERGİNİM?

Resim
Neslihan o gün şiddetli bir baş ağrısıyla uyanmıştı sadece başı değil omuzları, boynu, sırtı da ağrıyordu. “Geldiğim son nokta, bundan kötüsü olamaz herhalde” diye düşündü. Zaten uzun zamandır gergin ve stresliydi. Yapılması gerekenler omuzlarına yük olmuştu. Üstelik yapması gereken işlerin çoğu için de son gün yaklaşmıştı artık daha fazla bekletme imkânı da yoktu. Neslihan derin bir ‘offff’ çekti… O sırada telefon çaldı, arayan annesiydi. Neslihan telefonu açmak istemedi, iyi de şu anda meşgule atsa bile annesini geri aramayı ne kadar bekletebilirdi ki? -Aloo, kızım nasılsın? Dün sesin pek iyi gelmeyince merak ettim, aklım sende kaldı. - İyi değilim anne! Bir türlü başlayamadığım ve gün geçtikçe çoğalan işler hem başıma bela oldu hem de kendimi sıkmaktan başım ağrıyor. Son günleri de geldi çattı şimdi ben bu kadar şeyi nasıl yetiştireceğim, of! İçim daralıyor, nefes alamıyorum! Emine Hanım telefonun diğer ucunda gülümsüyordu, Neslihan’ın çocukluğundan beri hiç değişmeyen problemine al...

TAMAM MUTLU OLACAĞIM AMA BEŞ DAKİKA SONRA

Resim
Hava sıcaktı ve güneş batmak üzereydi… Hafif esen akşam rüzgarı çıkmıştı ve dalgalar sahile daha sık vurmaya başlamıştı. Günün kalabalığı ve uğultusu dağılmış, sahile bir sakinlik çökmüştü.  Selin, küçük adımlarla usul usul yürüyordu. Yürümek de ona da iyi geliyordu aslında ama içindeki huzursuzluk bir türlü geçmiyordu. Halbuki ne kadar uzun zamandır istiyordu bu tatili. Neydi onu bu kadar huzursuz hissettiren şey?  Oysa bu tatili aylar öncesinden planlayıp her şeyini hazırlamıştı. Ne çok heyecanlanmıştı tatil için, nede olsa ilk defa yurt dışına çıkıyordu. Tatil planını yaparken teslim etmesi gereken işleri bir kenara bırakmış “beş dakika sonra yaparım, nasıl olsa daha vakit var” demişti ama o beş dakika her seferinde ondan daha da uzaklaşıyordu. Çalışması gereken zamanda yaptığı tatil planları işlerini aksatmıştı.  Tatil günü geldikçe biriken işleri ona göz açtırmıyor, eskisinden daha çok gerilmesine sebep oluyordu. Şimdi ise tatilde eksik kalan dosyaları yetiştirmeye ç...