KİM BU İNSANLAR


Bu sabah hayata yeniden gözlerini açar gibi uyanmıştı. Yeni başladığı işte ilk günüydü. Bebeğin doğum anındaki zorlanması gibi hissetti Zeynep o sabah. Açlığını gidermek için çığlıklar saçan o bebek gibi, Zeynep’in iç dünyasında da çığlıklar vardı. 

Uzun yıllar özel bir firmanın muhasebe bölümünde çalışmıştı. Yoğun bir çalışma sistemi vardı ve Zeynep orada terfiyi alabilmek için büyük emekler vermişti… Şimdi ise çalışma koşulları daha iyi olan bir şirkette işe başlamıştı. Yine de içi buruktu, değişiklik yapmak zordu Zeynep için. "İnsan mutluluğu ve hüznü bir arada yaşarmış dedikleri bu olsa gerek." diye düşündü. 

Bulunduğu ortama, arkadaşlarına, işine çok alışmıştı. Şimdi ise bineceği otobüs bile değişecekti. “Şimdi ne var bunda?” diyenler olabilir elbet ama Zeynep için bu bile alışılması zor bir durumdu. Oldu olası farklılıklara uyumlanırken çok zorlanıyordu Zeynep. 

Keşke bir yolla kalsa bu farklılıklar; onu tedirgin eden şeylerden biri de yeni ekip arkadaşlarıydı. 

Eski iş yerinde kim neye kızar, kim neye güler, kim çok konuşur, işler ters giderse kime gidilir, hangi konuda kime danışılır çözmüştü. Eee dile kolay on yılı geride bırakmıştı. 

Şimdi yeni iş yeri için Zeynep’in kaygıları, endişeleri vardı. Yeni insanlar, yeni ortam… Nereden geldin, evli misin, bekar mısın, nerelisin, nerede oturuyorsun gibi soruları cevaplamak bile Zeynep’i yoruyordu. "Hem nasıl insanlar acaba bunlar, insanları tanımak, güvenmek, yeni ilişkiler başlatmak çok zor. Hele bir de çok konuşan bir ekibe denk gelirsem yandım." diye düşünürken buldu kendini.



Düşündükçe işin içinden çıkamıyordu. Zeynep arkadaşı Selma ile paylaştı düşüncelerini. Selma ise onun aksine:

-Ayyy ne güzel yeni ortam, yeni arkadaşlar, yeni hayatlar... Çok heyecanlı değil mi? dedi.

Zeynep:

-Nesi güzel bu durumun Selmacığım, korku tüneline giriyor gibiyim.

Selma:

-Abartma lütfen Zeynepciğim. On yıl oldu oturduğun koltuk, masan bile değişmedi. Bu kadar korkmamalısın yeniliklerden, kim bilir belki sen de çok seveceksin orayı...

Zeynep:

- Sevmek mi? Yeni ekiple saygı çerçevesi içinde çalışalım yeterli. Ben kimseyi sevmek zorunda değilim ki.

Selma:

- İlk tanıştığımız zamanlar geldi aklıma Zeynep.

O anda kahkahalar havada uçuşmuştu…

Selma:

-Ben iki sohbet edelim diye yanına  gelmiştim. Sonra "Ben seni çok sevdim ya" dediğimde sen tuhaf tuhaf bakıp bana "Bu kadar hızlı sevebilir misin insanları" demiştin. Bak ama şimdi ne kadar iyi anlaşıyoruz. O insanları da tanımadan bilemezsin…

 


Zeynep ve Selma birbirinden çok farklıydılar. İki zıt kutup gibi. Selma heyecanlı, yenilikler peşinde koşan, konuşmaktan çok keyif alan biriydi. Zeynep ise köyümüzde kalalım, dağın arkasında ne var bilmemize gerek yok, heyecana da hiç gerek yok, hatta kelimeleri de fazla israf etmeyelim boyutunda biriydi. Birlikte vakit geçire geçire artık Zeynep ve Selma yakın dost olmuşlardı. 

Zeynep insanlarla hemen iletişim kuramazken Selma bu konuda çok daha iyiydi. Zeynep ilişki kurmada zorlanıyordu ama kurduğu ilişkileri uzun süre koruyabiliyordu. Selma ise çok hızlı ilişki kurup, hayatına çok fazla insan alıyordu ama uzun yıllar o ilişkisini koruyamayabiliyordu.

Zeynep, Selma ile konuştuktan sonra onun haklı olduğunu düşündü. Yeni insanları tanımakta, onları hayatına almak konusunda hep tedirginlik yaşıyordu. Bu endişesinin kendisine ne çok şey kaybettirdiğini düşündü. Tabi ki insan tedbirli olmalıydı ama Zeynep’in yaptığı tedbir almak değil duvar örmek gibiydi... Bu yeni iş yeri, kaygılarını doğru yönetebilmesi ve doğru tepkiler verebilmesi için güzel bir başlangıç olabilirdi. 

“Selma benden farklı” diye düşündü Zeynep. Zeynep’in eksik olan özellikleri Selma’da vardı. Selma’nın eksik yönleri ise Zeynep’te vardı.  

İnsan hep kendisinden farklı olandan kaçar, kendisine benzeyen kişinin yanında ise kendisini güvende ve mutlu hissederdi... Ama hayatın dizaynına baktığımızda böyle tasarlanmıyor gibiydi... 

Ne oluyor da hayattaki farklılığımıza rağmen bazen birleşebiliyoruz?

Bazen çok benzememize rağmen birleşemiyoruz? 

Ne kadar zengin bir canlıydı insanoğlu, çeşit çeşit… 

İnsanlar aynı yaşam sahasında nasıl bu kadar farklı oluyordu birbirinden? Hayat zıtlıkları neden aynı kareye koyuyordu? Neydi insandan beklenen? 

Gerçekten kim bu insanlar?

Peki insan, insanın gerçeğini nasıl tanır?


&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"Milyarlarca insan içinde,
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ



Yorumlar

  1. Yeni gördüğün bir kapıyı açmadan arkasında ne olduğunu bilemezsin. Hayatımızda bütün güzel süreçler kendimizi biraz zorlamayla elde ettiğimiz şeylerdir….

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şuan hayatımızdaki sevdiğimiz her şey ilk başta böyle bir bilinmezlikle başlamadı mı
      Bir şans vermek lazım

      Sil
  2. Selamlar, elinize sağlık iki zıtlığı ne güzel anlatılmış.

    YanıtlaSil
  3. Farklılıklar zenginliklerimiz, hele onlara kendimizdeki eksiğimizi farkedebilmek ve onu geliştirebilmek için bonus gözüyle bakarsak ne kadar da avantajlı.... Kaleminize sağlık çok güzel anlatılmış farklılıklar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir sınav ki cevap anahtarı da elimize verilmiş

      Sil
  4. Her durumda yeri geldiginde esneklik gösterebilmek gerekiyor demek ki? Aksi halde zorlabmalar başlıyor. Ellerinize sağlık yine faydalı mesajlar aldık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Disiplinde doğaçlama şansın var ama hedeften dönme şansın yok :)

      Sil
  5. Bize zıt gelen, en yapamadığımız şeyleri yapan kişiler çevremizdeyse onlara dikkat etmeliyiz demek ki... Belki de şifamız onda...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. uyuz olduklarımıza dikkat etmemiz gerekecek o halde :)

      Sil
  6. Bazıları değişiklik sever, bazıları ise kalemin yeri değişse sıkıntıya girer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir değişiklikte hayatları alt üst olanlar gelfi aklıma
      Bide tayini çıksa hemen uyumlananlar

      Sil
  7. İnsan nasılda bilemiyor, şifasının zıttında olanda olduğunu…

    YanıtlaSil
  8. İnsan değişiklik yapınca dünyasının alt üst olacağını düşünür. Belki de dünyanın altı üstünden daha ilgi çekicidir.

    YanıtlaSil
  9. Deneyimsel tasarım öğretisi toplum olarak çok farklı insanlarla aynı amaç doğrultusunda hareket edenlerin aslında o kadar da farklı olunmadığını öğretiyor ne güzel bir şey birleşmek

    YanıtlaSil
  10. Bu yazıyı okumayı bitirince bir kafasını kaldırıp etrafına bakıp kendisinden farklı olan insanları tekrardan tanımlayası geliyor..🌷

    YanıtlaSil
  11. Kim kimdir 🤗🌸

    YanıtlaSil
  12. Bana da hep çok ilginç gelirdi zıt olan insanlar neden yan yana bırakılıyor diye. Çok şükür kim kimdir seminerinden sonra insanın kafasındaki sorulara cevap buluyor... Hocalarıma ve deneyimsel öğreti seminerlerine Çok teşekkür ederim. 🌿🌼🌸
    İyi ki varsın deneyimsel öğreti...
    Ve iyi ki bu eğitimi almışım...🌿🌼🏵️🌺

    YanıtlaSil
  13. Bizden farklı olan insanlardan nefret etmek yerine onları sevmeyi öğrendik… :)

    YanıtlaSil
  14. Okullarda insan disinda herseyi ogreniyor gibiyiz:) oysa asil konumuz insan ve icinden gectigi hayatta onunu nasil daha iyi gorur, nasil daha konforlu ve farkinda ilerler olmaliydi:) guzel yazi olmus, elinize saglik...

    YanıtlaSil
  15. Zıt kutuplar neden hayatımıza girer ki? Kim Kimdir?

    YanıtlaSil
  16. hayat nasılda ihtiyacımız olanı burnumuzun dibine koyuyor... en yakın arkadaşın senin tam da zıttın

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ