ZARARI YOK MU?


Filiz’i çevresi, hareketli, pratik ve tez canlılığı ile tanırdı. Çarşı pazar gezer, yeni çıkan eşya veya ev gereçlerini iyi takip ederdi. Arkadaşları bir şey almadan önce Filiz’e danışırdı. Ne de olsa beğendikleri şey önce onda olurdu. Evde sürekli aynı eşyaları kullanmak Filiz’i sıkıyordu o yüzden sık sık yeni şeyler alırdı. Bir gün yemek takımlarının yerine yeni yemek takımı almıştı, sebebi artık onları kullanmaktan sıkılmış olmasıydı.

Evde ise yeni takımlarını koyacak yer bulamayınca söylenmeye başladı. Evine hiçbir şeyin sığmamasından, evin küçük olduğundan yakınıyordu eşine. Çözümün ilk fırsatta daha büyük bir eve geçmeleri olduğunu düşünüyordu. 


deneyimsel tasarım öğretisi


Eşi, daha büyük bir ev alamayacak durumda olduklarını anlatmaya çalışsa da nafileydi. Filiz, yeni bir evin hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Zaten severdi de yeni olan şeyleri. Yeni bir kurstan diğerine, yeni eşyadan diğerine, yeni hobilerden diğerine geçiş hızını kimse takip edemezdi bile. 

Kızı Nermin, annesinin şikayetlerini duyunca “Anneciğim, hadi kalk böyle şikâyet etmek yerine ne yapabiliriz bir bakalım.” demesi ile dolapları elden geçirmeye karar verdiler. 

Nermin dolapları açınca ne görsün! Annesinin her gittiği kurstan yarım kalan el işi örgüleri, nakışlar, ipler dolaplarını doldurmuştu. Nermin’in bebeklik kıyafetlerinden tutun da ilkokulda giydiği önlük, yakalıkları bile duruyordu.

Üç kişi olmalarına rağmen evdeki eşyalar sanki insanın üstüne üstüne geliyordu. Salondaki biblolar, duvar süsleri, yapay çiçekler, birkaç köşe sehpası, içi tıka basa dolu vitrin ve daha neler neler…

Bunu çözmenin tek yolu temizliğe girişmek, diye düşündü kızı… 

Çünkü fazlalıklar çıkınca insanın hayatı da dengeye girebiliyordu… Bunu duymuştu bir yerde.

Filiz, evi temizlemeye başladıkça ne çok eşyası olduğunu fark etti. Bir dönem hobi edinme çabasına girmişti. Yapmadığı denemediği şey kalmamıştı. 

Resim kursu, seramik kursu, mum kursu gittiği kurslardan sadece birkaçıydı... Örgü örmeyi merak etmişti bir dönem, ona da gitmişti. Daha adını hatırlamadığı birçok kursta kaydı vardı. Yatağın altında resim kursundan kalmış boyalar, fırçalar, tuvaller vardı. Seramik kursunda yaptığı tabaklar ve bardaklar da orada duruyordu. Ancak bunları ne kullanmaya ne de atmaya kıyabilmişti. “Zararı yok ne de olsa, dursun lazım olur elbet” diye düşünmüştü. 


deneyimsel tasarım öğretisi


Evinde artık işine yaramayan, faydası dokunmayan birçok şey vardı. 

Bu hayatta fayda vermeyen şey giderek zarar vermeye başlıyordu. Evine aldığı ama kullanmadığı onca şey yer tutmakla kalmıyor bir de ondan bakım ve temizlik bekliyordu… Bunlar için de zamana ihtiyaç vardı.

Her şey artık daha yerli yerinde ve düzenlenmişti. Filiz'in dolabı açıldıkça içi de rahatlıyordu. Derin bir nefes aldı. Asıl ihtiyacı olan evini büyütmek değil, fazlalıklardan kurtulmakmış meğer. Kim bilir, insanın hayatına zararı olmaz diye aldığı nice şeyler vardı.

Eşya, bilgi, insan…

Öylesine öğrenmişti, öylesine saklamıştı sadece. Ne de olsa zararı yoktu değil mi? 

Sahiden öyle miydi? Zararı yok muydu? 


&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.

 &

"Bu hayatta insanlar iyi insanlarla karşılaşırlar…
Aslında bu çok önemli değildir…
Mesele iyi insanlarla birlikte olabilmek, iyi insanlarla iyi ilişki kurabilmektir..."

YAHYA HAMURCU

&


&



Yorumlar

  1. Gerektiği halde vaz geçemediklerimiz hayatımızı hem somutta, hem soyutta tıkıyor adeta. Fazla yemek damarlarımızı, fazla eşya evimizi, fazla düşüncelere boğulmak zihnimizi, zarar veren insanları uzaklaştırmamak ilişkilerimizi ...

    YanıtlaSil
  2. İnsan hakikaten tükettikçe tüketiyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan ürettikçe de üretiyor😊

      Sil
  3. İhtiyaç olanın dışındaki her yaptığımız ve aldığımız şeylerin yük olması oldukça düşündürücü oldu🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herşey de ihtiyaç gibi geliyor insan öyle düşünmek isteyince :)
      Tanımını iyi yapmak lazım

      Sil
  4. İnsan fazlalıkları attıkça içindeki yükler de hafifliyor, ferahlık geliyor adeta…

    YanıtlaSil
  5. Fayda vermeyen şey zarar verir, aslında ne kadar da net. Kaleminize sağlık 🙂

    YanıtlaSil
  6. Bunun bir ölçüsü olmalı, ne zaman o kıyafet dolaptan çıkmalı ve mutfaktaki eşya? Ne zaman artık işimize yaramaz diyebiliriz ki 🤔

    YanıtlaSil
  7. Evi bir daha gözden geçirmek gerekecek 🤔 emeğinize sağlık…

    YanıtlaSil
  8. Ahh ah o "lazım olur kalsın"lar yok mu :') bir bilsek doğrusunu, neler değişiyor hayatta <3

    YanıtlaSil
  9. Birgün lazım olur diye alınan onca şey geldi aklıma

    YanıtlaSil
  10. Kim bilir, insanın hayatına zararı olmaz diye aldığı nice şeyler vardı.

    Eşya, bilgi, insan…

    Ve kim bilir o fazlalıklar ne faydalıların önüne engeldi 🌸

    YanıtlaSil
  11. Nereye gideceğimiz belli. Gereksiz yükler, çeldiriciler bizi riske atar.

    YanıtlaSil
  12. Tüketerek varmak istediğimiz mutluluk... aksine tüm kenara aldıklarımız bize yük olmaktan başka işe yaramıyor. Ne acı...

    YanıtlaSil
  13. istekler arttıkça ihtiyaç fazlası şeyler de artmış oldu sanırsam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle... Yaşadığımız karmaşıklığı kendi dünyamızda biz oluşturuyoruz aslında. İhtiyaç dışında ne alırsam hayatında hep yük olur insana.

      Sil
  14. Ahhh şu yüklerinden bir kurtulabilse insan. Ne güzel olacak. Düşüncenin fazlasından ve faydasızından kurtulabilse özellikle.

    YanıtlaSil
  15. İnsan bazen kendi hayatına derinlemesine bakamıyor. Hayatımızda neler, eksik, neler fazla, görebilmek için, kendimize, kendimizden biraz uzaklaşarak, yada başkalarının gözünden bakabilmeliyiz.

    YanıtlaSil
  16. Keske bilsek hayatimizin her alanindaki fazlaliklar bize nasıl yuk oluyor. Kalemizinize saglik cok guzel bir yazi..

    YanıtlaSil
  17. Neden bu kadar çok şeye ihtiyacımız var "zannediyoruz" ?

    YanıtlaSil
  18. İnsan aşırılaştıkça hep daha fazlasının çözüm olacağını düşünür oysa konu ne olursa olsun miktar arttıkça etkisi azalıyordu..😊

    YanıtlaSil
  19. Fazla olan hersey insana yük. Hem somutta hem soyutta..

    YanıtlaSil
  20. Eskiler ne güzel söylemiş; azıcık aşım kaygısız başım, bizler herşeyi çoğalttık somutta. Eve eşyaya hizmetten ne çok keyfi, mutluluğu kaçırdık oysa ki

    YanıtlaSil
  21. Mutlu olmanın daha basit ve yolları var oysa:)

    YanıtlaSil
  22. İnsanın hareketsiz kalıp sürekli şikayet etmesinin bile sebeplerinde biri olabilir… Şimdi gerek olmayan şeyleri elden çıkaran biri olarak gerçekten zihnimin rahatladığını hissediyorum… Çünkü kullanmadığın çantanın, eşyaların, ilişkilerinde olan insanların fazlalığı gerçekten zihinde de kalabalık yapıyor ve doğru önceliklendirme yapamıyorsun… Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  23. Bir şey için dursun bir zararı yok dediğimizde faydası var mı diye sormak gerekiyor… Faydası var mı peki? Hayır… O halde o şeyin mutlaka bize zararı var…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ