BAKMAK MI, GÖRMEK Mİ?
Yemek, çay, sohbet derken akşam olduğunu fark etmediler bile.
- Muhabbete biraz da bahçeyi dolaşarak devam edelim mi? Dedi Ahmet Amca. Bu yiyip içtiklerimizi başka türlü sindiremeyeceğiz yoksa.
- Olur.
Ellerine bir fener alarak bahçeyi gezmeye koyuldular.
Bahçenin ilerisinde bulunan arı kovanlarından gelen vızıltı sesleri dikkatini çekti Ali’nin.
- Bu saatte hala bal mı topluyor arılar?
Gülümseyerek cevap verdi Ahmet amca.
- Hayır. Arılar gece uçamazlar. O yüzden gündüz toplarlar ballarını. Şimdi kovan içi işler. Temizlik falan.
- Temizlik mi? Nasıl yani? Temizlikçileri mi var arıların?
- Olmaz mı? Sadece bal yapmaz arılar. Temizlikçisi var, güvenlikçisi var, klimacısı var, süt annesi, kraliçesi var.
Ali şaşkın şaşkın bakarken sözüne devam etti Ahmet Amca.
- Arıların muazzam bir sistemleri var. Anlatsam saatler sürer. Ama şöyle özetleyebilirim ki arıların dünyasını deşifre etse insanlar, "İdeal toplum yapısı ve yönetimi nasıl olmalı?" sorusunun cevabını almış olurlar.
Ali'nin yüzündeki şaşkınlığın yerini alaycı bir gülümseme aldı.
Biraz durdu Ali, hiç bu açıdan düşünmemişti.- Nasıl yani? İnsanlar, toplumun nasıl yönetilmesi gerektiğini arılardan mı öğrenecek. Üstün olan insan değil midir? Niye hayvanları örnek alsın ki?
- İnsanı üstün yapan da bu özelliğidir zaten. Dedi Ahmet Amca ve devam etti.
- İnsan diğer canlıların aksine ihtiyacı en fazla olan canlıdır. Ve bu ihtiyacını da bu şekilde giderir. Deneyim transferi ile. Mesela erkek arılar kraliçe arı ile çiftleşmek için vardır. Onun dışında kovanda iş yapmazlar. Yer içer tembellik yaparlar. Sonbahardan sonra koloniye yük olur. Eee…
- Faydası olmayan arının kovana zararı olacaktır yani.
Eski öykülerden dinlemişsindir. İnsanoğlu denizin üzerinde gidebilmek için gemi inşa etti ve bunu yaparken de kaz iskeletini modelledi.
Çeşmenin başındaki salkım söğüt ağacını gördün mü? Neden özellikle çeşmenin yanına dikilmiş. Çünkü salkım söğüt suyu çok sever. Toprağının kuruması ona iyi gelmez. Ama aşağıdaki kayısılar öyle değil. O kadar suyu ona ver, kuruyup gider. Çünkü o da suyu fazla sevmez.
- Yani?
- Yanisi şu, tıpkı ağaçlar gibi insanların da birbirinden farklı karakter özellikleri vardır. O yüzden herkese aynı şekilde davranmıyor olmak gerekir. Onun mizacını, sevdiği sevmediği şeyleri deşifre ederek davranırsak sağlıklı ilişkiler kurabiliriz.
Eve gittiğinde hala Ahmet amcayla konuştuklarını düşünüyordu. Arada belgesel izliyordu ama canlılar aleminden deneyim çıkarılabileceğini düşünmemişti hiç.
Bunu denemek istedi, televizyondan bir belgesel açtı. Bir de bu gözle bakacaktı. İzlediği belgesel zürafaların hayatları ile ilgiliydi. Yavrusuyla dolaşan zürafaya aslan saldırıyordu. Anne zürafa son ana kadar yavrusunu korumaya çalıştı ama kurtaramayınca dönüp arkasını gitti. Önceden olsa “vahşi doğa işte” der geçerdi. Ama şimdi irdeliyordu… Anne zürafa son ana kadar mücadelesini verdi ama her şey bittiğinde dönüp normal hayatına devam etti.
Biz ise tam tersini yapıyoruz. Sevdiğimiz biri hastalansa ölmüş gibi hayıflanıyor, onu kaybedince de bir türlü kabul edemiyoruz.
Zihninde beliren düşünceler Ali’yi heyecanlandırmıştı. İzleyeceği her belgesele, karşılaştığı olaylara, konulara bu düşünce ile yaklaşmaya karar verdi.
Demek ki bakmakla görmek aynı şey değildi…
İnsanoğlu başına gelenlerin sadece kendi başına geldiğini düşünüyordu. Vermesi gereken kararların, alması gereken tedbirlerin, atması gereken adımların, sıkıntıların…
Ömür denilen yolda deneye yanıla bir yol bulmaya çalışıyor insan, halbuki etrafında birçok yolun işareti de vardır.
Bir konu üzerinden deneyim transferi yapıyor olmak insana konfor sağlayan yöntem. Üstelik bu sadece çevresindeki insanların hayatlarından değil doğaya bakarak da mümkün. Bir ürün aldığımızda nasıl ki yanında kullanma kılavuzu var, hayatın yolu da tıpkı öyle işte…
Yol varsa mutlaka hedefe ulaştıracak işaretleri de var…
Yeter ki bakmayı bilelim…
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar.
&
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"
YAHYA HAMURCU
İnsan, bir hayvandan bir bitkiden bir insandan neler öğrenir neler… yeter ki bakmayı bilelim
YanıtlaSilGözümüzün önünde, dibimizde gerçekleşen olaylardan, tabiatın ve diğer canlıların hallerinden kendimize ders çıkarmayı aklımıza getiremiyoruz çoğunlukla, oysa etrafımız hareketli bir kütüphane gibi, biz nereye gidiyorsak o da geliyor, yeter ki açıp sayfalarda gezinebilelim...
YanıtlaSilDoğadan deneyim transferi bu kadar güzel anlatılabilirdi 🤍
YanıtlaSilBelgeselden dahi deneyim transferi alabileceğini bilmek heyecan verici gerçekten
YanıtlaSilBir olaya irdeleyerek bakıp deneyim çıkartmak ne kadarda kıymetli bir davranış. Yazarın eline sağlık
YanıtlaSilHayatta bu gönderilen işaretleri kılavuzları doğru okumak ne kadar konforlu olur. Bu işarete göre tedbir alırız ve korunmuş oluruz. Hayattaki işaretleri doğru okumayı öğreten deneyimsel tasarım öğretisine çok teşekkürler. 🌼🌿🌸
YanıtlaSilYeter ki görmek için bakalım .....
YanıtlaSilKaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş👏
YanıtlaSilİnsan hayatı irdelediği zaman gerçeğe çok çabuk erişebiliyor.. Ama maalesef ki artık çoğunluk normale anormale göre tepki veriyoruz.
Emeğinize sağlık, şimdi ben de Ali gibi bakacağım belgesellere😀
YanıtlaSilBal arısı çok bedelli, o nedenle bal çok şifalı bir yiyecektir.
YanıtlaSilGörüp, anladıklarımızı uygulayabildiğimizde hayat bambaşka bir kıvama geliyor.
YanıtlaSilbaktığı her şeyde anlasın ve kendine strateji çıkarsın diye bir stil bırakmış hayat insana.. :)
YanıtlaSilHerkese aynı şekilde davranmaktan ilişkilerimiz de ne kadar çok sıkıntı yaşadık. Kolayı zorlaştırmışız meğer, doğada hepsi de gözümüzün önüne konulmuş ….
YanıtlaSilGerçekten bakabildiğimizde doğadan ilim çıkıyor. Çok ilginç değil mi? Demek ki bunları bilinçle oluşturan bir sistem var...
YanıtlaSilNe muhteşem değil mi
SilSoru varsa cevap vardır
YanıtlaSilNe işaretler var görmeyi bilene
YanıtlaSilNe deliller var ispat isteyene…
Ömür denilen yolculuğu öğrenilenlerden olalım insALLAH, bakıp geçenlerden değil...
YanıtlaSilKaleminize sağlık ☺️
YanıtlaSilÖmür denilen şu kısacık yolculukta bir yaprak gibi ordan oraya savrulmak mı, ağaç gibi kökleri olup amacına tutunup, rüzgar estiğinde de esneyerek deneyim transferi yaparak yol gitmek mi?
YanıtlaSilİnsan bakmayı bilse yaratılan her şeyden deneyim transferi yapabilmesi mümkün
YanıtlaSilYeter ki bakmayı bilelim.. bakarsak işaret dolu etrafımız🌸 şükürler olsun :)
YanıtlaSilŞahitliği arttırmak için baktığında görebilen, işaret okuyabilen kullardan olalım insAllah
YanıtlaSilDoğadan deneyim transferini ne kadar güzel ankatmışsınız🥰
YanıtlaSilEvet, bakmakla görmek aynı şey değil. İnsan görmeye başladığında irdelemeye başlıyor...veee...çok muhteşem değil mi...
YanıtlaSilGerçekten dediğiniz gibi BAKMAK ve GÖRMEK çok farklı kavramlar.
YanıtlaSilAslında işleyen çok güzel bir sistem var. O sistemi bozduğumuzda her şeyi de bozuyoruz.
YanıtlaSilDoğada pek çok şeyin anahtarı var, hassas irdeleyene.
YanıtlaSilOysa doğada ne mesajlar gizliymiş…
YanıtlaSil