CAN DOSTUM


Yoğun geçen bir haftanın sonunda dinlenme ümidi ile yatağına uzanmıştı. Tam gözlerini kapatırken telefona bir bildirim geldi. Umursamayıp dönse de bildirimler peş peşe gelmeye devam ediyordu. Uzanıp telefonunu aldı. Mesajlar en yakın arkadaşı Sevda’dan gelmişti. 

- Kuzum uyudun mu? 

- Benim için önemli bir konu var.

- Mesajımı görünce bana hemen döner misin?

- Senin fikrine ihtiyacım var.

Ayten bir gözü açık, bir gözü kapalı cevap yazdı. Öğlen yemeğinde buluşmak için anlaştılar. 



Buluşmak için işlek bir caddenin sakin bir mekanını seçmişlerdi. Yüksek sesli müzikler çalmayan, masalarının arası açık, ferah ve sakin bir mekandı. Sarılıp özlem giderdikten sonra masalarına geçtiler.  Sevda tebessümle karşıladı Ayten’i…

- İyi ki geldin fikirlerine gerçekten ihtiyacım vardı. Hayatım son dönem de çok karmaşık. Kafamın içi aynı bu cadde gibi karmaşık. Bu dingin mekan gibi benimde hayatımı sakinleştirmeye ihtiyacım var. 

- Canım önce sipariş verelim. Karnı aç olan Ayten’in kafasının çalıştığı pek görülmemiştir. Önce sipariş sonra muhabbet… ;) 

Siparişlerini verirken Ayten, Sevda’ya bakıp düşündü. Eskiden ne sık görüşürlerdi. Şimdilerde ise hayat telaşından öyle çok vakitleri olmuyordu. Hayatları ne kadar da farklılaşmıştı.

Yemekleri bitene kadar havadan sudan ve eski günlerden lafladılar. Kahve siparişlerini verdiler. Derin bir nefes alıp camdan dışarı baktı Sevda.

- Çok bunaldım Ayten. Abimlerin borçları, babamdan kalan mirası vermem, boşanma süreci, çocuğa tek başıma ebeveynlik etmek, gelecek endişesi, yıllardır veremediğim kilolar, hep bir ileri iki geri gibi… Kime güvendiysem boşa çıktı sanki. 

Abimlere içten içe kızıyorum sonra bakıyorum onlar da maddi olarak zor durumdalar. Benden aldıklarını ödeyemiyorlar. Mete de başkasıyla evlendi. Aklım almıyor bazen. Sanki bir girdabın içindeymişim gibi…

Ayten bir yandan arkadaşını dinliyor, bir yandan da düşünüyordu. İnsanoğlu ne kadar da garipti; sanki bir şeyler kendi elindeymiş veya kendininmiş gibi nasıl da cesurca sözler verebiliyordu! Başına gelecekleri bilmeden geleceğe ilişkin ne kadar da emin konuşabiliyordu. 

Oysa bir deprem yeterdi her şeyi elinden almaya. Bir şeylerin insanın elinde olmadığını açıkça ispat ediyordu. Bir sonra ki saniyenin garantisi yokken nasıl da garanti verebilirdi insan bir başkasına. Daha garibi başkası da inanırdı verilen söze… 

Gerçekten her şeyi elinde tutabilen ya da geleceği bilen bir canlıymış gibi nasıl da büyükleniyordu insan. Neyse, bunları şu an Sevda’ya anlatma vakti değildi. Onun şu an bunları düşünecek durumu yoktu. 

Sevda bir çıkış yolu bekler halde Ayten’e bakıyordu…

 


- Abin, eski eşin, kilolar neyse hepsini bir kenara bırak şimdi. Şu caddeye bak, insanlar yürüyor ve geçiyorlar değil mi? Ya geçmeyip de olduğu yerde kalsalar?  Orada kendi kendilerine bir kavgaya tutuşmuş olsalardı nasıl olur? İnsan geçmişe müdahale edemez. Geçmişe takılıp kalır sadece. “Keşke şu lafı söyleseydim, keşke öyle demeseydim, o gün şöyle yapacaktım aslında” diye yer bitirir kendini…

Oysa geçen geçti, o dündü. Nereden başlamalıyım dedin ya; bugünden başla. Hemen bir hedef koy kendine, yapabileceğin bir şey olsun. Eski eşine, geçmiş hatalarına, abinlerin sana ne yaptığınla değil; hiç birisi olmasa ne yapabileceğinle ilgilen…

Hayatta ki her şeyini kaybettiğini düşün bir saniyeliğine, seni ayakta tutan ne olurdu? Bu soruyu sor kendine ve cevabını bulduğunda o cevaba sımsıkı sarıl. Hakkını ver yani.

Sevda yanılmamıştı, ona iyi gelecek cevapların Ayten’de olduğunu akşam o mesajı yazarken biliyordu. 

Ayten çok doğru bir soru sormuştu…

Hayatta ki her şeyini kaybetse, insanı ayakta tutan ne olurdu?



 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ



Yorumlar

  1. *İnsan geçmişe müdahale edemez, geçmişe takılıp kalır sadece*. “Keşke şu lafı söyleseydim, keşke öyle demeseydim, o gün şöyle yapacaktım aslında” diye yer bitirir kendini…

    Ne kadar doğru. O kadar tanıdık ki🥰
    Tebrik ediyorum kaleminize sağlık🤍

    YanıtlaSil
  2. Efeden başlayalım ? Hemen olduğun yerden ne güzel bir ölçü :))

    YanıtlaSil
  3. Ümidi, iyiki ALLAH var. 🤲🌹
    Kaleminize Sağlık..

    YanıtlaSil
  4. Bazen insan geçmişe takılıp nasılda geleceğin trenini kaçırıyor.

    YanıtlaSil
  5. Inanci Rabbi ayakta tutar

    YanıtlaSil
  6. Ne kadar doğru... Hayatın hengamesine kapılıp her şeyin yolunda gitmesini beklerken işler ters gidince herşeyden vazgeçer oluyoruz. Oysaki hayat böyle bir şeydi zaten. Peki ben aslında ne için yaşıyordum? Asıl amacı insanı ayakta tutan şey oluyor...

    YanıtlaSil
  7. İnsan kendi kontrolünde olmayan şeyleri kendine problem olarak seçip sonra da çözümsüzlükten yakınıyor

    YanıtlaSil
  8. Gerçekten de 1 saniye sonrasını bilmezken neler için kaygı duyuyoruz.

    YanıtlaSil
  9. Ayakta tutana sarılabilmek ümidiyle…

    YanıtlaSil
  10. İşin aslı da o zaten. RABbimizden başka bir dost ve yardımcı yoktur...

    YanıtlaSil
  11. hayatta her şeyini kaybetse insanı ayakta tutan ne olurdu?

    YanıtlaSil
  12. İnsan gerçeği baş başka yerlerde arıyor. Yalnızken bile yalnız olmadığını farketmesi yetiyordu.

    YanıtlaSil
  13. Harika! Az ve öz bir yazı ama insanların yarısından fazlasının geçtiği bir ruh halini bir arkadaş buluşmasında çok güzel betimlediniz... şu an yaptıklarımla ancak bir şeyler düzelecek.. hayıflanmak, vahlamak, ertelemek insanı bir yere götürmeyecek, bunu ne kadar erken öğrenirsek, öğretirsek hayatımız o kadar lezzetlenecek, mevsiminde yenen doğal, aromalı meyveler gibi:)

    YanıtlaSil
  14. Her şeyini kaybetse insanı hayatta tutan ne olurdu? İnancı olurdu herhalde, ümidi olurdu, o zamana kadar ki edindiği beceriler olurdu...

    YanıtlaSil
  15. Neden önden konuşulmaz? :) Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  16. Yaşadığımız her problemin bizi geliştirmek icin geldiğini düşününce insan daha ümit vari oluyor.

    YanıtlaSil
  17. Hep var olan, caddede yürüyen insanlar gibi olmayan, yani hiç geçip gitmeyen…

    YanıtlaSil
  18. İnsanı ayakta tutan pek çok şey varken neden ısrarla tutunamaz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En çok kendi kendimizi demoralize ediyoruz
      Ya da ısrarlı yanlış seçimlerle başarısızlığa sürükleyip ümitsizliğe düşüyoruz

      Sil
  19. Gereksiz yere takılıp durduğumuz şeylere bakınca ne kadar pişman oluyor insan

    YanıtlaSil
  20. Bir anlığına her şeyin yok olabileceğini düşünmek, şu an sahip olduklarımızın kıymetini anlamamızı da sağlar.

    YanıtlaSil
  21. Nereden başlamalıyım?
    - Bugünden
    Nasıl?
    - Yapabileceğim aza kibirlenmeden :)

    YanıtlaSil
  22. Geçmişe, olaylara, kişilere takılı kalınca insan ilerleyemiyor. Geçmişten deneyim almak ve yarına uygun planlar yapıyor olmak istenen bizden yazınızdan da anladığım :) teşkürler..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ