BANA KADERİMİN BİR OYUNU MU BU? - Bölüm 1


Her şeyin başladığı o gün… 

Hafif soğuk ve yağmurlu bir hava hakimdi güne. Böyle havaları hiç kaçırmazdı ve yine öyle yapmıştı Sıla. Hemen hazırlanıp, kulaklığını takıp atıvermişti kendini dışarıya. Ne zaman hüzünlense böyle yapardı çünkü... Kafasındaki düşüncelerden yürüyerek kaçmaya çalışırdı.


 



Dünyanın tüm yükü zihninin içindeymiş gibi hissediyordu. “Yürürsem biraz olsun hafiflerim belki” diye düşündü. Öyle olur ya, insan bazen kendinden, acılarından, sıkıntılarından kaçmak için hızlandırırdı adımlarını. Bir an olsun durdurabilmek isterdi o anı.  

Damlalar yere hızla düşerken, içinden türlü türlü düşünceler geçiyordu Sıla’nın… Gökyüzüne bakarken “Keşke zihnimdekileri de böyle akıtabilseydim.” diyordu kendine. Aklından geçen milyonlarca düşüncenin içinde takılı kaldığı, zihninin ona tekrarlayarak sorduğu tek bir soru vardı “Beni neden sevmediler?” 

Ne yaşarsa yaşasın, dönüp dolaşıp “Yok mu beni çok sevecek biri ya bu dünyada? Fazla bir şey istemiyorum. Biri olsun çok sevsin yeter.” diye sitem ederken buluyordu kendini. Kendi kendine konuşurken yağmur daha da hızlanmaya başlamış ve gördüğü ilk kafeye doğru yönelmişti. 

Ve işte o an…

Kafeden içeri girer girmez göz göze gelmişti karşısındaki adamla.

Sanki çok uzun süredir tanıyormuş gibi hissetti, öyle bildiği bir histi bu, öyle yakın, öyle sıcak… 

Aklından Orhan Gencebay’ın “Bana kaderimin bir oyunu mu bu?” şarkı sözü geçiyordu. Çünkü bir sorun vardı. Bu adam, Mustafa’nın aynısıydı. O kaşlar, o gözler, o bakışlar… 

“Bu kadar da olmaz, olmamalıydı ama” derken,

 “Merhabalar, hoş geldiniz efendim” diyen sesle kendine geldi. 

Gözleri buğulandı Sıla’nın.

Hızlıca geçip arka masalardan birine oturdu; Sıla’nın zihni karmakarışıktı. Aynı anda birçok duyguyu birden yaşıyordu. 

 


“Bakmamalıyım, bakmamalıyım, dönme kızım oraya…” diye kendiyle konuşmaya başlamıştı. 

Terk edildiği eski erkek arkadaşının kopyalanmış hali karşısında duruyordu. Üstelik bir de ona bakıyordu. Ne yapacağını bilemez haldeydi. Birdenbire, 

“Kalk git buradan Sıla.” demişti kendisine ve kafeden çıkmak üzere ayağa kalkmıştı…

Eve geri dönmüştü ancak aklı kafedeydi, zihnini toparlamak için salonun ortasında volta atmaya başladı.  Bir yanı deli gibi kafeye geri dönmek isterken diğer yanı “Asla gitmemelisin” diyordu.  “Bu sefer farklı olur belki” diyerek kafeye geri dönmeye karar verdi...

Karar, ne önemli bir an’dı ve ne önemli bir kelimeydi… İnsan karar verdiğinde tüm yaşamı etkilenirdi bu kararından. Bazen iyi ki’lerin bazense keşke’lerin ne olacağı belirlenirdi işin sonunda. 

Sıla da seçenekleri arasında bir karar vermişti, yüzünde hafif tedirgin ama tebessümlü bir ifadeyle kafeye girerken bulmuştu kendini.  

Aynı kişi tebessümlü bir şekilde ayağa kalkıp “Hoş geldiniz?” diye karşıladı Sıla’yı. 

- Hoş buldum, canım kahve içmek istedi ama sanırım kapatıyorsunuz, diyebildi titrek ses tonuyla.

- Hayır, hayır buyurun lütfen !

- Teşekkür ederim. 

- Ne içersiniz peki?

- Sizin tavsiyeniz ne ise o olabilir, deyip arka köşeye geçmişti. 

Kahvesini beklerken kafeyi incelemeye koyuldu. Kalabalık değildi, sakin dinlendirici bir havası vardı. Ne de güzel dizayn edilmişti her yer. Her yere dikkatle bakarken kahvesi de gelmişti. Tebessümle uzattı adam kahveyi.

- Bize özel bir karışım bu, umarım beğenirsiniz… 

- Çok teşekkürler, diyerek bir yudum aldı ve ekledi.

- Imm çok güzelmiş.  Farklı bir aroması var sanki.  Siz mi üretiyorsunuz?

- Evet, bizim kendi markamız. Daha yeni yeni duyulmaya başlandık. Arkadaşlarım üretimden, ben ise pazarlamadan sorumluyum. Birkaç ay oldu bu maceraya atılalı. Bir düzen kurmaya çalışıyoruz bizlerde, dedi. 

- Öyle mi? Ne güzel düşünmüşsünüz. Yıllardır bu mahalledeyim. Buralara da bu tarz bir kafeye ihtiyaç vardı. Çok isabetli olmuş. Kahvenizin tadı da diğerlerinden çokça farklı ve lezzetli.

Tebessüm ederek elini uzattı ve;

- Benim adım Sıla, sizinki nedir, diye sordu. 

- Benim de Ömer. Bildiğiniz gibi yeni açıldık. Yeterli çalışanımız olmadığı için biz de arada destek oluyoruz servis hizmetlerine. 

 


Kahvesi bittikten sonra da hesabı ödeyip yine tebessümle uğurlanarak evinin yolunu tutmuştu Sıla. 

Ömer’in kendisine olan ilgisi, samimi ve sıcak tavırları Sıla’yı etkilemişti. Artık sık sık uğrar olmuştu kafeye. Her geçen gün daha da yaklaşıyorlardı birbirlerine. Bir yandan eski sevgilisine benziyor olması korkutsa da “İçi kıpır kıpır oluyordu.” Ömer’i düşünmekten alamıyordu kendini.

Zamanla ilişkileri daha samimi olmuştu. Daha önce yaşadıklarına hiç benzemiyordu bu hissettikleri. Dış görünüş aynı ama karakteri başkaydı bu sefer. Doğru adamı bulduğuna emindi. “Onca sıkıntıları çekmeme değdi” diye düşündü…

Bundan sonrası da çok hızlı gelişmişti…

Her gün buluşmalar, yeni planlar ve bitmek bilmeyen keyifli sohbetler. Sıla bu hissin ömür boyu süreceğine inanmaya başlamıştı. Tatlı bir rüyanın içinde gibi hissediyordu kendini. Daha önce hiç böyle olmamıştı. “Sonunda seviliyordu.” 

Sıla ilişkinin başlarında çekingen yaklaşıyordu, bu sefer kararlıydı çünkü. Daha önceki ilişkisinde yaptıklarını yapmayacaktı, terk edilen olmayacaktı, kendi hayatını yok saymayacaktı… 

Tıpkı ürkek bir çocuk gibi kaçınarak sevmeye çalışıyordu Ömer’i. Kararlıydı, bu ilişkiyi heba etmeyecekti. 

İnsan ilişkilerini dengede yaşadığında bir tat alıyor aslında. O tat ise zamanla bir kıvama dönüşüyor. Tıpkı kahvenin su ile karıştığındaki uyumu gibi… 

Denge bir kere bozulduğunda da eski kıvamı yakalamak pek kolay değildi. Gerçek dengeyi yakalamak ise çok uğraş gerektiriyordu.

Peki doğru tepki nasıl verilirdi?

İnsan ne yaptığında dengeyi korumuş oluyordu?


BANA KADERİMİN BİR OYUNU MU BU? - Bölüm 2


 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"Bu senin yaşamın…
Bu senin yaşamın ama, beni de ilgilendiriyor!
Evet, senin yaşamın beni de ilgilendiriyor.
Çünkü; aynı zamanda, aynı seyirci karşısında, aynı sahneyi paylaşıyoruz."

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ


Yorumlar

  1. İnsanın mutlu bir kendi olmalı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel dediniz..😊

      Sil
    2. Bizi başkaları sevsin, başkaları mutlu etsin diye bekleyerek ömür geçiyor
      Halbuki ben mutlu değilsem beni kim mutlu edebilir ki

      Sil
    3. Yalnız kalıp uzunca bir süre kendini sevmeyi öğrenmesi mi gerek?

      Sil
  2. Hadi bakalımm neler olacak :)

    YanıtlaSil
  3. Sıla insallah dengeyi bulursun... :)

    YanıtlaSil
  4. Heycanla bekliyoruz Sıla’nın hikayesini. Elinize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  5. Hayata karşı bir adım atmak bizi hayatın ağırlıgından , acısından, kötü düşüncelerden kurtarır... Yaptığımız hatalar gecmiste yaşadıklarımız bizlere yol gösterir belki de kendimizi sevmemizi sağlar...

    YanıtlaSil
  6. İnsan isteklerine göre seçim yapıyor. İsteğin sebebi önemli, istek ve seçim insanı bir yerlere vardıracak sonucunda.

    YanıtlaSil
  7. Denge her şeyin anahtarı.

    YanıtlaSil
  8. İnsan dengeyi kaçırdığı her yerde problem yaşıyordu.. sıla karşı cinste ilişkilerinin dengesini kaçırmıştı.. tıpkı diğer insanların bazen arkadaşıyla, bazen annesiyle, bazen çocuğuyla, bazen işiyle olan dengesini koruyamaması gibi..

    YanıtlaSil
  9. İnsan kendi hayatından da deneyim transferi yapar :)

    YanıtlaSil
  10. Yalnızlık korkusu ve aldığı her hazzın dahası dengeyi bozan önemli sebeplerden…

    YanıtlaSil
  11. Kafeye tekrar geri dönmesi yanlış bir adım mıydı, öyle gibi bir his var içimde ama merak ettim şimdi:)

    Önceki ilişkisinden deneyim çıkarıp onu uygulamaya çalışması güzel ama sırf öncekine benziyor diye duygularının bilinçli karar vermesini engellemiş olma ihtimali de var.. ilişkide ustalık seminerinizde cevabını bulur muyuz?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de içimden bir ses "hayır hayır" diyodu ama bakalım ne olacak :)

      Sil
    2. Hayır dedim ama gitti… 🥺

      Sil
  12. İnsan tüm dertleri kendisinin sanır, öyle mi gerçekten? Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  13. Tadı damağımda kaldı yazının. merakla devamını bekliyorum. Acaba Sıla'nın akıbeti ne olacak? dengede devam edecek mi ilişkisine?

    YanıtlaSil
  14. İnsan kendi dengesini yitirince mutluluğu da elinden gidiyor ne acı

    YanıtlaSil
  15. Çölün ortasında yalnız tek başına kaldım deyip kalmayanların öyküsü...🌹

    YanıtlaSil
  16. Sıla'nın öyküsü dengede mi devam edecek acaba

    YanıtlaSil
  17. İlişkinin başına tanıma merakının ve hevesin hep aynı olacağını zannediyoruz. Ah Sıla umarım dengeyi bulursun.

    YanıtlaSil
  18. Nasıl olacak bu iş… Umarım kıvamlı ilişkilerimiz olur. Bakalım nereye gidecek bu öykü😊

    YanıtlaSil
  19. Başlığı görünce melodisiyle okudum

    YanıtlaSil
  20. Sıla'nın öyküsünün devamını bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  21. Bakalım ne olacak bu gidişat Sıla için? Ama insanın hak edişi değişmediğinde karşıdaki kişilerin değişmesi bir şeyi fark ettirmiyor sanırım.

    YanıtlaSil
  22. Radyo piyesi gibi.

    YanıtlaSil
  23. İnsanın daha önce neyi yanlış yaptığını net bir şekilde anlamadan tekrar benzer bir sürece girdiğinde yine aynı şeyleri yapması çok muhtemel :(

    YanıtlaSil
  24. Acaba gerçek sorun sevilmemesi miydi?..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya da sevgi konusunda beklentisi mi? Ya da neyi öncelediği mi? Ya da kendi ile olan ilişkisi mi?

      Sil
  25. Arabayı sürerken yolda çıkmak gibi dengesiz ilişki, Sıla’nınki Ömer’le ortayolda ilerleyecek gibi gözüküyor 😄😁

    YanıtlaSil
  26. "İnsan karar verdiğinde tüm yaşamı etkilenirdi bu kararından. Bazen iyi ki’lerin bazense keşke’lerin ne olacağı belirlenirdi işin sonunda." o kadar doğru bir cümle ki... doğru karalar verebiliriz insaAllah...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ