NE DENEDİYSEM OLMADI


Selda, yine aynı şeyleri yaşıyordu. Göz kapakları şişmiş, yüzünde kızarıklıklar oluşmuştu. Sebebini anlayamıyor, sonucuna takılıp kalıyordu. 

“Olmadı. Bu da işe yaramadı, ne yapıyorsam bir türlü düzelmiyor. Yüzümdeki kızarıklık ve yaralardan kurtulamadım.”



Selda, bir süredir yüzünde meydana gelen kızarıklık ve şişlikten şikayetçiydi. Ne olduğunu ve neden oluştuğunu bilmiyordu. Doktora gidip öğrenmek yerine duyduğu yöntemleri denemeyi tercih ediyordu. Bazısı “Yediğinden, içtiğindendir.” diyor. Bazıları da “Strestendir Selda’cığım.” diyordu.

Ablası;

“Neriman’ın da yüzü seninki gibiydi, eczaneden bir krem almış kullanıyordu. İyi gelmiş ona, adını soralım istersen.” dedi.

Ablasının tavsiyesine hemen atladı tabi…

“Ay ablacım iste tabi, alalım hemen. Bir de onu deneyeyim, belki iyi gelir.”

Selda kalabalık bir ailede yetişmiş, akrabalarına, kardeşlerine, yeğenlerine düşkün biriydi. Eşi ve çocukları neyse, onun için onlar da öyleydi. Her hafta mutlaka bir veya iki gününü akrabalarına ayırır, ya onları evine davet eder ya da kendi onların ziyaretine giderdi. Yani ilişkileri güçlü biriydi, kim ne derse dinlerdi. Yüzüne gülen onun kardeşi gibiydi adeta. 

Kimin ne ihtiyacı varsa iki eli bulaşık dahi olsa siler giderirdi. Önce onların işini halleder sonra kendi işlerine dönerdi.

Biri, onu düşünüp iyiliği için tavsiyede bulunuyorsa tereddüt etmeden dinlerdi. Bu şekilde denemediği yöntem kalmamıştı. Hayatının birçok alanında tavsiyeler üzerine deneme-yanılma yöntemini kullanıyordu. Bu Selda için kolay ve anlık çözüm gibi geliyordu. Yaşadığı birçok olumsuz durumun bu kullandığı yöntemle alakalı olduğunu düşünmezdi bile.

Evde eşinin kullandığı bir merhem vardı. Yaraya, yanığa iyi geldiğini söylerdi, aklında kalmıştı. Karar verdi ve merhemden yüzüne sürmeye başladı. Bir, iki, üç gün derken etkisini gösterdiğini fark etti. Yüzü, kremi sürdüğü günler düzeliyordu ama sürmeyince yine şişmeye kızarmaya başlıyordu. Kendi kendine;

“Yüzüme sürdüğümde iyi geliyor o zaman bu kremi her gün kullanacağım demek ki!” dedi ve aradığı çözümü bulmuşçasına mutlu oldu.

Her gün, çarşı pazar, ziyaret derken günleri yoğun geçiyordu. Dış görünüşüne de önem veriyordu, o yüzle dışarıda gezemezdi.

Neredeyse iki aya yakın bu şekilde geçmişti. Bir sabah uyandığında göz kapakları gözlerini kapatacak derecede şişmişti. Yüzü pancar gibi kızarmıştı. Hatta ufak sulu yaralar bile dökmeye başlamıştı. Selda aynada yüzünün son halini görünce;

“Ne oldu bana, aman ALLAH’ım…” dedi ve korkudan ağlamaya başladı.

Eşi ve çocukları yüzüne bakınca şaşkına dönmüşlerdi. Eşi sonunda dayanamamış;

“Kim ne diyorsa aldın yüzüne sürdün. Deneye yanıla bu iş böyle olur hatun! Hadi kalk doğru hastaneye gidiyoruz.” dedi.



Muayenede, kullandığı kremin içeriğindeki maddelerin ciltte hasar oluşturduğunu öğrendi. Doktor, neden bu kadar geç geldiğini sorunca cevap vermekte zorlanmıştı. O genelde hastane ve doktorlardan uzak durmaya çalışırdı. Onların verdiği tedavi yöntemleri uygulamakta çok zorlanıyordu.  “Şimdi bana 'Şekeri keseceksin, hareket edeceksin.' diyecek. 'En sevdiğim turşuyu, domatesi yemeyeceksin' dediğinde ben ne yaparım. Elimdeki haz aldığım tüm şeylerden vazgeçmemi isteyecekler.” diye düşünür, doktor ismi bile ona acı şeyler hissettirirdi.

Ki düşündüğü gibi de oldu. Doktor;

“Selda Hanım, neler yapmışsınız, cildinize ciddi hasar vermek üzereymişsiniz… Neyse ki ilaç tepkime yapmış. Siz de bir zahmet buraya gelmek zorunda kalmışsınız. Kafamıza göre ilaç kullanamayız biliyorsunuz değil mi? Ben yine de tekrar hatırlatayım. Yüzünüzdeki rahatsızlığınız için bir süre perhiz vereceğim. Dikkat etmelisiniz, aksi halde yaralar iyileşmez ve daha da kötü hale gelir.”

Selda hoşuna gitmeyen şeyler duymuştu. Bir süre yemekten keyif aldığı şeylerden uzak durması gerekiyordu. Bunu nasıl başaracaktı? Ona “Kalk bir tepsi börek aç.” de açar ama yapmaması gereken şeyler söylendiğinde ise kaçardı.

Oysa insanın sağlığı iyi olmadığında keyfi de yerinde olmuyordu. Deneme, bir şeyi öğrenmenin yöntemlerinden biridir, ancak sağlık gibi önemli konularda değil… Sebebinin ne olduğunu bilmediğimiz sorunlarımızda, çözüm üretmeye çalışmak, deneme yanılma metodunu kullanmak insanı çözümden daha da uzaklaştırabiliyordu. 

Yapmamız gereken neydi? Önce sebebi bulmak, sonrasında doğru çözüme ulaşmak… 


&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

"Milyarlarca insan içinde, 'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!"

YAHYA HAMURCU

&


&

 KİM KİMDİR

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ


Yorumlar

  1. Hep en çok danışacağımız, en çok deneyim transferine ihtiyacımız olan yerde burnumuzun dikine gidesimiz olur... Böyle yanıla sürüne öğrenmeye hevesliyiz galiba 😆

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya hakikaten öyle. Bir de çok duyuyorum gururla ben kimseye güvenmem kendi bildiğimi yaparım vs. Bilmediğin konuda kendi bildiğini yapmaya çalışmak da çok saçma :)

      Sil
  2. Sebebi düzeltmeden sonuç düzelmiyor.

    YanıtlaSil
  3. Özellikle sağlık konusunda çok yapılan bir yanlış. Anlık çözüm gibi görünen şeyler sonra çok daha büyük sıkıntılara sebep olabiliyor

    YanıtlaSil
  4. Deneyip yanılma da bazı riskli konular vardır secimler yaparken insana pahalıya mal oluyor

    YanıtlaSil
  5. Kimi bir doktorla yetinmez, başka görüşler arar, kimi konu komşu ne derse yapar. Farklı insanlar, farklı tarzlar.

    YanıtlaSil
  6. Sema Nur ERTEN14 Ocak 2025 13:29

    Hadi yemeğe yapıp kötü oldu at çöpe problemde değil ancak zamanı, sağlığı kaldırabilecek durumlarda kafanın dikine gitmek pahalıya mal oluyor.

    YanıtlaSil
  7. Güzel bir hatırlatma, kafanın dikine gitme!

    YanıtlaSil
  8. problemin ne olduğu anlaşılmadan çözüm de bulunamıyor, elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  9. Herkesin dediğini hemen yapabilen kişi ile sadece kendi bildiği, inandığı şeyi doğru zannedip hiçbir tavsiyeye uymayan kişi aslında aşırılık bakımından aynı kategoride sayılabilir.. ikisi de dengeyi, mizanı kaçırmış... Orta yol ne güzel... ne çok şüpheci, temkinli olmak ne de çok kaygısız ve sınırsız olmak... iki uçtaki insanın da hayatında çok sorun olur..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakikaten ne güzel bir ölçü bu tam olarak denge her yerde

      Sil
  10. Kaybedeceğimiz kaç ömür var ki deneye yanıla heba edeceğimiz

    YanıtlaSil
  11. Oluşturmamız gereken sebeplerden kaçıyoruz hep aslında…

    YanıtlaSil
  12. Kaçtığı ne varsa kendi ayakları ile o sonuca varır insan..

    YanıtlaSil
  13. Hayat bize işaret veriyor biz kabullenemeyince bu sefer daha büyük olaylar gönderiyor sanki

    YanıtlaSil
  14. Sonuç için dikbaslilik yapmak sebebinden uzaklaştırır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ